• resmi ilanlar
Ayşe KUDU [email protected]

Mumyalarla Sarılı Bir Dünya’da Benliğimizi Bulma Çabaları

12.12.2013 00:35:41

Efenim, size bu hafta 1 Eylül 2010’ da bloğuma yazdığım bir hikâyeyle merhaba diyorum. Umarım gülücükleriniz eksik olmaz.

Mısır

M.Ö 2.yüzyıl...

Babası Seti'yi kaybeden Ramses 20 yaşında tahta geçmiş ve ölümden sonraki hayata inanan her mısır tanesi gibi ölümsüzlüğünü tarihe geçirmek için bir çok tapınak inşa ettirmiştir. Belgeselin tam bu kısmında kendimi eve neden kapana kıstığımın yanıtını buldum. Kendimin aslında o unutulmuş tapınaklardan birinde kiler odasında unutulmuş bir mumya olduğunu fark ettim. Şu an ki döneme uyum sağlayamamamın tek sebebi bu olabilirdi. Reenkarnasyon var mıydı? Bu öyle bir histi ki arkeologlar taşlardaki yazıyı çözdükçe kendimi ait olduğum birhikâyenin içinde hissediyordum. Bir an şöyle bir soruyla karşı karşıya kaldım '’ben kimdim?'’ İçimden atalarımı bulmama dair bir istek uyandı ve kendimi Mısır'a giden ilk uçağın business koltuğunda otururken buldum.Elimde ise taze sıkılmış portakal suyu. Kendimi o kadar mısırlı hissediyordum ki yazara bu kısmını portakal suyu yerine su ve ekmek olmasını söyledim. O da sağ olsun kırmadı.

Mısır'a iner inmez ancak rehber eşliğinde içinde bulunduğum tapınağı bulabileceğimi düşünerek bir turist kabilesinin arasına daldım. Belgeseldeki tapınağı gördüğümde sanki iç organlarımda yıllar önce dünyaya gelmenin yarattığı bir heyecan vardı. Hâlbuki iç organlarımın her biri vücudumdan dışarı çıkarılarak bir birkâselere konulmuştu. Heyhat insan düşününce bile duygulanıyor. Şimdiye kadar kimsenin bulamadığı tüneli genlerimde yazıyormuşçasına tapınağa girdiğim anda buldum. Karşımdaydım. Beni andıran bir görüntüyle yapılan tabutun içinde yıllar önce mumyalanıp saklanmıştım. Duvardaki yazılara olan aşinalığım da bu yüzdendi ve okuduğum yazı bir kâhin büyüsünü anlatıyordu. Cümleleri bitirir bitirmez karşımda flu bir şekilde ortaya çıkan kâhin:

-Paralel evrenler arasında sıkışıp kaldın ve böyle giderse daha kötüsü olabilir. BingBen’le karşılaşıp yok olabilirsin. Bizim sonsuzluğu arzulama isteğimizi bu şekilde kullanman kimlik karmaşası yaşamana yol açabilir.

- Zaman makinesinin icadına da az kalmıştı. Bu şekilde bir icat yapsam belki insanlık adına büyük kendim için küçük bir adım atmış olabilirim.

- Kâhinler derneğinin bun düşünceyi hoş karşılayacaklarını pek sanmıyorum.

- Aramızda kalamaz mı?

- Beş bin dinara belki. Biliyorsun kahinler dünyasında hayat pahalı.

- Hım... Peki ya diğer seçeneğim ne?

- Ramses'in ruhunu bedenine getirmek!

- Peki, ama nasıl?

- Burada okuduğun büyünün tersini okuyup ortaya çıkan ruha saf kakao dökerek.

- Şaka yapıyor olmalısın.

- E heralde yoksa şimdiye kadar yapılırdı.

- ...

- Tamam,alınma söylüyorum. Bir psikoterapiste gidip olayı anlatman gerek. Bu konuda ciddiyim. Buradan bakılınca ciddi sorunların olduğunu görüyorum. Sonra gene gel konuşalım.

-Peki, hoşçakal.

Ertesi gün kendimi psikoterapistin yanında Freud koltuğuna uzanmış babamı anlatırken buldum. Gerçekten de baba modeli bizim yetişmemizde çok büyük bir etkiye sahip imiş. Anlattıkça kiler odasındaki mumyanın sargı bezleri açılıyor ve dünya ile bağlantı kuruyordu. Konuştuğum kişi Psikoterpist değil mumyalanmış bendim, sesim yıllardır kendine o kadar yabancı gelmişti ki bu duyduğum sesle aramda bir yakınlaşma oldu. Kendimi tanımaktan ziyade olmak istediğim beni tanıtmaya çalışmam yıllarca beni kendimden uzaklaştırmış ve bir tapınağın kilerindeki mumya haline getirmişti. Bu duygular parasempatik sinir sistemimi harekete geçirmiş ve bu da polyanna bir kişilik kazandırmıştı bana. II. Ramses hayatımı geri vermişti. Peki ya şimdi? Yıllardır tanımadığım bu kişiliğe ait değilsem kimdim ben? Daha da önemlisi artık bu yazının yazarı da mı değildim?

 

Dipnot: Kendimi kandırmaya devam etmek en iyisi sanırım.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: