
Ayşe KUDU
boluexpress@hotmail.com
Efenim, 1984 yılında RobReiner tarafından Sahte Belgesel olarak adlandırılan tür belgesel ile kurmaca arasında bir ara-tür.Türün ismi İngilizce belgesel (documentary) ve dalga geçmek (mock) anlamına gelen kelimelerin birleşimininden oluşan Sahte Belgesel (Mockdocumentary) olarak kayda geçiyor. Başlangıcı İngiltere olarak bilinen bu türde şakalar sinemaya uyarlanıyor. Sahte belgesel formatında birçok film çekiliyor.
…
Bunlardan biri de WoodyAllen’in 1983 yılında ortaya koyduğu filmi ‘‘Zelig’’. WoodyAllen,Zelig filminde 1920’lerde Amerika’da yaşamış LeonardZelig’in belgeselini anlatıyor. Aslına bakarsanız öyle biri yok. Filmdeki espriler ise gerçeğe göndermeler yaparak inandırıcılığını arttırıyor.
…
Zelig karakteri yanındaki insanın fiziksel ve kişilik özelliklerine göre değişiyor ve tıpkı o insan gibi oluyor. Görünümü, karakteri, konuşma tarzı, entelektüel seviyesi hatta yetenekleri bile yanındaki insanla eş seviyeye geliyor. Bir gün Asyalı, bir gün siyah, bir gün psikanalist, bir gün doktor, bir gün ganster, bir gün aristokrat olarak karşımıza çıkıyor Zelig sinema boyunca.
…
İnsanlar tarafından keşfedilmesiyle birlikte Zelig Bukalemun insan olarak incelenmeye başlıyor. O artık tıp için bir vak’a, toplum içinse yeni bir merak ve eğlence kaynağı. Bu sırada genç bir psikiyatrist Zelig’i iyileştirmek için gönüllü oluyor. Amaç, Zelig’in bu davranışının altında yatan sebebi bulmak.
…
Hipnoz seansları sırasında Zelig’in dışlanmamak için insanlara benzemeye çalıştığı ortaya çıkıyor ve ilk ne zaman ortaya çıktığını soruyor psikiyatrist. Zelig ise anlatıyor; küçükken bir arkadaşım bana MobyDick’i okuyup okumadığımı sormuştu ben de okumadığımı söylemeye utanarak okumuş gibi davranmıştım.
…
Terapi devam ederken Zelig ilerleme kaydediyor ve artık kendi fikirlerini özgürce ifade etmeye başlıyor. Dolayısıyla, artık yanındaki insanın şekline, düşüncesine dönüşmüyor. Bu sırada toplumda kahraman haline geliyor. Tabii bu kahramanlık uzun sürmüyor. Başına gelen olumsuz olaylarla baş edemeyen Zelig yeniden toplumun arasında kendini fark ettirmemek için onlar gibi olmaya başlıyor.
Dipnot: Film bittiğinde kabul görmek için insanlarla aynı düşüncelere sahip olan insanların varlığını bilmeniz bu senaryoya inanmak için bir sebep oluyor. Ama bu sebep filmin sahte belgesel olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İyi seyirler






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!