• resmi ilanlar
Tahir Semih Özçelik

Kıssadan hisse

03.08.2014 20:00:00

 

Yıllar geçse de unutulmayacak insanlar, muhabbetler, yerler kısacası anlar vardır. Şöyle dönüp arkamıza bir baktığımızda keşke bitmese dediğimiz

 

Sirke, şarap ve şıra ne kadar çok durursa bir o kadar güzel olacağı gibi dostluklar da öyledir. ‘‘Yaradılanı severiz Yaradandan ötürü’’ vizyonuyla hareket ettiğimiz için nice güzel dostlar edindik Türkiyenin dört bir yanından.

***

Kimi milyon liralarım olsun ben mutlu olurum der, biz ise dostlarımız olsun yeter diyoruz. Niye mi biz diyorum? Etrafımdaki güzel insanlar adına konuşuyorum da ondan. Biz birdik, bizde ben hiç olmadı ki, bizde hep birinci çoğul kişi vardı.

 

Birimizin kötü veya mutlu gününde, bir olup acıyı veya mutluluğu paylaşmaktı gayemiz. Bizde eskiden beri böyle. Niye eskileri özlemeyelim, sevmeyelim ki?

***

İlkokulda sabah-akşamlı sistemden tam öğretime geçtiğimiz zaman benim gibi anneleri çalışan çocuklar, öğlen aralarında evden gelenleri bir masaya koyup gün yaparlardı. Menüde Allah ne verdiyse artıkbirinin annesi ekmeğini koymayı mı unutmuş? Hiç sorun değil, diğeri ekmeğini yarıya böler, ben ne yersem sen de öyle der. Kardeşlik, dostluk bu işte. Annesi evde olanlara da gidilir, yine Allah ne verdiyse yenirdi… şimdilerde feysbuktan oyun için can falan paylaşıyorlarmış, fotoğraflarını beğeniyorlarmış bu şekilde kardeş-dost olurmuş, aksi halde olmazmış…

 

Bugünlerde hiçbir şeyin tadı, değeri kalmadı diyenler görüyor /duyuyorum. Eskiden şöyleydi şimdi niye böyle falanben de bu öngürüye genel çerçevede katılıyorum. Bi’şeylerin tadı vardı önceden, sosyal medyayı hayatımıza dahil etmeden. Düzeltiyorum sosyal medyayı hayatımız yapmazdan evvel

 

Çocuk, evlilik, hasta,gezi, iş yeri fotoğrafları hemen internette. İnsanın özel zamanları olmalı, herkesten ayrı dostlarına,kardeşlerine paylaşacak. Hani eskiden ev oturmalarına gidilip, tozlu fotoğraf albümlerinden eskileri yad etmek gibi. Bırakın onu camilerden bile sosyal medyaya bağlananı gördük. ‘‘Hakk ile irtibatı koparmamak için halk ile irtibatınızı kesin’’ yazıyor her yerde ama nerde bunu anlayacak insan. Bir evde, bir de sosyal medyada yaşıyorlar. İki farklı kişi, şizofreniklik misali.

 

Tabi son paragrafta asıl fotoğrafı göstermek adına günümüz için artık izafi sayılacak örneklemelerden bahsettim. Toplumun fermuarını çözenlerin %80i bir kutudan ibaret. Evet, televizyon, bilgisayar ve internet. Sabahtan evde duran kadın ve erkekleri, ağlamaklı seneryolarla kadın programları, öğleden sonraları da yalı ve köşklerde çekilen paranın har vurup harman savrulduğu diziler. Eee insan sahip olmasa da istiyor bunları izleyince. Bir müddet sonra da alışıyor. Beyninin içinde taş işlemeciliği yapan biri gibi ‘‘tık, tık’’ kazıyor, bu yaşantıyı inceden inceye

***

Ailesiyle alışverişten gelen çocukların evin önünde bagajı bir an önce açıp kimse görmeden gireyim diye düşünen nesilden, aldığı elbiseleri gramı gramına sosyal medyada paylaşan


nesile geldik. Bu duruma çocukların, gençlerin örnek aldığı kişiler de ön ayak oluyor. Önceden Barış Manço gibi kişiler örnek alınırken bugün Kıvanç Tatlıtuğ, Buse Terimler örnek alınıyor. Bu kişileri örnek alanlar doyumsuzluğu da örnek aldığının farkına varamıyor. Benim sitemimle ya da belirli bir grubun yaşam tarzlarıyla, eski dostlukları yeni nesillere de aktramaya calışmamız çok zor. Allah sonumuzu hayreylesin.

***

Bu satırların bir kısmını Kızık Yaylası’ndaki evimizin balkonunda yazıyorum. Patırtı, gürültü yok, kuş ve inek sesleri ve hoşça esen rüzgar var. Sakarya ve Çanakkaleden gelen misafirlerim üst katta uyurken ben de bi’şeyler karaladım işte:)

***

Günümüz, haftamız ve gönlümüz aydın olsun.

 

Ramazan Bayramınızı en kalbi muhabbetlerimle tebrik ediyorum.

 

 

Hoşça kalın

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: