• resmi ilanlar
Dr.Ahsen SAÇLI

HİDROELEKTRİK SANTRALLERE NEDEN KARŞI ÇIKIYORUZ?

17.05.2012 00:24:31

Geçenlerde Orman ve Su İşleri Bakanımız hidroelektrik santrallere (HES) neden karşı çıkıldığını anlamadığını söyledi. Bu Bakanımız bir yıl öncesine kadar Çevre ve Orman Bakanıydı. Bizde bu Bakanlığı yapan kişinin bunu neden bilmediğini anlamakta zorlanıyoruz. Şöyle ki...

Öncelikle HES’ler iki grupta ele alınabilir. Büyük HES’ler ile küçük HES’ler. Büyük HES’ler barajlı olan HES’lerdir. Baraj ise, sulama, kullanma suyu temini, akış rejimini düzenleme gibi amaçların yanı sıra HES’lerle elektrik enerjisi üretme amaçlı olarak kullanılmaktadır.

Barajların çevresel zararları; ilk olarak suyun toplandığı bölgede bulunan, bitki ve hayvan çeşitliliği ne varsa yok ediliyor. Sonra bölgede bulunan yerleşim alanlarındaki insanlar göçe zorlandıkları için devlet açısından önemli ekonomik ve sosyal maliyetlere neden oluyorlar. Ayrıca bölgede bulunan tarihi ve kültürel eser ne varsa sular altında bırakılarak yok ediliyor. Öte yandan barajlar, bulundukları bölgede iklim değişimine neden olarak yine o bölgenin doğal ortamını olumsuz yönde etkiliyor. Örneğin Ankara’nın karasal bir iklimi vardı ve doğal ortamı da (bitki ve hayvan çeşitliliği) ona göre şekillenmişti. Şehrin etrafına çeşitli amaçlarla yapılan barajlar nedeniyle Ankara’nın iklimi değişti ve ılıman bir iklim rejimine yaklaştı. Ciddi oranlarda nem görülmeye başlandı. Bunun sonucunda da bitki ve hayvan çeşitliliği değişmeye başladı. Karasal iklimde yaşabilen bitkiler ya da hayvanlar yeni iklime ayak uydurmaya çalışıyorlar ya da tümden yok oluyorlar. Ayrıca belirtmek isterim ki, halen doğada ne işe yaradığını bilmediğimiz bir sürü bitki ve hayvan çeşidi bulunmaktadır. Gelelim barajın yapıldığı akarsuyun durumuna bir kere bu suyun içinde bulunan canlılar tamamen değişiyor ve önemli oranda da yok oluyor. Suyun sıcaklığı değişiyor. Nehrin sahip olduğu ekosistem tamamen bozuluyor. Su tutumu nedeniyle aşağı bırakılan su miktarındaki azalma, nehrin aşağı bölgesinde yer alan tüm ekosistemleri bozuyor. O bölgenin toprak yapısı, bitki örtüsü, hayvan varlıkları, bakteri sistemleri dahil her şey bozuluyor. Ayrıca nehrin denize ulaştığı deltaların eriyor. Topraklarda tuzlanma gerçekleşiyor. Biliyorsunuz ki tuzlanmış toprak geri döndürülemez biçimde bozulmuş demektir. Yer altı su kaynakları bozuluyor. Tüm suların kimyasal özellikleri olumsuz yönde değişiyor… Bu ve daha fazlası…

Emin olun burada barajların zararlı etkilerinin tamamını saymaya sayfalar yetmez. Şunu da ifade edelim, barajların kullanım ömürleri var. En uzunu yaklaşık 70-80 yıl. Bu çerçevede fayda maliyet analizi yaptığınızda, yeşil muhasebe ilkelerine göre hareket ettiğiniz de zaten bu yatırımları yapmazsınız. Bu işler yalnızca politika belirleme meselesi…

Eğer gerçekten doğru bir şekilde enerji politikası belirleyecekseniz öncelikle çevresel değerlere dikkat edeceksiniz. Çünkü bu topraklarda ve bu doğada onların da hakkı var. Bu hak çok kutsal bir haktır. Anayasamızda da belirtilen bugünkü ve gelecek kuşakların “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı”…

Nükleere neden karşı olduğumuzu ve enerji politikalarında gözetilmesi gerekenleri de daha sonra yazarız…     

 

YORUMLAR  (Toplam 6 yorum)

  • objektif  (21.05.2012 23:47:34)

    Bir an gözlerimizi kapatalım, ülkemizde heler yok, nükleer yok elektirik yok gaz lambası yakmak için petrol ün de çıkartılmaması gerekiyor, gazlambasıda yok. Emekçi kardeşkerimizi sömüren faşist patronlar yok, memurumuzu işçimizi ezen devlet yok. Dahada geri gidersek sevgili yazarın arzuladığı hiç bozulmamış taş devrinde ne güzel yaşardık. Akıllı olun suları tersine akıtamazsınız. Gelişmek istiyorsanız her nimetin bir külfeti mutlaka olacaktır. Hem soför arkası hem cam kenarı yok öylebir şey.

  • şeker  (19.05.2012 04:27:38)

    Çok çabuk taraf olup, karşı tarafı suçlu ilan edip-YARGIÇ- atıyoruz uçurumdan aşağı. Oysa zarar bana da sana da. BEN PATRON GÖZÜYLE DEĞİL, EMEK GÖZÜYLE BAKMAYI SEÇİYORUM. Nasıl olsa enerji üretimini patron yapacak. Zam yapıldığında kar patrona gidiyor. Basit bir yol...

  • ali  (18.05.2012 08:36:25)

    ayrıca Türkiyedeki çevre etki değerlendirme raporu süreçleri sorunlarla dolu. havza bazlı planlama yapılmadan, sadece suyun debisine bakarak baraj yapmak, vadileri katletmek anlamına geliyor. yeni barajlara değil, enerji verimliliğine yatırım yapın! doğa ve insan yaşamını yokeden HESLERE HAYIR!

  • Murat CELESUN  (18.05.2012 04:11:26)

    Biz bu ülke kalkınsın sanayi,üretim gelişsin istiyorsak buda ancak milli ekonomi politikasıyla olur. Üretim arttıkça enerji tüketimide artacak bu nasıl karşılanacak bunları düşünün. Alternatif enerji kaynakları diyorsanız mesela rüzgar enerjisi adı üzerinde alternatif destekleyici ilk önce temeli,aslı bir çözülsün sonra diğer kaynaklar destekleyici olarak düşünülsün.

  • cem hoca  (18.05.2012 02:39:09)

    peki size göre çözüm ne?

  • d.davut  (17.05.2012 23:13:03)

    Baraj yapılmasın,HESlere hayır, Kömür santralları havayı kirletiyor, nükleer aman! aman!olmaaaaz! EVet! Elektrik KULLANMAYALIM,gaz Lambası ile oturalım o zaman..Öyle mi?? Ünvanı Dr. olan biri böyle bir yazı yazarsa VAY benim garip ÜLKEM vay!!!!

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: