• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

ESKİDEN

17.04.2012 00:12:17

 

       Muzip bir şarkı sözü anımsıyorum

 

      Biz eskiden, eskiden

      Su içerdik testiden.

 

      Gerçektende biz eskiden suyu testiden içerdik. İnsanlar ve mevsimler değişmeden önce yazlar sahiden yazdı. En az üç ay boyunca sıcaklar yakar kavururdu. Henüz buzdolabı evlerde kullanıma girmemişti.

 

      İşte testi o sarı sıcak yaz günlerinde imdadımıza koşan iki su soğutucu kaynağından birsiydi. Suyu dışına sızdırabilen böylece de doğal soğutma işlevini daha iyi yapabilen Ayaş testileri pek meşhurdu.

 

     İkinci soğutucu da kuyulardı. Pek az kişi bu ayrıcalığa sahipti. Parası ve bahçesi olan bu bahçeye iki kuyu kazdır. Bu kuyulardan biri su ihtiyacı için kullanılırken diğeri de buzdolabı yerine yiyecek ve içeceklerin saklanması için hizmet verirdi.

 

     Genel olarak herkes fakirdi. Ve genel olarak herkes gönül zenginiydi. İnsanlar ellerinde olanı isteyerek paylaşırdı. Verebilecek kadar çok olmayan şeylerde, başkası görüp de imrenmesin diye kimseye gösterilmezdi.

 

      Çarşıdan pazardan alınan şeyler görülmesin, göz hakkı kalır diye sepetin üzerine örtü koyulur, ekmek bile büyükçe bir mendile sarılarak eve getirilirdi  

 

       Misafir angarya değildi. Kutsaldı. En mütevazı evlerde bile yalnızca misafir geldiğinde açılan, evin en güzel eşyalarıyla döşeli bir misafir odası olurdu.

 

      Odalar küçücüktü, ama heyula koltuklarla, sehpa takımlarıyla, hele o eşya gösterişi için konulan cinnet eseri gümüşlüklerle daraltarak kullanmaya çalıştığımız salonlardan daha ferahtı, daha genişti. Köşeleri büyüklere tahsisli boydan boya sedirlerde gelen her kese oturabileceği rahat bir yer bulunurdu.

 

     Öğretmenlerimiz de kutsaldı. Anne babadan bir adım önde sayılırdı.  Bir öğretmen öyle çocuğumun kulağını çekti, Maazallah avucuna cetvelle vurdu diye mahkeme kapılarında süründürülmez, basında teşhir edilerek itibarı iki paralık edilmezdi.

 

     Çocuklar öğretmenlerini seni babama söylerim diye tehdit etmezdi. Aksine çocuğuna sözünü dinletemeyen anne baba  “ bak seni öğretmenine söylerim” derdi. Asayiş berkemal olurdu.

 

     Avuçlarımıza cetvelle vuruldu, kulağımız çekildi, arkadaşlarımızın önünde azarlandık, İdareyi gale almayıp saç taraşı olmadığımız için makasla saçımızdan bir miktar kesildi diye hiç bunalım yaşamadık. Kendimizi aşağılık hissetmedik Hepimizde toplum içinde itibar sahibi, işinde gücünde Muaffak olmuş, yaptıkları evlilikleri yarı yolda bozmamış, sorumluluklarını taşıyabilen insanlar olduk. Elhamdülillah.

 

     Bizim eskiden ve geçmişte yaşadıklarımızdan doğan pişmanlıklarımız yok. Ama kaybettiğimiz ( kaybettirildiğimiz ) değerlerimiz yüzünden  şimdi geleceğe ait korkularımız var.

 

     Toplum olarak düşünecek ne çok şeyimiz var değimli?

 

      Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

      Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: