• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

BİR BAHAR AKŞAMI HİKÂYESİ

19.06.2012 00:18:34

 

       Dinlediğim şarkıların sözleri, okuduğum şiirler her zaman beni başka âlemlere doğru götürür.  O şiirleri yazan insanların gönül dünyalarını anlamaya çalışır, şiirin arkasına var olduğunu sandığım bir hikâye düşünürüm. Benim hikâyemle şairin gönül dünyasındaki hikâye aynımıdır bilemem.

 

      Bu hikâyeleri ara sıra sizlerle paylaşmak istiyorum. Siyasi arenada sevgiden ve edepten yoksun diyaloglardan bunalan gönüllerinize merhem olması umuduyla, İşte benim “Bir Bahar Akşamı” ile ilgili hikâyem.       

 

        “Üsküdar huzur içinde yaşanmış bir günün akşamına hazırlanırken bir adam Çamlıca’ya doğru çıkan yolda ağır, ağır yürüyordu. Ara sıra esen hafif bir rüzgâr, sönmeye yüz tutmuş korların üzerinde oluşan kızıllığa benzer duygu uyanışlarına sebep oluyor, İstanbul kokusu baharın tılsımıyla birleşerek karşı konulmaz bir heyecan dalgasıyla yaşı ellilerin sonuna gelmiş bu adamı sarsıyordu.

 

       Yaşlı adam yıllar boyunca hep hayalinde yaşadığı aşkların her biri ayrı öykülerini hatırlamaya çalışıyor, ama öyküler bir birine karışıyor, bir türlü bu güzel bahar akşam ile örtüşecek bir hikâye oluşamıyordu. Sonunda yıllarca aradığı güzelle karşılaşamamış olmanın hayal kırıklığı ile düşünmekten vaz geçip gözlerini gerçek âleme çevirmeye karar verdi ki, İşte ne olduysa o anda oldu, sanki bir mucize gerçekleşti.

 

      Aşağıya doru gelen ikişerli üçerli insan guruplarının arasında iki genç kız, inanılmaz bir mutluluğun sarhoşu olmuş gibi birbirlerine heyecanla bir şeyler anlatıyorlardı. Gözlerindeki ışıktan tarifsiz bir sevinci yaşadıkları belliydi.

 

      Sanki birden zamanın koordinatları değişiverdi. Herkes yok olmuş, Çamlıca yokuşu cennete giden yollardan birine dönüşüvermişti. Adamın yüreği duruverecekmiş gibi oldu. Yıllarca hayalinde yaşattığı kız gerçekti ve hemen az ilerisindeydi.

 

      Hayır, hayır bu gerçek olamazdı.  Önce aklının kendisine oyun ettiğini düşündü. Hakikati kavrayabilmek için kızın gözlerine öyle derin, öyle muhabbetle baktı ki, kızın dünya güzeli yüzü pembeleşti ve mahcubiyetle başını önüne eğdi.

 

      Adam bu nazenin güzeli örseleyivermek korkusu ile titredi. O daha da derin bir mahcubiyetle başını önüne eğerek yürümeye devam etti. Kızı geçtikten birkaç adım sonra durdu. Kızında durduğunu ve geriye dönüp baktığını hissetti.

 

      İşte şimdi kader anıydı. Eğer döner ve bakarsa içinden çıkılması imkânsız bir kuyuya düşeceğini anladı. Hayır, hayır dönüp bakmamalıydı. Gözleri yerde yoluna devam etti.

 

      Eve geldiğinde hala heyecanı yatışmamış nabzı normale dönmemişti. Bir süre hiçbir şey düşünemeden pencereden dışarıyı seyretti. Sonra ağaçların arasından görünen boğazın az önce gördüğü kızın gözlerine benzeyen maviliği fark etti.

 

     Biraz önce görüp yaşadıkları çok tuhaf bir şekilde gerçekti. Bir mucizeydi. Çok geç kalmış bir mucize. Evet, artık her şey için çok geçti. Yılların yorgunluğuyla yanı başında duran masaya çöktü ve içindeki duyguları derin bir hüzünle kâğıda döktü.

 

     Bir bahar akşamı rastladım size.

     Sevinçli bir telaş içindeydiniz.

     Derinden bakınca gözlerinize

     Neden başınızı öne eğdiniz?

 

     İçimde uyanan eski bir arzu

     Dedi ki, yıllardır aradığın bu.

     Şimdi soruyorum büküp boynumu

     Daha önceleri neredeydiniz?

     

    Gam ve telaş sizlerden uzak olsun.

    Huzur bulun, hayırla kalın efendim.

 

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • Çetin AKÇAY  (20.06.2012 00:03:05)

    Cengiz Abi ağzına yüreğine sağlık.Yaklaşık 17 18 yıl evvel sanırım bir Alaplı Düzce Bolu güzergahında dinlemiştim senden yeniden okumak senden duymak güzel oldu.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: