• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

KENDİNİ BİLMEK

17.07.2012 00:14:39

  Hiçbir kavim yoktur ki kendisine bir peygamber gelmemiş olsun. Allah bütün yarattıkları üzerine merhametli ve Adildir. “KENDİNİ BİL, RABBİNİ BUL”  emri bütün zamanlarda İnsanoğluna istisnasız tebliğ edilmiş ve insanlarca da hep biline gelmiştir.                                                          

     Antik çağda yaşayan Yunalılar akıl erdiremedikleri her hadisenin ayrı bir tanrı tarafından meydana getirildiğine inanırlardı. Bu yüzden de çok tanrılı bir din anlayışları vardı.

        Işık, sanat, şiir ve kehanet tanrısı olarak kabul etikleri Apollon adına inşa edilmiş yedi kehanet tapınağından birisi Didim’deki, ikincisi de Delfi ’deki (Delphoi)  Apollon tapınağıdır. Günümüze kadar gelen Delfi ’deki tapınağın üzerinde  “Kendini bil” diyen bir yazı vardır.

       Sokrates Yunanlı bir tebliğcidir.( Bu ifade onun kendisi için kullandığı bir unvandır.) Yunanlıların inandıkları Tanrılarının bir vehim olduğunu, Tanrının tek bir Tanrı olduğunu iddia etmiştir. Bu iddiasından vaz geçmediği için, Tanrılara karşı gelmek ve gençlerin aklını karıştırmaktan suçlu bulunarak baldıran zehri içmek suretiyle ölüme mahkûm edilmiş ve öldürülmüştür.

        Sokrates söylediği şeyleri kendi kafasından uydurmadığını, içinde bir cevher olduğunu, ondan ilham alarak konuştuğunu söyler.(Vahiy) İnsanları sürekli içinden duyduğu “Kendini bil”  sözü ile ikaz eder.

        Sokrates, bütün hayatı boyunca Atina’dan üç kere ayrılmıştır. Bunlardan bir tanesi de kendisine ilham edilmesinden önce de bu sözün söylendiğini duyduğu, Delfi’deki Apollon tapınağının üstünde bulunan “kendini bil” yazısını gözü ile görmek ve mutmain olmak için yaptığı yolculuktur.

       Sokrates’e göre kendini bilmek kolay bir iş değildir. Ancak mümkündür ve çok gereklidir. Kendini bilmenin ebedi mutluluğu sağlayacağını ifade eder. 

        Platon’a göre kendini bilmek Bilgelik; yani âlim olmak. Cesaret ve itidal; yani ölçülü ve dengeli olmakla mümkündür.                                                                                                                                                                                  

        Tarihte kendini bilme konusunda söylenenler bunlarla sınırlı değil. Daha sayısız örnekler var. Pisagor’dan Mevlana ya, Buda’dan Yunus’a, Kemale–Nirvana ya ermenin yani aydınlanmanın yolunu hep Kendini bilmek olarak göstermişler.

       “Allah’tan uzaklaşan, Allah’ı aramayan insan, ne kendisinde, ne de kendi dışında hakikati ve adaleti bulamaz.”   Pascal.

      “Kendini bil. Allaha ancak bu yolla ve kendi gayretinle ulaşabilirsin” Pisagor.

      “Kendinden kendine sefer eyle”  Mevlana                                                                                         

       İlim,ilim bilmektir

      İlim kendin bilmektir

      Sen kendini bilmezsin

      Ya nice okumaktır”.        (Yunus)

    

      Kendini bilmek, kendi bedenini tanımak, fiziksel ayrıntılarımız üzerine detaylı bilgi sahibi olmak, Cinsiyetimizi ve organlarımızın fonksiyonlarını bilip anlamak, yahut medeni olmak, nasıl oturulup kalkılacağını, nerede kime ne söyleneceğini bilmek ve feraset sahibi olmak mıdır?  

       Hayır, burada kendini bilmekten kastedilen daha başka bir şey olmalı. Elbette bunları bilmek, zahiri ilimlere ve bu işin olmazsa olmazı edebe sahip olmak gerekir.       

                                                                                                                                          

      Kendini bilmekten kastedilen odur ki; Âdemin yaratılış sebebinden başlayarak Onun yeryüzüne, çokluk âleminde imtihan edilmek üzere nefsi emmaresiyle beraber gelişini, Halifelikle kulluk arasına zerk edilmiş olan nefsi emmareye ait ayrıntıların sırrını ve sebeplerini bilmesidir.

 

       Önce bu ince ayrıntıyı bilip kavrayacak ve sırtına imtihan olarak yüklenen şu nefis belasından kurtulacak. Sonra da Rabbini bilmenin büyük ödülü olarak O’na dönebilmek, Allah’a halife olmak şerefine nail olacak.

 

     “Ben muhakkak ki yeryüzünde bir halife var edeceğim” (Kur’an-ı kerim 2/30.)

 

     Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

     Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: