• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

KÖLEVİZYON VE HÜRRİYET

26.06.2012 15:19:34

       Esaret hayatımızın sınırlarını belirleyen bir gücün tahakkümü altında, onun istediği biçimde ve izin verdiği kadar yaşama hakkına sahip olabilmektir. Ancak bu her zaman katı kurallar altında cereyan etmez. Eğer ruh ve düşünce dünyanız bir şekilde ipotek altındaysa, gerçekten hür olduğunuz söylenemez.

       Şimdi oturup bir düşünün. Hayatınızın gündemini, kendi inisiyatifinizle belirleyebiliyor musunuz?

Yoksa birilerinin paket gündemlerine kuyruk olmak gibi bir alışkanlığa mı sahipsiniz?

        

       Seçme hürriyetiniz ne kadar?  En basitinden bir markete girdiğinizde ihtiyacınız olan ürünü hangi ölçülere göre değerlendirip belirliyorsunuz? Eğer tercihiniz reklam spotlarıyla beyninize yazılmış markalara göre oluyorsa, yalnızca çok reklam edilen malların kaliteli ve güvenilir olduğuna inandırılmışsanız, seçiminizi özgürce yapmış olurmusunuz?

 

      İhracatçıların stoklarında biriken, renkleri beğenilmediği için satılamamış kumaşlar bu yılın modası neft-i yeşil ve turuncudur diye lanse ediliyor,  inanılmaz bir hızla insanların üzerende bu renk giysiler görülüyorsa, beğeni özgürlüğümüz var denilebilir mi?

 

       Siyasi tercihiniz size mi ait? Yoksa medyanın iyi dediğine iyi, kötü dediğine kötü demek gibi bir huyunuz mu var?  Her yer aydınlık, ıldır ışıkken medya ülke bir karanlığa doğru sürükleniyor diye feryat ederse paniğe kapılırmısınız? Yoksa hayatınızı masaya yatırır, ne zaman daha iyi ve müreffeh yaşadım, ne zaman dara duçar oldum diye düşünür, oyunuzu buna göre mi kullanırsınız?

 

       Ülkenin gündemi ile ilgili bir haber program izliyorken birden kanal değiştirip bir dizi filme veya bir türkücünün karısıyla, metresiyle, santimetresiyle ilgili dedikodu yapan bir magazin programına geçermisiniz?

 

       Örnekleri istediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz.  Gerçek şu ki bilincimiz dört bir yandan kuşatma altında. Özgürce verdiğimizi sandığımız kararlar çoğunlukla başkalarına ait. Kısaca her konuda yönlendirilmekteyiz. Eğer buna dur demeyi bilmezsek hiçbir zaman hayatımız ve hayallerimiz bize ait olmayacak.

 

        Öncelikle yapmanız gereken şey beyninize vurulan prangalardan kurtulmaktır. Yani şu hayatımız yönlendiren şeylerden, aile içinde bizi birbirimize yabancılaştıran, sohbeti  muhabbeti  kaldırıp  herkesi kendi  hayal dünyasında esir eden kölevizyondan ( Televizyon) ve onun daha da entelektüel boyutu olan interbeter (İnternet ) tuzağından ne yapıp edip kurtulmaktır.

 

        Gelin bu akşam kendinizi azat edin. Televizyonunuzu ve bilgisayarınızı kapatın. Bu akşamı ailenize adayın. Eşinizle birlikte geçmişte yaşadığınız güzel anılarınızı anlatın. Hem siz hem de çocuklarınız bu güzel yaşanmışlıklarla beslenip mutlu olsunlar.

 

Bırakın ruhunuz ve beyniniz özgürlüğün tadını çıkarsın. Tabii bunu yapabilecek kadar özgürseniz!

 

Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

Huzur bulun, hayırla kalın.

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: