• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

MEMLEKETTE İŞ Mİ VAR ABİ

11.09.2012 19:38:10

     40 yıl kadar önceydi. Rahmetli babamla birlikte bir mensucat fabrikasının takım bileme işlerini yapmak için Mersin’de bulunuyorduk. Bir sabah fabrikaya giderken,25 yaşlarında bir genç yolumuzu kesti. Mahcup ve perişan bir ifadeyle bey amca dedi. İki gündür açım. İş bulamadım. Sizden para istemiyorum, Bana bir ekmek alıverir misiniz?  Sözünü bitirene kadar utancından gözleri dolmuş, alnı ter içinde kalmıştı. Belli ki doğru söylüyordu. 

      Babam “bizimle gel” dedi. Önce bir lokantaya gidip karnını doyurdu, sonra sordu.

-       Ne iş olsa yaparmısın?

-       Yapmazmıyım amca. Ne iş olsa yaparım.

-       Öyleyse düş peşimize.

      İşe bir küfe, bir kürek birde süpürge alarak başladık. Küfeyi sırtına alabilmesi için lamba fitilinden askılar yaptık. Delikanlı şaşkın, şaşkın sordu.

-       Amca bunlarla ne iş yapacağız?

      Babam sabret dedi. Hep birlikte hayvan pazarına gittik. Sonra bir köşedeki kuru hayvan gübrelerini süpürtüp küfeye doldurttuk. Her gün sürü, sürü hayvanların alınıp satıldığı bu büyük pazar yerinde müthiş bir gübre potansiyeli vardı. Delikanlı küfeyi sırtına, süpürge ve küreği eline aldı, düştük yola. Sahile doğru indik.

      Babam, bak delikanlı dedi. Şimdi şu gördüğün sokaklara sıra ile gireceksin. Bahçe gübresi, saksı gübresi diye bağıracaksın. Bu yazlıkların hepsi bahçeli. Eğer bahçeye döktürürlerse Beş lira, saksıya gübre isterlerse Elli kuruş alırsın. Yapabilecek misin?

      Delikanlı, yaparım amca dedi. Peki, ben sizi sonra nerede bulacağım? Paraları size ne zaman vereceğim?

       Rahmetli gülümsedi. Evlat bize çalışmıyorsun. Kazandıkların senindir. Haydi, kolay gelsin dedi.

       Bir ay kadar sonra, Milli Güreşçilerimizden Mersinli Ahmet’in sahildeki çay bahçesinde otururken, Delikanlı ile göz göze geliverdik. O da oradaydı. Bir masaya oturmuş çayını yudumluyordu. Bizi görünce sevinçle yerinden fırlayıp yanımıza geldi. Babamın ellerine sarıldı.

      - Allah sizden razı olsun amca. Hayatımı kurtardınız. Çok iyi para kazanıyorum. Üç tekerlekli bir bisiklet aldım artık onunla çalışıyorum. İşlerim çok iyi ……………

                                                        *

 Birkaç gün önce Kahvehanede her gün aynı masada okey oynayan gençlere yaklaşıp sordum.

     - Gençler her Allah’ın günü burada oyun oynamaktan bıkmıyor musunuz?

     - Ne yapalım abi işimiz yok.

     - Niye bir iş arayıp bulmuyorsunuz?

     - Dalgamı geçiyorsun? Memlekette iş mi var abi?

    - Peki, size ben bir iş bulsam çalışır mısınız?

      Gençlerden biri atılıverdi.

     - Niye çalışmayalım abi. Eğer boktan bir iş değilse çalışırız tabii.

      Kaybettiği partinin hesabını ödemek için cebindeki son parayı kahvehaneciye uzatan gencin yüzündeki burukluğa bakarken, Mersin’de tanıdığım gencin deniz mavisi gözlerinde gördüğüm yaşama sevincini hatırlıyorum. Düşünmeden edemiyorum.

     Bu gençlerden hangisinin yaptığı iş daha boktan. Mersin’li o gencin mi, yoksa kahvehanedeki bu gençlerin mi?

     Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

     Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • Sercan Çelik  (12.09.2012 07:09:49)

    Hocam Mersinli gencin hikayesini ilk anlattığınız günden beri hiç unutmadım sürekli aklıma gelir, birşeyler yapmak istedikten sonra gerçekten yapılabilir. Yukarıdaki hikayeden alınacak ne çok ders var.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: