SON TREN

23.10.2012 00:55:48

Batı medeniyetinin son fiyaskosu, bizzat insanı berbat etmiş olasıdır. Bakmayın o dopinglerle kırılan rekorlara, Aletlerle ve ilaçlarla salonlarda geliştirilmiş vücutlara, pahalı boyalarla maskelenerek güzelleştirildi zannedilen yüzlere.

Şimdi modern dedikleri insan, nefesi kesik, dişleri protez destekli, gözleri çocuk yaşta bozuk, cesareti silik, sıkıntılara tahammülsüz, evlendiği gün boşanmaya hazır, kendisi ile bile kavgalı.

Bu mudur çağdaş ve ileri insan modeli. Avrupa’nın adam olması için asırlarca verdiğimiz uğraşa yazık oldu.

Bu muhteşem kültür binlerce ileri insan yetiştirdi geri dediler. Kuşların ve hatta dağlardaki

Kurtların bile şefkatle korunduğu pırıl pırıl bir çevre meydana getirdik, aşırı sanayileşme uğruna binlerce cins hayvanı yok ettiler. Eko dengeyi onarılmaz biçimde bozup ardından hiçbir işe yaramaz ağıtlar yazıp, yaslar tuttular.

Halıları, kilimleri mis kokan tertemiz evler ve ibadethaneler yaptık, benimseyemediler. Evlerine ve tapınaklarına ayakkabı ile girdiler. Lülelerinden ve fıskiyelerinden ab-ı hayat akan hamamlar yaptık, fıçılarda ve küvetlerde yıkanmayı tercih ettiler.

Evet, 1900’lü yıllar itibarı ile batının teknolojik ve ekonomik alanda ileri gittiği doğrudur. İslam dünyasının geri kaldığı da.

Fakat bu ilerlemenin gittikçe kabaran bilânçosuna bir bakın. Faturanın gider kısmında dünyanın geri kalanını sömürmek, milyonlarca insanı açlığa mahkûm etmek, daha çok kazanma uğruna doğal çevreyi tahrip etmek, ekolojik dengeleri bozmak, nükleer tehdit, binlerce canlı türünün yok edilişi, insanların iç dengelerinin bozuluşu gibi uzunca bir liste yer alıyor.

Eğer ilerleme denilen şey buysa bizim geri kalmamızdan daha doğal bir şey olamaz ve kaçınılmaz. Zira bu kadar tahripkâr bir ilerlemeye bizim inancımız ve kültürümüz izin vermez.

İnsanın iç dünyasından atmosferin katmanlarına kadar, aile hayatından bütünüyle canlılar âlemine kadar her alanda dengelerin bozulmuş olması, batının ileri gittiğini değil, çok ileri gittiğini gösteriyor.

Bu günün sorunu nasıl batılı olabiliriz değil, haddini aşarak fazla ileri giden batının insanın yaratılıştan gelen ölçülerine nasıl çekileceğidir.

Gel gör ki meseleye objektif bakamayanlar DÜVEL-İ MUAZZAMA kompleksine kapılarak, her şeyimizle batıya teslim olmaya can atıyorlar.

Oysa batı insanı içine düştüğü manevi tatminsizliğin acılarından kurtuluş çareleri aramakta ve yönünü yavaş,yavaş doğuya çevirmektedir.

Kurtuluş amacıyla binmeye çalıştığımız bu tren, dönüp dolaşacak ve aradığı huzuru Türk-İslam sentezinin bu coğrafyada yakaladığı barış, huzur ve yüksek medeniyet istasyonunda bulacaktır.

Bu gün o trene binmek için can atanlardan sağ olanlar, bir gün bindikleri bu istasyona tekrar gelerek inerlerken elbette çok mahcup olacaklardır.

Kurban bayramınız mübarek olsun.

Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

Huzur bulun, hayırla kalın.