
M. Cengiz Poyraz
m.cengizpoyraz@gmail.com
Nefs’i Mühime ilham alan nefs demektir. Bu makama gelen kişi artık enfüsü (içi) ile irtibata geçer ve Kendisine bir çok şeyler ilham olunur, İçinden gelen İlahi ses onun doğru ile yanlışı ayırabilmesini sağlar.
Allah-u Tealâ nefsin isyan ve itaatini doğrudan doğruya hiçbir aracı olmaksızın ilham ettiği için bu makamın adı mülhime olmuştur. Kur’an-ı kerim’de şöyle buyrulmuştur: “Sonra da o nefse isyan ve itaati ilham edene yemin ederim”(Şems 8)
Kişiye ilham olunanların doğrudan onun içindeki Makam-ı İlahi’den, yani Allahtan geldiği konusunu ilerde daha teferruatlı olarak işleyeceğiz.
Efendimiz S.A.V. min "Fetvacılar sana fetva verseler de, sen bir de kalbine danış. " Hadisindeki mana da budur.
Mülhime makamında Allah’ın lütfuyla hayrı ve şerri hassas bir şekilde biri birinden ayırabilme kabiliyetine sahip olan kul, Makam ve mevki hesaplarından vaz geçer. Şehevî duygularını kontrol altına almıştır. Allahın yasaklarından ve aşırılıklardan kaçar. Allah’tan gayrı şeylerle meşgul olmaz.
Nefsin Afetleri azaldıkça, imanın hakikatleri de kalpte gelişmeye başlar. Kişi, Allahın emirlerini yerine getirmek için aşk ve arzu ile çalışır.
Kötü ve çirkin huylar artık yapılmıyor olsalar bile, istek noktasında hala mevcuttur. Bu hal kişinin hakikat âlemine geçebilmesine engel olur.
Bu yüzden gönülde çeşitli vehimler, gönül darlıkları ve istekler yüzünden tam olarak huzura ve sükûna kavuşamamıştır. Kişi Dünya telaşelerinden geçim ve gelecek endişesinden, çoluk çocuğun istikbaline ait korkularından sıkıntıya düşer.
Bugünün rızkını elde ettiği hâlde yarınki rızığı için endişe duyar. Her ne kadar Cenab-ı Hakk'ın "Rezzâk" sıfatını kabul etsede istemeden de olsa kalben duyduğu bu endişeyle Rezzak-ı Alem olan Yüce Allaha karşı bir itimatsızlık mevkiinde kalabilir.
Bu makamda artık kişinin Ruhunda ilâhi aşk ateşi parlamaya başlar. İlim, tevazu, yumuşaklık, kanaat, mertlik, sabır, belaya tahammül gibi, güzel hasletler belirir
Bu makam çok renkli ve ahenklidir. Bu aşamaya gelenlerin çoğu buradan çıkmak istemez. Buradan daha ileriye gitme cesaret ve iradesini gösteremez. Yolun sonuna geldim sanır. Bu mertebenin afeti, "bir şey oldum" zannına kapılarak gaflet ile kibir ve gurura sürüklenivermektir.
Şeytan O kişi ile eskisinden daha çok uğraşır. Kendini ve amellerini beğendirir, insanları küçük ve değersiz gösterir, ümitsizliğe düşürür, Allah‘ın azabına karşı ona artık güvendesin diye fısıldar. Şeytanın tuzağına düşmemek lazımdır.
Bunun içinde desteğe ihtiyaç vardır. Bir insan buraya kadar kendi ihlâs ve gayreti ile çıkabilirse de, buradan ileriye ancak bir Mürşid-i kâmil’in kılavuzluğu ile gidebilir. Vuslata ancak en az fenafillâh olmuş bir mürşidi kâmilin rehberliğinde ve manevi terbiyesi ile ulaşılabilir. Yoksa geriye doğru düşerek her şeyi kaybetmek vardır ki, Allah muhafaza buyursun.
Buradan öteye geçen kişinin makamı artık Nefs’i Mutmaînne’ dir.
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.
Huzur bulun, hayırla kalın.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!