• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

MASAL MI? MARTAVAL MI?

08.01.2013 00:30:13

 

             Köşe yazarlarını siyasi perspektifte üç ana kategoride toparlamak mümkün. Güncel olanı yazmak ( kolay işçilik) . Gündeme tabi olmak (Dirayetsizlik). Gündem oluşturmak ( Vizyon sahibi olmak gerek )

             Eğer edebi ve kültürel perspektiften bakarsanız o zaman konu genişler.  İlmi, felsefi, siyasi, mistik, romantik. Vs.

      Bendeniz İnsan olarak tanımlanan Eşrefi mahlûkatın aydınlanma sürecini tamamlayarak Hz. İnsan olması yolunda göstereceği gayretlere destek verebilmek amacıyla yazmaya çalışan bir hizmetkârım.

      Bu sebepledir ki, ortalık yıkılıyorken bile siyasi gündeme doğrudan bulaşmamaya, sataşmalara cevap vermemeye,  yazılarımı yoruma dayalı jan janlı gündemlerden uzak tutmaya, artık insanları ikrah ettiren siyasi masal  ( Martaval) anlatıcısı olmamaya özen gösteriyorum.

      Benim yazılarımı kaç kişi okur, ne kadar ciddiye alır bilemiyorum, Ama yazıyorum. Hani Nemrut, Hz. İbrahim’i ateşe atınca bir karınca ağzında küçük bir damla su ile can hıraş İbrahim’e yardıma gidiyor.  Demişler bu ne boşuna gayret. Sen daha ona yaklaşamadan ağzındaki su buhar olur gider. Karınca biliyorum demiş. Eee o zaman ne diye kendini paralıyorsun. Cevap müthiş

     “Yarın huzuru mahşerde sorarlarsa, benim kimin safında olduğum belli olsun diye.

       Bundan böyle Allah bize fırsat ve ruhsat verirse, bu minval üzere yazma gayreti içinde olacağız.  Bundan başka her hafta unutulmakta olan bir kültürün yaşatılmasana vesile olur diye düşündüğüm ilave bir yazım olacak.  Bu konuda sizlerinde katkılarını bekliyorum.

        Yukarıda siyasi masal anlatıcısı olmamaya dikkat ettiğimi belirtmiştim. Ancak benim kuşağım Kıssadan hisse alınacak Malına, canına, ikbaline, istikbaline kast etmeyen masallarla büyüdü. Televizyondan, İnternetten, hatta radyodan bile yoksunduk. Hayal gücümüz Anneannelerimizin, dedelerimizin anlattığı masallarla gelişti. Onlarda düşünmeyi, tevekkülü, sabrı öğrendik.

        Acıların mutlu sonlarla taçlandığını “Onlar erdi muradına, biz çıkalım kerevetine”  finali ile bilgi dağarcığımıza yazdık.

         Masala sadece çocuklar müptela değildi. Büyükler içinde masal anlatıcılar vardı. Meddah denilen bu ustalar kahvehanelerde, düğün dernek toplantılarında insanlara o tatlı dilleriyle masalar anlatır, kısadan hisseler aktarırlardı.

       Artık masalların kendisi masal oldu. Ne bilen var ne de anlatan. Şimdilerde masalı edebi bir form olarak kitaplardan tanıyoruz.

       Orta kuşaklar bilir. Masal denince akla gelen yerli yabancı üç gurup masal vardı. Bin bir gece masları, Dede Korkut masları, birde Andersen’den masallar.

        Ben buna bir ilave yapıp ANNEANNEM DEN MASALLAR Başlığı altında, artık bilen hiç kimsenin kalmadığı, hiç duymadığınız masallardan bir demet sunacağım.   İstiyorum ki bu güzel maslar benimle birlikte yok olup gitmesin. Toplumun malı olan bu emanetleri yine ona tevdi edeyim.  

       Nasip olursa İlki haftaya İnşallah.

       Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

       Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: