• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

ANNEANNEM DEN MASALLAR

22.01.2013 00:14:49

 

 KENDİ KENDİNE HANIM OLAN KIZ.  ( II )

       …..Bu seferde kızının bir çift kundurayla dantelli çorap istemesi Dürüye kadını iyice korkutmuş.       Bu işin sonu iyiye gitmeyecek. Ben bu kızın istediklerini her zaman nasıl bulacağım diye üzüle, üzüle düşmüş yola. O gün çamaşır günü Fethi beylerin konağındaymış. Konağa varıp çamaşır leğeninin başına oturmuş. Başlamış hem ağlamaya,  hem yıkamaya.

       Fethi beyin hanımı bakalım çamaşırlar güzelce yıkanıyor mu diye bakmak için gelince Dürüye kadının ağladığını görüp sormuş

        “ Dürüye kadın ne oldu Niye ağlıyorsun?” Demiş.

        Dürüye kadın:  ah hanımım ah. Sorma, Ben ağlamayayım da kimler ağlasın. Benim gözü yükseklerde, bir kızım var. Fukaralığımızdan hep şikâyet eder durur.  Dün sabah bana insan içine çıkamaz oldum. Ya bana ipekten, atlastan bir elbise bulur getirirsin ya da sana bu evi dar ederim dediydi.  Sağ olsun Sait paşanın Hanımı iki takım elbise verdi götürdüm.

      Bu sabahta tutturdu bir çift güzel kundurayla dantelli çorap isterim diye.  Şimdi ben bunları nereden bulacağım. Diye ağlamaya devam etmiş.

      Fethi beyin hanımı Allah iyiliğini versin Dürüye. Sen bunun için mi ağlıyorsun. Hadi sil gözlerini. Kunduralarla çorabı da ben veririm giderken götürüsün. Demiş

     Akşama istediğinden de güzel kuduralar ile dantelli çorabı gören kız sevincinden havalara uçmuş. Bir yandan annesini üzdüğü için, için yüreği yanıyormuş ama istediklerini elde etmenin başka bir yolunu da bulamıyormuş.

     Birkaç gün sonra yine bir sabah dürüye kadın tam evden çıkacakmış ki kızı kolundan yakalayıp bak anne demiş. Biliyorum bana kızıyor güceniyorsun ama benim başka çarem yok. Senden istediğim iki şey kaldı, onları da yap başka bir şey istemiyorum.

      Bana bu seferde güzel bir hamam bohçası ile içine bir hamam takımı bul Tasını da unutma diye tembih etmiş.

       Dürüye kadın etme eyleme kızım bunlar kimden nasıl istenir dediyse de kızına laf anlatamamış.

        Yine tasalar içinde o günkü işine, Kadı Fahrettin efendilerin konağına varıp çamaşıra başlamış.  Bir yandan çamaşır yıkıyor bir yandan Allah’ım bana yardım et, Allah’ım bana yardım et diye dua edip gözyaşı döküyormuş.

         Kadı karısı, Dünya yarısı, tombul, tombul bir hatunmuş. Dürüye’nin Böyle dediğini duyunca çamaşırlar çok geldi sanarak Göbelini hoplata, hoplata gülerek “Kız dürüye buna ağlanır mı? Yarısını da yarın yıkarsın. Ben senin gündeliğini ayrıca veririm” Demiş

        Dürüye kadın “ah hanımım ah Allah sana uzun ömürler versin. Benim derdim pek başka” diyerek olup bitenleri bir, bir anlatmış.

        Kadı efendinin hanımı eh madem işin bu kadarı tamam olmuş, bohça ile hamam takımını da ben vereyim. Genç kızdır, gönlünü kırmamak lazım. Demiş.

      

         

         O akşam Dürüye kadın Allah’a şükrederek bu sorunu da çözmüş olmanın sevinci ile evin yolunu tutmuş Bir yandan yürüyor, bir yandan da bakalım geriye ne kaldı diye düşünüyormuş.

         Bir kaç hafta böylece geçmiş Ne kızdan kendiliğinden bir ses çıkmış, nede sorunca bir şey söylemiş.

         Nihayet bir sabah anne yarın işe gitme. Beraber hamama gideceğiz senden son bir isteğim var. Kenara ayırdığın paralarından birazını gözden çıkaracaksın. Git bu gün bir landoncu bul anlaş  (Landon dört tarafı kapalı yaylı araba) yarın gelip bizi evden alsın, büyük hamama götürsün, sonrada akşamüzeri almaya gelsin. Bundan sonra senden bir şey istemiyorum.

      Annesi kızının sona eren isteklerinden memnun, binlerce şükür ederek peki demiş. Kızının istediği gibi bir landoncuyla anlaşıp eve gelmiş.

         Ertesi gün kız giyinip kuşanmış. Bir peri kızı gibi olmuş.  Bir süre sonrada landon gelip kapının önünde durmuş. Kız anasına hadi bakalım hamam bohçasını al düş peşime diyerek salına, salına landona binmiş, doğruca hamama gitmişler.

        Hamamın kapısından içeriye giren bu son derece güzel ve lüks giyimli hanımı gören hamamcı ve çalışanları onun yüksek tabakadan biri olduğunu sanarak ağdalı bir iltifatla karşılayıp başköşeye oturtmuşlar.

       Herkes birbirine daha önce hiç görmedikleri bu zengin hanımı soruyormuş ama bir bilende çıkmıyormuş. Kız önde, hamam malzemeleri anasının elinde, saltanatla içeriye girip bir kurnanın başına kurulmuş sonrada anasına dadı sen git bir köşede yıkan ihtiyacım olursa ben seni çağırırım diyerek onu uzaklaştırmış.

     Çok geçmeden kızın etrafını hamamdaki zengin ve itibarlı ailelerin hanımları sarmış. Başlamışlar sormaya.

-       Hanımefendi kimlerdensiniz?

-        Alaybeyzade’lerdeniz efendim.

-       Sizi burada daha önce hiç görmemiştik

-       Biz Beyrut’ta bulunuyorduk. Babam vefat edince nişanlım beyefendi bizi buraya aldırttı.

-       Ay pek memnun olduk. Evinizde de ziyaret etmek isteriz.

-       Beni mesut edersiniz. Ne zaman isterseniz buyurun.

-       O zaman müsaitseniz çıkınca kısa bir ziyarette bulunalım. Hem evinizi görüp öğreniriz, hem de biraz soluklanırız.

Bu ani ziyaret fikri kızı çok zor durumda bırakmış ama hiç bozuntuya vermeden “peki”

diyivermiş. Artık ne olacağını ne yapacağını o da bilmiyormuş. Kendi kendine galiba bu işin sonunda rezil olacağım. Allah’ım ne olur bana yardım et, beni utandırma diye dua ediyormuş.

     DEVAM ADECEK

    Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

    Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: