ANNEANNEM DEN MASALLAR CİCİ BİCİ ( I )

12.03.2013 00:31:25

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken eski hamam içinde. Yaşlı, fakir ve saf mı saf bir adamla karısı yaşarmış uzak diyarlardan birinde.

Günlerden bir gün yaşadıkları şehrin zenginlerinden birinin yaptığı düğüne orada yaşayan herkes davet edilmiş. Düğün davet olurda ona katılmayan kadın olur mu? Komşularıyla beraber bizim ihtiyarın karısı da düğüne gitmiş.

Gitmiş ama pişman da olmuş. Herkes en güzel elbiselerini giymiş, takmış takıştırmış, bizim fukarada ne cici bici elbise var ne de takıp takıştıracak bir şey. O hemen düğünü terk edip doğru eve koşmuş. Yapışmış kocasının yakasına.

“Bana bak herif. Düğünde her kesin karısı cicili biciliydi. İçlerinde bir tek benim cicim bicim yoktu. Sabah ilk işin evden çıkacaksın bana da herkeste olduğu gibi cici bici bulup getireceksin yoksa sakın eve geri dönme demiş,

Adamcağız ne yapsın sabah erkenden çıkmış yola. Çıkmış ama ne yapacağını nereye gideceğini bilmiyormuş. Allah’ın sen bana bir yol göster diyerek bütün gün yürümüş. Nihayet akşam olmuş. Hava iyice kararmadan kendine sığınacak bir kuytu bulup oracıkta yorgunluktan uyuya kalmış.

Gecenin bir yarısına doğru oradan geçmekte olan Kırk haramiler adamı görüp durmuşlar. İçlerinden biri hemen atından inip ihtiyar adamı uyarmış ve sormuş. Kimsin sen. İn misin, cin misin? Gece yarısı bu dağ başında ne işin var senin.

Adamcağız korku ile titreyerek, “oğullar ben ne inim ne cinim. Bende sizler gibi bir beni Âdemim. Dedikten sonra niye orada olduğunu anlatıp, Karım eğer cici bici bulmadan gelirsen seni eve sokmam dedi. Bende cici bici bulmak için evden çıkıp buralara kadar geldim demiş.

Harami başı bu saf adama acımış. Baba ben sana cici bici bulabilmen için yardım edeceğim. Hadi bizimle gel demiş. Birlikte yola düşmüşler. Büyük bir konağın önünde durmuşlar.

Harami başı “bak baba. Biz şimdi seni gizlice bu konağa sokacağız. Sen bak içeride beğendiğin cici bicilerden istediğin kadarın al gel. Biz seni burada bekleyeceğiz.” Demiş, ihtiyarı içeriye sokmuşlar.

Adamcağız korkusundan haramilere bir şey diyememiş ama birinin malını habersizce almak haram olur ne yapmalı bilmem diyerek evi dolaşmaya başlamış. Nihayet bir odanın kapısını açmış ki ne görsün, evin beyi ve hanımı şatafatlı bir karyolada uyuyorlar. Üzerlerinde de incilerle süslü sarı ipek atlastan bir yorgan. İşte demiş, aradığım cici bici bu olsa gerek.

Demiş ama bu yorgan bunların üzerinden nasıl alınır ki. Ya üstleri başları açıksa. Yok, yok Haber vermeden hırsız gibi almak olmaz. Ben şunlara bir haber verip öyle alayım deyip uyuyan adamı dürtüştürmüş.

Efendi, efendi hele bak, ben şu üstünüzdeki yorganı alacağım da eğer üstünüz başınız açıksa bir toparlanıverin.

Uykusundan benirleyerek uyanan adam karşısındaki bu yaşlı, akıl noksanı adamı görünce yataktan fırlayıp ihtiyarı sille tokat evden dışarıya atmış.

Yaşlı adam ah vah ederek haramilerin yanına dönmüş. Harami başı baba ne oldu cici biciyi aldın mı? Diye sormuş. Adamda olan biteni bir, bir anlatmış. Haramiler ihtiyarın anlattıklarına kahkahalarla gülmüşler.

Harami başı; neyse baba üzülme. Biz seni yarı akşam başka bir konağa sokarız cici bicini oradan alırsın demiş.

Ertesi gece haramiler ihtiyarı başka bir konağa götürmüşler. Harami başı bak aba demiş. Biz şimdi seni bu konağa sokacağız. İçeriye bak istediğin şeyleri al çık. Sakın ev sahiplerine haber vermeye kalkışma. Hadi biz seni burada bekliyoruz.

DEVAM EDECEK

Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

Huzur bulun, hayırla kalın.