M. Cengiz Poyraz [email protected]

ANNEANNEM DEN MASALLAR CİCİ BİCİ ( II )

19.03.2013 00:15:11

İhtiyar bu yeni girdiği konağı dolaşmaya başlamış. Oraya buraya bakarken mutfakta masanın üzerinde duran altın gibi pırıl, pırıl parlayan bir tunç havan görmüş. Kendi kendine cici bici olsa, olsa budur demiş ve almak üzere havanın yanına gitmiş.

Gitmiş ama havanın içinde dövülmek üzere konulmuş karabiber varmış. Adamcağız şimdi ben bu havanı alıp gidersem bu insanlar yarın bu biberi nasıl dövecekler. Günahtır. Ben şu biberi dövüp de havanı öyle alayım demiş, başlamış biber dövmeye.

Gecenin bir yarısı havan sesiyle uyanan ev sakinleri koşup gelmişler ki yaşlı bir adam mutfakta biber dövüyor. Yakasına yapışıp sen burada ne yapıyorsun diye sormuşlar. Oda bütün olan biteni anlatıp “Şimdi ben bu cici bici havanı alıp gidersem siz biberi nasıl döveceksiniz, bari ben dövüp de öyle alayım dedim” demiş.

Konak çalışanları bu adam delinin biri diyerek ihtiyarı tekme tokat kapı dışarı etmişler. İhtiyar yine ah vah ederek haramilerin yanına dönüp başına gelenleri anlatmış. Haramiler yine kahkahalarla gülüp “ baba sen nasıl bir adamsın böyle. Hay Allah senin iyiliğini versin. Neyse üzülme yarın başka bir konağa gideriz” diyerek onu teselli etmişler.

Gece olunca “aman bu sefer boş çıkma ha” diye tembihler ederek ihtiyarı öncekilerden daha debdebeli bir konağa sokmuşlar. Adamcağız bu muhteşem konağa hayran, hayran bakarak dolaşırken birden tavanda asılı şamdanların altında sarkan altın topları görmüş.

İşte bu sefer cici biciyi buldum diyerek topları alabilmek için salonun ortasında sıçramaya başlamış. Fakat toplar oldukça yüksekmiş. Bir türlü erişemiyor ama bıkmadan yukarı doğru sıçrıyor sonrada gürültülü bir şekilde yere düşüyormuş. Sonunda bu gürültülere konaktakiler uyanıp ne oluyor diye sesin geldiği yere koşmuşlar.

Eee. İşin sonu malum. Bizim ihtiyar yine güzel bir dayak yiyerek evden atılmış. Bu sefer haramilerinde sabrı taşmış. Baba sen bu kafayla cici bici bulacağım diye dayaktan öleceksin. Gel bu işten vaz geç demişler.

İhtiyar bu sözleri duyunca ben şimdi ne yapacağım, nereye gideceğim. Mümkünü yok hanım beni eve sokmaz diye ağlamaya başlamış.

Haramiler bu duruma pek üzülmüşler. Harami başı “bak baba sana bir şans daha vereceğim olmazsa artık bizden başka bir şey bekleme” diyerek Onu ertesi akşam padişahın sarayına sokmuşlar. Artık biz gidiyoruz sen başının çaresine bakarsın demişler.

İhtiyar bu sefer girdiği yerin hiçbir yere benzemediğini, duvarların altın yaldızlı çinilerle süslemelerle ve kıymetli taşlarla bezeli olduğunu fark edince amanın burası olsa olsa cennet olur. Ben buradan nasıl bir şey alırda giderim diye korkuya kapılmış.

Ancak buradan da boş çıkarsa artık cici bici bulma şansının da kalmadığını bildiğinden bari demiş, bir aptes alayım. Sonra bir ezan okuyayım. İki rekâtta namaz kılayım da sonra alacağımı alırım.

Hemen salonun orta yerindeki havuza gidip aptesini almış, sonrada yanık, yanık ezan okumaya başlamış. Sesi duyan görevliler adama doğru koşarken padişahta uyanıp ne oluyor diye odasından dışarı fırlamış. İhtiyar adamı der dest edip padişahın huzuruna getirmişler.

Padişah bre adam sen kimsin sarayımda ne arıyorsun diye sormuş. Adamcağız başından geçenleri bir,bir padişaha anlatmış. En sonunda beni buraya soktular. Bende burası cennet.İki rekat namaz kılmadan bir şey almak doğru olmaz dedim. aptes aldım, ezan okuyordum. Beni yakalayıp sizin huzurunuza getirdiler demiş.

Padişah bu içi dışı tertemiz saf adamcağızdan pek hoşlanmış. Önce duyduklarına kahkahalarla gülmüş sonrada görevlilere alın bu kulumu misafir edin. Yarın gidip karısınıda alıp buraya getirin diye ferman buyurmuş.

Ertesi gün görevliler gidip ihtiyar adamın karısını alıp gelmişler.Padişah Buyruğumdur: bu kadına en güzel giysiler verilsin mücevherler takılsın kendilerine bir ev verin ve ömürlerinin sonunu kadar bütün ihtiyaçlarını karşılayın demiş.

İhtiyar ve karısı temiz yürekli olmalarının karşılığını böyle almışlar ve ömürlerinin sonuna kadar mutluluk içinde yaşamışlar.

Onlar ermiş murtlarına biz çıkalım kerevetine.

Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

Huzur bulun, hayırla kalın.