• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

ÇOCUKLUĞUMUN KASABASI NALLIHAN -ıv-ÇOCUKLAR OYUNCAĞINI, KADINLAR KIŞLIK YİYECEĞİNİ…

23.04.2013 00:34:50

Bizim çocukluğumuzda hazır oyuncaklar yoktu. Oyuncaklarımızın neredeyse hepsini kendimiz yapar oynardık. Kalın demir telden bükerek yaptığımız çember ve onu sürmek için ucu yana doğru kancalı sopası, telden eğe büke yaptığımız direksiyonu olan, sağa sola döndürülebilen tel arabalarımız, tahta Kılıçlar, komen oynamak için tahtadan yapılmış tabacalar Yay ve oklar bu cümledendi. ( Komen ; bir çok arkadaşın saklanarak birbirlerini avlamaya çalıştıkları, yakalayınca önce komen diyerek arkadaşını oyun dışı bırakmak sureti ile bir kişi kalana kadar oynanan bir oyundur.)

Oyuncak olarak sadece misket ve topacı satın alırdık. Birde bayramdan bayrama aldığımız mantar ve tabancasıyla, çatapatlar vardı. İşte hepsi o kadar. Misket, gazoz kapaklarıyla en çok oynadığımız oyundu.  Uzuneşek, çelik çomak, dalya, sek, sek ve saklambaçta revaçta oyunlarımızdandı.

Bisiklet parmakla sayılacak kadar azdı. Hele çocuklar için hayaldi. Ancak panayır zamanlarında gelen üç tekerlekli bisikletlerle binebilirdik. Daha sonraki yıllarda bisiklet kirama işi bir meslek oldu. Hafız Ali’nin evinin altında oturan Şuayip ağabey üç beş bisikletle başladığı bu işi iyice büyüterek yıllarca yaptı. Bisiklete binme ücreti beş dakikası yirmi beş kuruştandı.

Biraz daha büyüyünce okuma kabiliyetimizi ve hayal gücümüzü geliştiren bir alışkanlık edindik. Tommiks, Teksas,Ten ten Zagor gibi çizgi macera kitapları. Derslerimize engel olduğu gerekçesiyle büyüklerimiz bu kitapları okumamıza karşı çıksalar da, her aldığımız kitaptan sonra yeni çıkacak sayıyı iple çekerek beklerdik.

Kasabanın tek kitap gazete satıcısı Kulaksız Osman’dı. Gazete her gün öğleden sonra saat üç civarlarında posta arabasıyla Ankara’dan gelirdi. Kulaksız Osman gelen gazeteleri Meydandaki barakasının önünde yere serer, önce sayar sonrada aboneleri ayırıp üzerlerine isimlerini yazardı.  Bu işler bitmeden kesinlikle kimseye gazete vermez isteyenleri de öfkeyle azarlar, kovardı.

Telefon herkeste yoktu. Yalnızca devlet daireleri ile bazı büyük esnaflarda, birde sayıları on beşi geçmez zengin evlerinde manyetolu telefonlar vardı. Öyle canınızın istediği kişinin numarasını çevirip arayamazdınız.

Önce manyeto yaparak P.T.T nin santral memurunu arayacak sonra ona konuşmak istediğiniz kişinin adını veya numarasını söyleyeceksiniz. O da sizin telefon hattınızı aramak istediğiniz kişinin hattına bağlayacak ve çaldıracak. Ancak böyle görüşülebilirdi. Şehirlerarası görüşme isteği santrale yazdırılarak bazen bütün gün beklenir, çıkarsa görüşülebilirdi.  Bazen görüşülemediği de olurdu.

Yaz mevsiminde kış hazırlıkları yapılır biber, patlıcan taze fasulye gibi sebzeler iplere dizilerek balkonlara pencereler asılarak kurutulur, tarhana dökülür. Nişasta ve salça yapılır, makarna kesilir,  bulgur kaynatılarak kurutup dibeklerde dövülürdü. Yeni kaynatılmış adına gölle denen taze bulgur çocuklara, konu komşuya ikram edilirdi.

Yazdan hazırlanan yiyeceklerden biride turşuydu. Turşu ya teneke içine kurularak ağzı lehimle kapatılarak saklanır, ya da küp içerisine kurulur ışıkla temas ettirilmezdi. Turşular cam kavanozlarda kurulmaya başladıktan sonra eski tatlarını kaybettiler. Güz geldiğinde kaynatılarak yapılan pekmezler de küp içinde saklanır, küpün ağzına temiz bir bez konulup bağlanır sonrada üstüne bir tahta onun üzerine de taş konulurdu.

Sonbaharda yapılan kışla ilgili işlerden biride besi kesmekti. Durumu müsait olanlar bütün bir sene bakıp besledikleri bir sığırı keser, Etinin tamamı kıyma, kavurma ve sucuk olarak hazırlanır ve kışın yenmek üzere saklanırdı.

Kış hazırlıklarıyla ilgili faaliyetlerin çoğunda bütün komşu kadınları bir araya gelerek yardımlaşırlar, işler güle oynaya yapılırdı. Bayramlar için yapılan hummalı hazırlıklar içinde Bayram çöreğinin yeri ve önemi bir başkadır. Bayram için hazırlanan baklava, saray burması, perçem gibi tatlıların yanı sıra çörek olamazsa olmazdır.

Üçü beşi bir araya gelen kadınlar çörek için yoğurdukları özel hamuru tekne içinde mahalle fırınına taşır, sırası gelince hemen orada hazırlayıp şekillendirdikleri çörek hamurlarının bazılarının içine ceviz koyarak üzerlerine yumurta sarısı sürerlerdi. Sonra çörek hamuru çatalla çizilerek süslenir, haşhaş kozasının altı ile çiçek motifleri yapılır ve en son bolca susam serpilerek pişirilirdi.   (DEVAM EDECEK)

 

     Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

     Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • Ramiz AYDOĞAN  (08.05.2013 17:56:41)

    çocukluğuma götürdünüz beni size çok teşekkür ediyorum cengiz bey çok güzel özetlemişsiniz.

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: