AĞAÇ MUHALEFETİ

02.07.2013 00:47:24

İnsanlar üzerinden dişe dokunur bir eleştiri konusu bulamayınca muhalifler, muhalefet malzemesi olarak çar naçar ağaç katliamı diye yarı ütopik bir konu buldular.

Madem insanlar adına irdelenecek bir konu yok, o zaman yaşasın ağaç katliamı, sokak köpekleri, alkol içme özgürlüğü, canının istediği yerde sevişme hürriyeti, v.s.

Abant da ağaç katliamı, Taksimde ağaç katliamı, Boğazda ağaç katliamı, Çevre yolu yapımında ağaç katliamı.

Yoldan üç yüz metre içeride orman işletmesinin yaptığı binlerce ağacın kesilmesini olağan karşılayanlar, ( Ormandan ürün almak elbette normal bir çalışmadır.) yol yapımı için gereğine binaen kesilen ağaçlar için gürültü çıkarıp huzur bozuyorlar.

Riya; içine olmayan bir değeri sende varmış gibi gösterme gayreti olarak tarif edilir. Bu son derece kötü bir karakter tanımıdır. Bu ruh hali sürekli negatif enerji üretir. Çevresindeki ahengi bozduğu gibi kendilerini de devasız hastalıklara duçar ederler. Negatif enerji insanın dünyasını da, ahiretini de berbat eden günah kavramının öteki adıdır.

Hayatında hiç ağaç dikmemiş, Yediği meyvelerin çekirdeklerini belki biter diye hiç toprağa gömmemiş biri, güya ağaçlar kesilmesin diye kendini sokaklara atıyor. Elinde sigarası ile nefes almak istiyoruz diye bağırıyor.

Zıtlık üstüne zıtlık.

Hadi bunu gençler kimlik ve kişilik oluşturma çağının getirdiği bir refleks olarak, bende varım ve bak buradayım demek için yapıyor. Ya o kocaman yaşını başını almış adamlara ne demeli. Gençlerin refleks tepkilerine yamanarak muhalefet boşluklarını doldurabilmek için, içine düştükleri şu acıklı duruma bir bakın.

Kelli, felli bilim adamları, bilim kadınları (güya), kendilerini bir tarafın yandaşı olarak etiketleyip ciddi, ciddi tartışıyor, yorumlar yapıp sonuçlar çıkartıyorlar.

Ey insanlar! Eğer içinize ağaç sevgisi varsa ağaç dikin. Gittiğiniz piknik alanlarında rast gele ateş yakmayın. Yaktığınız kontrollü ateşleri tamamen söndüğünden emin olmadan terk etmeyin. Orman alanlarında sigara içmeyin. İçiniz yanacaksa yanan ormanlar için yansın, bunun için feryat edin. Hiç olmazsa dağda bayırda yediğiniz meyvelerin çekirdeklerini toprağa gömün ki gidenler geriye dönebilsin.

Eğer ağaca, doğaya karşı bir sorumluluk hissediyorsanız en büyük eylem budur.

Bu gayret hem sizin dünyaya gelmenize vesile olan ana babanıza, hem yaşamaya aday olduğunuz hayatınıza, hem de sizden gelecek nesillerinize karşı bir görevdir.

Cenap Şahabettin’in dediği gibi “Yerinde sayanlar yürüyenlerden çok ses çıkarır”

Lütfen yürüyün. Hepimizin daha az sese, daha çok çalışmaya ve ilerlemeye ihtiyacımız var.

Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

Huzur bulun, hayırla kalın.