• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

ALLAH’I ZİKRETMEK

30.07.2013 00:38:44

Zikir elde bir tespih, Allah’ın isimlerini kuru kuruya üzerinde düşünmeksizin tekrarlayıp durmak değildir. Zikir kul olmanın, Salih insan olmanın şiarıdır. Eğer zikirden bir maksat hâsıl olsun isteniyorsa Muhiddin-i Arabi Hz. lerinin şu sözlerine dikkat etmek gerekir.

 

    “Zikir üç şekildedir.Kalben, Sırren, Fiilen.


    1-Kalben: Esmayı sükûn ve huzur içinde dil ile zikrederek elde edilir.

    2-Sırren:  Esmâda erimektir.

    3-Fiilen:   En kıymetli zikir budur. Bu zikir Allah'ın emirlerinde gizlidir. Resulün sünnetlerinde yaptığı hareketlerde görünür.


    Zekât ve sadaka; el-Rezzak isminin uygulamalı zikirdir.

    Merhamet ve şefkat; El-Rahim, El-Rahman isminin uygulamalı zikirdir. Zararlı olarak kabul ettiğimiz hayvanlara bile şefkat ve merhamet gereklidir.

    Resulü Ekrem, Ahlâkı ve bütün sünnetleriyle uygulamalı zikrin (fiili zikrin) tam kendisi idi.

    Bu zikre girenin hayatı büyük ölçüde sınırlandırılmıştır. Resul’e abdestli bulunmak, yerde yatmak, gece namazı kılmak, misvak kullanmak farzdı. Fiili zikir olmasa diğerleri bir şey ifade etmez.

    Namaz da bir zikirdir. Miraca gitmektir. İbadet bundan dolayı farzdır. ''Farz'' demek mecburi demek değildir. Hakk’a yanaşmak için muhakkak şarttır. Hakk’a yanaşmanın edebidir, usulüdür. Bunsuz olmaz demektir.

 

                                                         ******
   Günah:                                     
   İşlenilen günahın günah olduğuna inanmak ve onun bir kabahat olduğunu bilmek İbadettir. Daha günahı işlerken içine ibadet karışıyor demektir. Bu da o kabahatin affına sebeptir. Bir de o günaha istiğfar ve tövbe edilirse, ibadet tarafı kuvvetlenir, günaha galebe edilmiş olur.


   Günahı günah bilmek, işlerken günah olduğuna inanmak, işlemenin sonunda pişmanlığa sebep olur.  İşte bu haller günahları yıkayan en iyi hallerdir.


    Allah'ın affı ve rahmeti çok geniştir.  Allah'a doğru bir karış gidene Allah’ın rahmeti bir arşın gelir. Bir arşın gidene bir kulaç gelir. Yürüyerek gidene koşarak gelir. Mealinde Hâdis-i kutsi vardır.


    Allah'tan bize gelen feyizler, Ahkâm-ı ilâhiye’ye ( Allah’ın emir ve yasaklarına) imân ile orantılıdır İmânın ne kadar kuvvetlenirse, feyiz o kadar fazlalaşır.

 

    Daima hayra ve hayırlı işlere niyetli ol. O hayrı işlemeğe muvaffak olamazsan dahi mükâfatını görürsün.

    Yine hatırına gelen bütün şerleri de terk etmeğe azimli ol, hatırına gelen fenalıkları da terk etmeğe azmet.

    Kader galebe eder de o şerri işlersen zararını görmezsin. Hatıra gelen şerleri terk etmeğe azimli olan, her fena hatıradan dolayı sevap kazanır.

           

    Sevap: Allah'ın ve Peygamberin yapılmasını istediği ve yapılmamasından hoşnut oldukları şeylere denir.

    Bir Hadis-i kutside:   “Kulum bir sevap,  bir iyilik işlemeyi düşünürse hemen bir sevap yazarım.  Eğer onu işlerse en az on misli sevap yazarım.  Bir fenalık düşünürse, onu işlemezse affederim. İşlerse bir misli günah yazarım.” Buyurulur.


    Günahlarda adalet var. Sevaplarda fazlalık var. İyi iş güzel amel yapanlara daha güzel bir de ziyadesi var. “Burada Allah yazarım diyor''  Hakkın kudretiyle yazıldığı için ''yazarım'' buyuruyor sınır koymuyor.”

 

    İslâm kelimesi  ( LA iLAHE  iLLALLAH ) dır, ona devam et. Bu, zikirlerin sevimlisidir.            Hadis-i şerifte Ben ve benden evvel geçen bütün Peygamberlerin söylediği en efdâl zikir         (LA iLAHE iLLALLAH ) dır.  Buyrulmuştur.


    Bir Hadis-i Kutsi’de: Benden gayri yedi gökler ve onlarda bulunanlar ve yine benden gayri  yedi  kat yerler  ve  içinde  bulunanlar  terazinin bir  gözünde olsa, diğer kefesinde de                  ( LA  iLAHE  iLLALLAH ) olsa, Kelime-i İslâm ağır gelir.


    Sözün inceliğini düşün. Düşün de ona göre devam et. Bu zikrin feyzini ancak buna devam  eden  ve  bunu kalbine sağlam yerleştiren  anlar. Bu kelimede hem nefy, hem de isbat vardır.   (LA  İLAHE) ile aynını nefy ederken (İLLALLAH)  ile de varlığını ispat ediyor.


   

   Sakın (LA İLAHE İLLALLAH) ehline düşman  olma.  onun  Allah dostları ile dostluğu var
Kelime-i tevhidin ehli olanların bilfarz yer dolusu günahları olsa yalnız şirk bulunmasa, Allah onları o kadar mağfiretle karşılar.

 

    Bilmeyerek veya yoruma müsait ağzından bozuk şeyler çıkmış ise buna dayanarak Allah'ın kullarına düşman olunmaz. Allah'a düşman olduğu belli olmayan kimselere düşmanlık etme. Allah'a düşman olan müşriktir. Ondan uzaklaşmalı.
   
    Allah, kendi dostuna düşmanlık edene ilân-ı harp eder.  Allah’ın kullarına daima şefkat ve merhametle muamele et. Allah, gayrimüslimlere de, ateistlere de rızk veriyor. Hatta şefkat ve merhametin bütün hayvanat ve mahlûkatı içine alsın. Onları Yaradan’ın hatırı büyüktür de.

 

    Evet; Muhittin-i Arabi Hazretleri böyle nasihat ediyor.  Görüldüğü gibi iyi olmak iyi düşünmekle başlıyor. Pozitif düşünmek ve pozitif olmak gerekiyor.  Salih bir kul olmak, işte bu kadar kolay ve cennet bu kadar ucuz. Hatta bedava. Gerisi istemekten ibaret ve size kalmış.

 

    Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

   Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: