Allah'ın üzerine farz kıldığı ibadetlere devam et. Farzlar arasındaki nâfileleri de kıl, işle. Amelinden hiçbir şeyi küçük görme. Allah o ameli yaratırken hakir görmedi. Allah, her emrini itinâ ve inayetle vermiştir.
Farzlarını yerine getirirken özen gösteren, Allah'a en sevgili ibadetlerle kulluk etmiş ve yaklaşmıştır.
Farzları kendisine vazgeçilmez bir görev bilen ve nefsinde tatbik eden Hak'kın gözü ve kulağı olur. Seninle işitir, seninle görür, Hak'kın eli senin elindir. Allah'ın eli onların elleri üzerindedir. işi yapan Allah'tır. Onların elleri Allah'ın elidir.
Faydalı güzel işlere devam eden Allah'ın sevgisine nail olur. O kadar ki, Hakk onun işitir kulağı, görür gözü olur.
Kudsi hadis: “Kulum, farz kıldığım ibadetlerle bana yaklaştığı gibi hiç bir şeyle yaklaşamadı. Kulum, nafilelerle de bana yaklaşır. O kadar ki, onu severim. Sevince de işitir kulağı, görür gözü, tutar eli, yürür ayağı olurum.
Benden isteyince mutlaka veririm. Bana sığınınca mutlaka onu korurum. İşlediğim işler içinde, Mümin kulumun ruhunu kabzetmekteki tereddüdüm kadar, hiç bir şeyde tereddüt etmedim. O, ölümden hoşlanmaz. Ben de onun müteessir etmek istemem”.
Allah muhabbetinin verdiği neticeye bak; kulun nafilesi de ancak, farzları ikmal ettikten sonra geçerli olur.
Nafilenin içinde de bir çok farzlar ve nafileler vardır . Kıraat, Rükû, Sücut ve benzerleri farzlar gibi. Nafilelerde farzların bulunması, farzları ikmâl ediyor.
Bir Hadis-i sahihde: “Cenab-ı Hakk kulumun namazına bakın. Tamam, mı, noksan mı? Tam ise, tam yazılır; eğer bir şey noksan ise, bakın kulumun nafilesi var mı? Eğer nafilesi varsa, farzını onlardan ikmâl ediniz. Buyurur. İşte, ameller böylece zabta geçer.
Nafilenin mutlaka farzlardan aslı bulunmalı.Farzlarda aslı bulunmayan nafile
yeni uydurulmuş bir ibadet demektir. Halk buna bid’at der. Din ulaması “icat ettiler” buyurur. Resul-ü Ekrem. Bunlardan bir kısmına, güzel adetlerdir der. Bunlar, Şeriatın aslına, ruhuna uygun olan bid'atler ki, bid'at-ı hasene tâbir edilmiştir.
Rasulullah'a sünnetlerde tabi olmak, sünnet olmayan şeylerde Rasulullah terk ettiği için terkine uymak, şeriatın ruhuna daha uygundur. Çünkü Rasulullah, ümmetine birçok şeylerin teklifinden hoşlanmaz. Bu da güzeldir diye birçok yeni ibadetler uydurmak doğru değildir.
Muhyiddin-i Arabi hazretleri, bu vasiyetinde çok büyük bir bahse temas etmiştir. Hülâsa bid'atlerin güzel de olsa iyi bir iş olmadığı neticesine varıyor.
Bir Ramazanın daha sonuna geldik. Seneye kim öle kim kala. Aman ha son iki günü iyi değerlendirin.
Yarın arafe, Perşembe gün de, Ramazanın hakkını verebilenler için Ramazan bayramı, Ramazandan bihaber olanlar içinde Şeker bayramı.
Mademki her durumda bayramdır ve bayramlar barış, esenlik ve sevinç günleridir, herkese selam olsun. Adı ne olursa olsun BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN.
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.
Huzur bulun, hayırla kalın.