• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

GIYABİ NAMAZ KIL. TEKBİR DİYE BAĞIR. SONRA GİT, RAHAT, RAHAT UYU

20.08.2013 00:11:48

 

    İslam insanlığın karanlıklar içinde olduğu (Cahiliye dönemi) bir zamanda doğmuş ve hızla yayılarak çağları aydınlatıp insanı, hem maddi âlemde bilimsel olarak, hem de manen geliştirerek eşrefi mahlûkat olma yolunda ilerlemesine sebep olmuştur.

 

    8.ve 13. Yüzyıllar arasında altın çağını yaşamış fizik, kimya, matematik, tıp, gökbilim, sosyoloji, edebiyat gibi pek çok bilim dalında, sayısız bilim adamları yetiştirmiştir. Bu bilim adamlarının çalışmaları bu gün hala bilim ve teknolojinin vaz geçilemez temel kaideleri olarak kullanılmaktadır.

   

    Söylediklerimizi pekiştirecek birkaç örnek verelim.

 

    FARABİ :  (Abū Nasr Muhammad al-Fârâb)  Batı dünyasında bilinen adıyla Alpharabius (14 Aralık 950 ile 12 Ocak 951 arası Şam) 8. ve 13. yüzyıllar arasındaki İslam'ın Altın Çağı'nda yaşamış ünlü filozof ve bilim adamı. Aynı zamanda gökbilimci, mantıkçı ve müzisyendir.

    Yorumları ve incelemeleri sayesinde Farabi ortaçağ İslam aydınları arasında muallim-i sânî (ikinci öğretmen) olarak bilinir.

    BATTANİ: (Ebu Abdullah Muhammed bin Cabir bin Sinan er-Rekki es-Sabi el-Battani) (858, Harran - 929, Samara yakınlarındaki Kasr el-Cis kazası) Latince Albategnius,  ya da Albatenius olarak bilinen, Arap astronom, astrolog ve matematikçidir. Şu anda Türkiye'de bulunan Urfa şehrinin bir ilçesi olan Harran'da doğmuştur.

    Trigonometri, (Sin.Cos. Tan . Cot. Bağlantıları) onun ikindi namazının vaktini doğru olarak hesaplayabilmek için geliştirdiği bir ilimdir.

    Battani'nin Zij adı verilen çalışması J. Kepler, Tycho Brahe. Copernic,Galileo,  gibi Avrupalı astronomlar üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Nicolaus Copernicus,Zij’i üç defa Latince'ye çevrilmesine rağmen, O'ndan yaklaşık 700 yıl önce yaşamış Battani ne yazdıysa eserlerinde tekrar etmiştir.

    CABİR BİN HAYYAN:  Batıda Geber olarak bilinen Cabir bin Hayyan (721–815), başta kimya olmak üzere, tıp, eczacılık, metalürji, astronomi, felsefe, fizik gibi ilim dallarına katkılarıyla bilim tarihçileri tarafından tanınan Müslüman bir âlimdir.

Cabir bin Hayyan, geliştirdiği element anlayışı, denge teorisi yaklaşımı, tatbikatları, icat ettiği âlet ve düzeneklerle kimyanın babası kabul edilmektedir.

    İBN-İ SİNA: Modern Tıbbın babası olarak bilinir ve kitapları halen ders kitabı olarak okutulmaktadır. Bunların dışında teknolojinin üzerinde yükseldiği dişli çark Türkistan’da icat edilmiş, bundan istifade edilerek ilk mekanik saat yapılabilmiştir. Bu böyle uzayıp gider.  Saydıkça insanda biz nasıl oldu da bu hale geldik dedirten bir infial oluşuyor.

   13. yüzyıldan sonra tedricen bir duraklama sonra da hızlı bir gerileme dönemine geliniyor.        O güne kadar Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde Mealen “ Siz ne kadar çok çalışırsanız Hikmetlerime o kadar yakın olursunuz – Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?”  ve benzeri ayetlerin ışığında ilerleyen ve insanlığa ışık olan Müslümanların Kur’an la bağları zayıflatılıyor.

   İslam anlayışı ilk dönemlerinde bir uyarıcı,(doping) etkisi gösterirken 15. Yüzyıldan sonra uyuşturucu etkisi göstermeye başlıyor. Peki, ama bu nasıl olabilir.

     İnceleyince görülüyor ki Asrı saadetten başlayarak  13. Miladi Yüzyılda zirve yapan İslam dini  İslam düşmanlarının sistematik bir şekilde kontrolüne giriyor. Hurafeler, rivayetler ve ağzından Kur’an muhalif hiçbir hüküm çıkmamış olan sevgili Peygamberimize atfedilen ravilerle Müslümanların İslam anlayışları değiştiriliyor.

   Yüce Allah’ın “Andolsun, biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?” (Kamer 40 ) sözüne kimse kulak asmıyor. Biz ulamadan daha mı iyi bileceğiz diyerek, Kur’an-dan uzaklaşılıyor, din fetvalarla şekillenip yaşanmaya başlanılıyor.. Bunun bir gün bu noktaya geleceği şu ayetten de gayet açık anlaşılıyor.

   “Ve Peygamber dedi ki: Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terk edilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar.” (Furkan 30)

     Şimdi Müslüman dünyasına dönüp bir bakalım. Allah’ın verdiği bedava zenginlikleri İslam düşmanlarıyla paylaşan, Müslümanları katledenlere milyar dolarla yardım eden ülkeleri mi ararsın? Narkozlanarak  masaya yatırılmış Müslümanları kurtarsın diye İslam düşmanlarından medet uman, yardım bekleyenlerimi sorarsın? Oturup bir şeyler yapmak yerine zalimleri  helak etmesi için işi Allah’a havale edenlerimi istersin.

 

   Hiç bakmaz mısınız? Allah Resul’ü böylemi yaptı. O zırhını giydi, kılıcını ve kalkanını eline aldı, Düşmanının sayısını ve gücünü hiç gale almadan “Allah İnananlarla beraberdir.” Dedi ve mücadele etti. Barış dönemlerinde silah ve eğitim konusunda gayret gösterdi.

 

   Bu gün Müslümanlar dünya nimetlerinin peşinde,  kara günler hiç gelmezmiş gibi içleri rahat günlerini gün ediyorlar. Tek dertleri sarığın ucu arkadan mı sarkmalı yandan mı? Namazda ayağının ucu yerden kalkarsa namaz sahih olur mu, olmaz mı? Göz damlası orucu bozar mı, bozmaz, mı?

 

     Be hey Müslüman!  İslam’ın harim-i ismetine saldırılıyor. Masumelerine  tecavüz ediliyor. Müslümanlar diri, diri yakılıyor, sen ölenlerin ardından gıyabi cenaze namazı kılarak. “Tekbiiir” diye bağırarak, Beş TL.lik mesaj yollayarak vicdanını rahatlatıyorsun. Sıra yavaş, yavaş sana da geliyor. Ne zaman uyanacak 15. Asırda unuttuğun gerçek Müslüman kimliğine tekrar kavuşacaksın.

 

     Allah’ın emaneti olan canını, aileni  ve dinini,  ona kast eden düşmanlarına karşı koruyabilmek için artık bilim ve teknoloji alanında düşmanlarından daha güçlü olmanın Allah’a karşı bir borç olduğunu  ne zaman anlayacaksın.

  

     Bu işin yalnızca tespih çekerek değil,  beraberinde çile de çekerek, çalışarak, çok çalışarak olabileceğini öğreneceksin.

 

     Sözü Hz. Mevlana’nın bir beyit-i ile bitirelim.

 

    Can madeninde her an gündüzdür; gündüz, peşin akçendir. Senin, madense geceye dalmış.

    Âşıklara, eseri belirmeyen bir gündüz nasip olmuş; töreye, esere bağlı akıllılaraysa gece olmuş gitmiş.    (  Hz. MEVLÂNÂ (K.s)  DİVÂN-I KEBÎR  C-4  Beyit: 2541 )

 

    Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

    Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: