• resmi ilanlar
M. Cengiz Poyraz [email protected]

YARATMAK VE TANRI KAVRAMI ÜZERİNE

05.11.2013 00:24:18

 

  Son zamanlarda internet üzerinden insanın imanını zedeleyecek bazı felsefi paylaşımlar artarak devam etmektedir. İnsanla tanrı kavramını yanlış yorumlayarak insanı yaşadığı bu hayali alemin ve gerçekleşen her olayın zihin gücüyle yaratıcısıymış gibi anlatan bu iddiaları düzeltmek bir zaruret olmuştur.

 

 Bu gibi meseleler ulu orta irdelenecek konular değildir. Hz Mevlananın buyurduğu gibi “Sır ancak ona ehil olanın kulağına söylenir.” Bu sebepledir ki  aşağıda anlatacaklarımız özetin özetinin özeti mertebesindedir ve şu şekildedir. 

  

“Düşünceye yoğunlaşarak kendinizden enerji verdikçe o düşünceyi somutlaştırırsınız, maddeleştirirsiniz ve o düşündüğünüz gerçekleşir.” İddaası yanlış bir algılamadır. Gerçekleştirme, yaratma gücü yalnızca İlahi iradeye aittir. Yaratıcı yalnızca O dur. Ve yaratma kavramı Allah’tan başkasına asla izafe edilemez

 

“Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne Yücedir.” (Araf Suresi, 54)

  Ancak Kemalat mertebesine eren, önce Fenafillah, sorada Bekabillah olmuş, yani ölmeden önce ölmüş, Allah’ta yok olarak nefsini tamamen yok edebilmiş, sorada Allah’ta beka bulmuş yani daha bu dünyada iken O’na dönüp ruhuyla Allah’ta tekrar var olabilmiş kişinin her dediği hemen oluverir.

 

  Bu imanın kuvveden fiile çıkmasıdır. Taklidi imandan hakiki imana geçiş durumudur. Kamal mertebesidir. Uzak doğudaki ifadesiyle Nirvanaya ermedir.

 

  Hz. İsa’nın Havarilerine dediği bir söz var. “Sizi gidi imansızlar. Eğer içinizde hardal tanesi kadar iman olsa siz yürü deyince şu dağlar yürür birbirine kavuşurdu.” İşte burada sözü edilen hardal tanesi kadar iman kuvveden fiile çıkmış olan ilahi ruhun mutlak eğemenliğidir.

 

  Bu başka bir şeydir. Burada dileyen ve yaratan insan değildir. Zira bu mertebede artık insanın nefsani yönü tamamen ortadan kalkmış, geriye ona yaratılışı sırasında  Allah’ın kendisinden üflediği ruh kalmıştır ki oda Allahın kedisinden bir kudrettir. Burada yaratan insan değil artık Allah’dır.

  “Alt sonsuzdan üst sonsuza uzanan sonsuzluğun her noktasındaki varlık, alt sonsuzdan o noktaya kadar olan tüm kozmik yapı ve varlıkların toplamından oluşmaktadır.” Yani İnsan boyutuna gelene kadar her yaratılanın soraki yaratılışların terkibinde yer aldığı, dürüle katlana var oluş zincirinin meydana geldiği doğrudur.

  Ancak Hz. İnsanın yaratılışında üst boyular, yani makro kozmos da tertibe dahil edilmiştir. Zaten insan için “  kainatın küçük bir kopyasıdır” denmiştir. Mikro kozmostan makro kozmosa uzanan varlıklar bütünü Tanrıyı oluşturmaz. Allah kainatın yaratılışında varlıklar üzerinde tecelli etmekle beraber asıl olarak kainat kavramının dışında ve çok üstündedir.

 Kur’an-ı Kerim de “Muhakkak Rabbiniz o Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı gün içinde yarattı. Sonra Arş üzerine istiva buyurdu l”(ARAF-54) ifadesi  Allah’ın kainatın dişında bir mutlak güç olarak var olduğunun ifadesidir. Ancak içinde Allah’tan bir parça taşımayan hiçbir şey varlık aleminde bir yer işgal edemez. Yani var olamaz.

Adına ister anti madde deyin, ister esir deyin, yokun varlığa dönüşebilmesi onu ikiye ayırmakla başlar. Bu iki parçanın birisi pozitif diğeri negatiftir. Kainattaki her şey birbirine zıt eşler halinde çift olarak yaratılmıştır.( polarite teorisi)  Bu konu Kur’an-ı kerim de pek çok kere ifade edilmiştir. “Ve Biz, herşeyi iki çift yarattık. Umulur ki, öğüt alıp-düşünürsünüz. (Zariyat Suresi, 49)”

İkiye ayrılarak yoktan var edilen bu temel madde, artı ve eksi kutuplar halinde olduğu için kendi haline bırkılacak olursa derhal birbirlerini çekerek kavuşur ve tekrar yok olurlar. Onların var olabilmesi ancak ayrı kalabilmeleri ile mümkündür. İşte bunun için de Yüce Allah ikisi arasına belirlenmiş bir vakte kadar kendinden bir gücü koyar. Bu yüzden bir şey var olabilmek için Allah’a muhtaçtır. Allah olmadan var olunamaz.

 Eğer maddedeki bu iki kutup bir araya getirilirse bir gama ışınımı  salgılarak yok olurlar. İşte bu ışınım İlahi ruhtan bir zerredir.

Allah’ın Kainatta bu şekilde varlığı ile mevcut bulunması aynıyle insanda da tezahür ettiği içindir ki İnsan halifelik makamına yükselmiş ve bütün varlıklar insana secde etmekle emrolunmuşlardır.

“SÖZ BÜYÜDÜR.” Dolayısı ile de felsefe büyüdür. İnsan bilincini saptırabilecek bir gücü vardır. Bir mütefekkir şöyle demiştir.” FELSEFE GERÇEKLE YÜZYÜZE GELİNCE AKLI KENDİ BAŞINA BIRAKIP KAÇAN NAMERT BİR ARKADAŞTIR.”

Ve Allah şöyle buyurmuştur. “ŞEYTAN SİZİ ALLAH’LA ALDATMASIN”

   Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.

   Huzur bulun, hayırla kalın.

 

 

 

YORUMLAR  (Toplam 1 yorum)

  • Saadetli  (06.11.2013 04:39:58)

    Cengiz bey,sizde abdullah uzunla beraber ak partiye geçtinizmi? yoksa hala has partidemisiniz?Saadet partisine dönmeyi düşünüyormusunuz?Saygılarımla

  • Yorum yazın!
     1250 karakter yazabilirsiniz

    Yazarın son yazıları

    Yazarın TÜM YAZILARI

    Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: