
M. Cengiz Poyraz
m.cengizpoyraz@gmail.com
Kimimiz kalbinde olanı aşikâr eyler. kimimiz de mahcup olur susar.
Biliyorum söyleyeceğim sözlerin yarısının bir anlamı yok. ancak bunları size, diğer yarısının alamı tamamlansın da kavranabilinsin diye söylüyorum.
hakikatin ortaya çıkabilmesi için iki şeye ihtiyaç vardır.Bir onu söyleyen. bir de onu anlayan.
Başlangıçta edindiğimiz bilgilerin büyük çoğunluğu bir pencerenin camı gibidir. Hakikati o pencereden bakarak görürüz ama aslında o cam, hakikati bizden ayıran bir perdedir.
Can gözün açılınca, en çok güvendiğinin aslında en büyük düşmanın olduğunu görürsün.
Biliyorum ki; kuş tüyü yataklarda uyuyanların gördüğü rüyalar, kuru toprak üzerinde uyuyanlarınkinden daha güzel değil.
Meleklerin imrendiği tek şey, çektiği izdiraplardan dolayı insandır.Oysa ne gariptir ki insan; en büyük hazların çekmekte olduğu izdirabın içinde olduğunu bilmez. Hep şikâyet eder. Derdinden kurtulduğu zaman da o derdi çekmiş olmaktan dolayı, öğünür durur.
Başıma gelen şeylere zayıflığımdan dolayı tahammül gösterip, sonrada bunu sabrımın büyüklüğüne yorduğumu anladığımda zaman çok utandım.
Kederimi kendime saklayıp da neşeli gönüllere şakalar yapabildiğimi gördüğüm zaman da çok umutlandım. Sabredenlerden olabileceğim diye.
Ağzın ve avucun doluyken dua edemezsin. önce ikisini de boşalt.
Dost “Hadi” dediğinde “Nereye” demeyendir ve unutma ki dostluk sorumluluktur. Fırsat kapısı değildir.
Dostunu her halükarda anlamıyorsan, onu hiçbir zaman anlayamıyorsun demektir.
Cömertlik birine ihtiyacı olan şeyi vermen değil, sana daha çok lazım olan şeyi verebilmendir.
Birine bir bağışta bulunduğun zaman, onun anadan doğma mahcubiyetini görmemek için yüzünü çevirmeyi sakın unutma.
Verileni almazsam elimi, eğer bir şey istersem dilimi kessinler.
Sana bir şey verildiğinde onu almaman, ya da ihtiyacın olandan daha azını alman, gururdur. Gurur; şeytanın en sevdiği günahtır.
Senin felaketini başkalarının işlediği günahları kendi amel defterine yazdırma alışkanlığında görüyorum.Bundan hemen vazgeçmeli, susmayı ve yalnızca güzel olan şeyleri görmeyi öğrenmelisin
Dil, tencerenin kapağına benzer; kıpırdadı da kokusu duyuldumu içinde ne pişiyor anlarsın. (Mevlâna)
Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin, karşındakinin anlayabildiği kadardır. (Mevlâna)
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun efendim.
Huzur bulun, hayırla kalın.
BELKİ O GÜN GENE TANINMAZ GÜNEŞİN ALNINDA YANANLARA HAKKINI ALMAK. AMA UMUTDUR İŞTE YA.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!