OLAN ÖLENLERE OLUYOR
27.08.2008 00:56:15
Sayın
okurlar;
Kafkaslar?daki savaşı, günlerce
televizyonlardan ve basından izliyoruz. Dünyanın en gelişmiş
silahları kan kusuyor. ?HASTA, SAĞ, ÇOCUK, KADIN? demeden insanlar bu
ateş arasında ölüyor. GERÇEKTEN ÇOK ACI.
Savaşın, idari, teknik, siyasi ve
hukuki boyutlarını ?Devletlerin Hukuki ve Umumi Hukukunu? bilen
uzmanlar, siyaset adamları açıklar. İşin doğrusu da budur. Böyle
konularda ağızlara geldiği gibi laf etmek de, ayrı bir GAF olur.
Eline, kalemi alan herkes, ağzını da her açan insan, sadece ?Yazı
yazmak için yazıp, konuşmuş olmak için konuşmaktan öte hiçbir işe
yaramaz.? Yani bu türlü, ciddi, fevkalade konularda insanlar
bulunduğu konumlarını bilmelidir. Yani herkes elinden geleni, işi,
gücü neyse onu yapacaktır. Nitekim her yanlış yorum, çoğu zaman hem
yanlışı yapanın, hem de bir çoğunun başını
yer.
Sayın
okurlar;
Dertler bir gün gidiyor ama,
yeri ve acıları boş kalmıyor. Acıların en büyük acısı ise, kendi
kendimize çektirdiğimizdir. Acıma olmayınca ERDEMLİK sadece bir
kelime olarak kalıyor.
Bir insan zaman
ve mekan içerisinde bir noktaya ulaşıyor. Böylece bir mesleğin sahibi
olabiliyor ama, DEVLET ADAMLIĞI ne yazık ki herkese uygun bir elbise
olmuyor. Nitekim, Atatürk gibi çağın ve aklın büyük devlet adamları
kendisinden yıllarca bahsettirirken, Devlet adamlığından nasibini
almamış birçok lider de hem kendisini hem de milletini hüsrana
uğratıyor. Bunlar gerçek. Tarihi vakalar ortada. Böyle zayıf
akılların cezasını, ne acı ki savaşan insanlarla beraber, konuda
hiçbir günahı olmayan zavallı ve masum toplumlar da çekiyor.
?Zayıflık, acelecilik, güç bende düşünce felsefesi, hissiyata
kapılarak hareket etmek? insanoğluna az mı belalar getirmiştir. Çoğu
zaman, hangi şartlarda, hangi konumlarda, hangi ortamlarda ve hangi
Devletlerde veya Milletlerde, meydana gelirse gelsin YANLIŞ AKLIN,
YANLIŞ KARARI SONUCU, ORTALIĞI NE YAZIK Kİ KAN GÖLÜNE ÇEVİRİYOR.
Genel anlamda ifade ediyorum ki, akla gelen her şey işlenir, önümüze
çıkan her ağaç taşlanırsa, bir gün bu aklın cezasını aklın sahibi de
aklın dışındakiler de çeker.
Sayın
okurlar;
Savaşların sonucu, bir sürü
insan canını, malını, velhasıl
hayatını bir
anda bitiriyor. Ancak, savaşların MEŞRU OLANI, zaten ülkesiyle,
milletiyle, haksızlığa göğüs gerdiği için bu savaşı yapıyor. Ölüyor,
öldürüyor ama, o haklı idealini yansıtıyor. İşte Türk milletinin bu
anlamdaki bağımsızlık için verdiği İstiklal Savaşı. ANCAK, yalan,
yanlış, hukuksuz, mesnetsiz, kararlarla girişilen hareketlerde
namlular kan kusup, insanları öldürüyorsa, bunların suçlusu kim? En
küçük bir aileden en büyük idare edenler ve edilenlere kadar tarihi
bilmek zorundayız. Yoksa bu acılar bir gün gelir, seni de beni de
bulur.
Sayın
okurlar;
?Devletsiz oğlun olmaktan,
devletliye kul olmak yeğdir.? derler. Devlet mansıbı bir güvercinlik
gibidir. Bir gün konar, bir gün göçer. Devlet daima yiğit bir oğul,
malları tahıl, yükleri de değirmendir. Devlete göre güçlük yoktur
ama, gücünü, kuvvetini, aklını kullanamayan devletler de acemi
kaptanın gemisi gibi tayfasıyla birlikte batar.
Hayatta cehaleti, iş başında görmekten
daha korkunç bir şey yoktur. Davranışlar, herkesin kendi yüzünü
gösterdiği bir aynadır.
Sayın
okurlar;
Önemli olan nedir? Önemli olan
mal, mülk, saltanat, unvan, boş sözler değil, asıl önemli olan
düşünen aklın potasındaki davranışlardır. Yine buradan hareketle
diyorum ki DOĞRU DÜŞÜNMEK YARATMAKTIR.