HER KONUŞMADA
BİRLİK VE BERABERLİK MESAJLARI (HANİ?)
17.09.2008 00:47:54
Sayın
okurlar;
Partilisi, partisizi, amiri
memuru, sivili resmisi, velhasıl her kademeden kişiler, hemen hemen
her konuşmasının başında, ülkenin birlik ve beraberliğinden bahisle,
artık ?Kenetlenme zamanıdır? cümlelerini hiç mi hiç ağızlarından
düşürmüyorlar. Bugün olmuş bu birlik, bu dirlik, bu huzur, bu
hoşgörü, ülkemizde gündemini koruyor mu? Örneğin; büyük şehirlerde,
en basit ifadesiyle bir simitçinin dahi yerini biraz işgal etsen,
anında bıçağı yiyorsun. Değnekçiyle münakaşaya girsen, yumruk anında
gözünün üstünde patlıyor. Statlar, bilhassa büyük maçlarda, tam bir
savaş alanı değil mi? Öte yandan, trafik canavarı azmış kudurmuş.
Saniyen, siyaset arenasındaki geçimsizlik, keşmekeşlik, kutuplaşma,
inat, hırs, almış başını gidiyor. Maskeli birçok insan çalmaya,
çırpmaya, sömürmeye var gücüyle devam etmiyor mu? Şimdi soruyorum;
HANGİ BİRLİK, HANİ BİRLİK, HANİ DİRLİK? NEREDEN BAKARSAK BAKALIM,
BÜTÜN BUNLARIN ALTINDA YATAN ŞEY, ÇOĞU ZAMANLARDA GÖSTERMELİK VE
ARTİSTİK İFADELERDEN DOĞUYOR. Şimdi öze gelelim. Bütün mesele ?Yerimi
nasıl korurum, menfaatlerimi nasıl arttırırım, rüşveti, torpili,
hortumlamayı, sömürmeyi, KAMUFLAJIMLA DAHA NE KADAR SÜRDÜRÜRÜM?? vs.
Bu arada iyileri hemen tenzi
ediyorum.
Sayın
okurlar;
Haysiyetli, onurlu, aydın
insan, zaten vazifesini biliyor. Yağız at, kendisine kamçı
vurdurmazmış. Bu nedenle arife de tarif gerekmiyor ki! Bu tip
insanların da Türkiye?de sayıları belli. Adam gibi adam olan bu
muhteremler, sabah işine gidiyor, akşam sağ selamet evine dönüyor. En
azından zamanını şeytanlıkla geçirmiyor. Belki konuşmuyor ama, dilini
de yalana dolana kesinlikle bulaştırmıyor. Söylediği zaman da
yapacağını yapıyor. Yalanlarla yoğrulmuş insan, gerçeği de söylese ne
olacak? UYGULAMA NEREDE?
Sayın
okurlar;
Yalan konuşan, gerçeği
yansıtmayan, veya gerçeklere girip de bunların tatbikatını
gösteremeyen kimse BUKALEMUN değildir de nedir? Hepimiz de biliriz
ki, bukalemun denilen hayvan konduğu yerin rengini alan bir
hayvandır. Bu işlerin, seni beni yok. Bu işler, insanın şahsında
onunla yürüyen işlerdir. Her ağaç kendi meyvesini verecektir.
Sayın
okurlar;
Şu dilimizi biraz saklasak,
öyle inanıyorum ki kalbimiz, üzüntüye maruz kalmaz. Dilini
dudaklarının arasına hapseden insanlar, çoğu zamanlarda rahatsız
olmamışlardır. Bundan böyle, susmayı çoğaltırsak, selamet yolları da
açılacaktır. İNSAN DİLİNİN ALTINDA SAKLIDIR. Ülkemizde birlik
dedikçe, dirlik dedikçe, şerlik, sanki geometrik olarak sürekli
artıyor. Yapacağımızı söylesek daha iyi değil mi? Şurasını da ifade
edeyim ki yalan ve boş konuşmak, konuşan için, bir noksanlık
alametidir. Böyle beyanlar, sahibine düşmanlıktan başka bir fayda
getirmez. GAFİLLERİN KALBİ DİLİNDE; AKLININ DİLİ DE, KALBİNDE
OLUR.
?Hakkı bahsetme, o zat-ı
paktan,
Hayrete dal, vazgeç şu
konuşmaktan?
Sözünü şair ne güzel
söylemiş.
İnciyi, köpeğin ağzına,
cevheri de domuzların boynuna asarsak, bu yanlış olur. Çünkü,
Hikmet?in değeri bütün cevherlerden fazladır. Bunun için Hikmet daima
velinin dostu olmuştur.
Bilirken susmak
da bilmezken söylemek kadar çirkindir ve bu da bir gerçektir.
Nitekim, yerinde söz söylemesini bilenler, özür dilemek zorunda
kalmamışlardır.
Sözler gerçek, ama kişi
yalan dolan içerisindeyse, bu daha büyük gaflettir. Böyle olanları
derhal kendi başına bırakacaksın. En isabetli yol da bu olsa gerek.
UNUTMAYALIM Kİ YANILDIĞINI KABUL
ETMEYENLER, EN ÇOK YANILANLARDIR.
Bazılarını aldatabiliriz, bazen de
herkes aldatabiliriz. Ancak, herkesi her zaman aldatmak mümkün
değildir. Akıllı, yüz oku atıp boşa göndermez. Akıllı, bir tane atar,
on ikiden vurur. Şu fani dünyada yapacaklarımızı söylesek, olduğumuz
gibi görünsek, göründüğümüz gibi olsak, insanlar daha faziletli olmaz
mı?