BENCİLLİK
24.09.2008 00:45:41
Sayın
Okurlar;
Günümüzde, senlik, benlik
davası aldı başını gidiyor. Dostluğun en büyük zehirlerinden birisi,
hiç şüphesiz BENCİLLİKTİR. Gerçek odur ki, bencil insan, tek başına
kalmış meyve vermeyen bir ağaç gibidir. Zamanla kurur gider. İşin, en
vahim tarafı da ’’bencil’’ her zaman yalnız
kalmaya mahkumdur. Yine bilinmelidir ki, bencillik ayrı bir
hastalıktır. Çünkü bencillerin kalp gözüde, gönül gözüde karanlık ve
perdelidir. Benciller daima kıymetsizlik
potasındadır.
Sayın
Okurlar;
Siyasette, ticarette hatta
sanat hayatında, hayatı boyunca tatmin olmamış
’’HAMLAR’’ bu rahatsızlığın birebir
içindedirler. Yani, bu kafada tam bir arıza, böyle bir beyinde, tam
bir düz kontaklık vardır.
İnsan oğlunu,
kendi ruh haletinden söküp atan en önemli iki şeyden birisi
İMANSIZLIK, bir diğeri
BENCİLLİKTİR.
Örneğin, insanlar, genelde
dayak atana çok kızarlar ama, dayak yiyene de o nispette çok acırlar.
Biz kendimizi bu ikisinden birinin yerine koysaydık, acaba hangisini
kabul ederdik?
Sayın
Okurlar;
Beşer şaşar, düşer veya kalkar.
Ancak, düştüğü zaman hemen arkasından’’çürük tahtaya
basmasaydı’’deriz. Gel gör ki, kendimiz düştüğümüz zaman,
hiçte böyle düşünmeyiz. PEKİ NE DERİZ? Derhal toparlanır, akabinde,
tahtanın çürüklüğünden şikayet
ederiz.
öyle değil
mi?
Hayatında, sadece kendisini düşünen
bencil, zavallı ve aç karnını da biran evvel doyurmak için, bir
yumurtanın pişmesindeki ihmalkarlığa aldırış etmeden, komşusunun
evini de yakar. Bu anlamda benlik, kelimenin tam anlamıyla nefret
edilecek bir şeydir. Benlikten, bencillikten yani
’’BENİM’’ sözünden arınmış kimseler her zaman
mütevazi ve saygınlık kazanmışlardır. Benliğin mahsuli ile bulunan
her iş, olgunlaşmaktan ziyade, çürüyen meyva gibidirler. Normal
düşünceden yoksun, makulü göremeyen, bu anlamda gerçekleri
birbirinden ayıramayan zavallı kafa, elbetteki bencilliğe sapacaktır.
Öte yandan, fıtratından asaletle gelen, faziletle yoğrulan
insanlarda, hiç, bencilliğe sarılmış birisini gördünüz mü?
’’Bir resmin kalkıpta, ’’ressama
böbürlenmesi’’ kelimenin tam anlamıyla bir gaflettir.
’’Çünkü o resmi yapan zaten ressamdır. Sen kime kafa
tutuyorsun? İslamın şartı beş ise altıncısıda haddini bilmektir.
Diken, gülünün, güzelliği yüzünden affedilir. Her cüz küllün içinde
kaybolur. Arpalar gelir, terazide altınla tartılabilir. Bu terazideki
dengedir. Ancak, BU DOSTLUĞA BAKARAK KİM KALKARDA ARPANIN ALTIN GİBİ
DEĞERLENECEĞİNİ DÜŞÜNEBİLİR? O arpalar, atın veya merkepin ağzında
yem olmaya devam edecektir. Altın ise, büyük bir ziynet eşyası olarak
baştacı olma özelliğini sürdürecektir. Yine çok iyi bilinmelidir ki
’’BİZ VE BENDEN’’ bahsedenler genelde itibar
görmemiş ve dışlanmışlardır.
Adaletin
potasında, öte yandan vatanını, memleketini, devletini seven her
gerçek ve gerçek insan, padişah yanında da olsa, zalimin yanında da
olsa, asaletini belli
edecektir.
Bencillik bir yerde ırmağın
suyu gibi berrak görünsede, dibinde mutlaka pislik vardır. KALP
ALTINLARI TANIMAYAN ACEMİ SARRAF, SEVİNSİN DURSUN, YARIN BU KALP
ALTINLAR MİHENG TAŞINA SÜRÜLÜNCE NE OLACAK? Cenab-ı Hak bütün
insanları, bu tür hastalıklardan korusun.