ASİL, AZMAZ
21.11.2008 00:41:27
Sayın
Okurlar;
Asil kanlı insanlardan, kolay
kolay bir terbiyesizliğe, seviyesizliğe rastlanmamıştır. Bu, pek
tabii bir maya meselesidir. Köpeğe ne kadar aslan postunu giydirersen
giydir, havlar. Çünkü, mayası böyle istiyor. Ülkemizde, tacizlik,
utanmazlık, cibiliyetsizlik artık günlük konular arasında ve sıradan
olaylar gibi görülmeye başlanıyor. Dürüst ve haysiyetli insanlar bu
gayri meşru olayları, artık, dikkate değer gibide görmüyor. Dikkate
değer olay, böyle olaylara kalkışan pisliklerin, yalnız kendilerine
getirdiği zararı değil, namuslu vatandaşlara ve çevresine de son
derece huzursuz etmeleri halidir. Bu insanlarda her nasılsa, yaşın,
başın, sıfatın hatta tecrübelerinde bir önemi kalmadı. Utanmayı
sıkılmayı bırakın, neredeyse yaptığı ile iftar
edecek?
Sayın
Okurlar;
Anlamlı ve mânalı olanlar
güzeldir. Çürükler, bu nedenle berhamal rezil olacaklardır. Fazilet
erbabı insan, mâna da olduğu gibi, ruhlarda da güzeldir. Çirkin,
edepsiz her insan Cenab-ı Hak’kın lütfundan mahrum kalmıştır.
BU BÖYLEDİR. Doğruların eseri ise, heryerde, her zaman makbul şeyler
olmuştur. Rezillerin, her hasılatı zulm ve lanet getirmiştir.
Hayvanın boyası dışındadır. Gel gör ki insanın boyası içinde
gizlidir. İnsanlığa zarar veren her şer kuvvette, yüz kızarmasını
bulmak, hiç olmamış ve olmayacak şeyi aramak demektir. Asaletli ve
kendine hakim olan kişilerden hikmet istenir. Çünkü, onun faziletiyle
daha çok görücü, daha çok bilici olur. ’’Petek gözlü,
küçük mundar sinek, TEVİLİ terk etseydi, gerçekten talih onu hüma
kuşu yapar, göklere çıkarır ve kurtlu kılardı.
(Mevlana)’’ bundan böyle her rezilin, her pisliğin kalemi
de, okkası da, diviti de, nursuz düşünceleri de, yazıları da, kalbi
gibi karadır. Yüz karası insanın özrü gerçekten inananları kızdırır.
Bilinmelidir ki nurlu her yüz, bir şükrün ifadesidir. Bir insanın,
alnında nur, beyninde faziletli düşünce, göğsünde bir niyaz ışığı
yoksa, takındığı bütün mücevherat gübreden farksızdır. Bunlar, daima
zindandadır. Bunların kuyuları, daima karanlık kuyulardır. Asil,
azmaz, asılsızdan, vefa gelmez. Asalet sahibi her insanla taş taşınır
ama (bed-asi) ile bir sofraya onun için oturulmaz. Nitekim ahlak
bitmiş, iman gitmiş, inanç uçmuş dolayısıyla beyinde, yüzü de olmuş
kösele. Her ne kadar insanlar kendi ayıplarıyla uğraşsalar da toplumu
da dikkate alma mecburiyeti vardır. Unutmayalım ki ülkemizde
milyonlarca insan var ve bunlar her gün olaylarla iç içe. İyi örnek
olmak varken, kötü örneğe devam ediyorsak, işte tehlike burdadır.
Çünkü, eşeğin ölüme cüretkarlığı daima ahmaklığındandır.