SÖZ İNSANIN MİHENGİDİR
04.03.2009 00:58:45
Sayın
Okurlar;
Belediye Başkanlık Seçimleri
Yaklaştıkça, iktidar ve muhalefet arasındaki sertlik, gittikçe
artıyor. Sözler, uslubu çok aşarak, hiçte iyi görüntüler ve örnekler
oluşturmuyor. Aksine, çok çirkin ve çok kötü yorumlara yol açıyor. NE
DİYELİM! Her ağaç, bundan böyle kendi meyvesini verecektir. Nitekim,
kuşburnu, kuşburnu çiçeği verecek, gül dalı da, okka gülünü
sunacaktır. Bu sadece seçimlere has bir özellik değil, insanın, insan
olma gereğidir.
Sayın
Okurlar;
Genel de, makamlar, unvanlar,
sıfatlar sorumluluk ve yetkiler arttıkça, insanların, daha ölçülü
olması kaçınılmazdır. Aksi hal, bir anda, ?KİŞİDE? telafisi mümkün
olmayan yaralar açıyor. Günümüzde, dillerinin belasını çekenler az
mı? İnsan oğlu, bu kredileri, yıllarca ne kaldırımlardan topladı,
nede bu krediler, Ali Cemali Efendinin zembili gibi, gökten indi. SÖZ
ADAMIN MİHENGİDİR. Söz ağızdan çıkar. Öte yandan, kişiler, her kim
olursa olsun, hiddet, şiddet, yalan ve hırsa bürünürse, gönüllerden
gözlere, gözlerden gönüllere perdeler çekilir. Yani, yalanın,
yalancının, hiddetin, (Başkanı, Amiri, Memuru, Seni, Beni Olmaz).
Sakin söylenmiş her doğru söz, kılıçtan keskindir, ayrıca yeminde
istemez. Güzel sözle, sakin olmakla, başarının yollarını, insan daha
çabuk buluyor. Şiddet de yalan ise, daha büyük bir tehlike, öte
yandan, tam bir gaflet oluyor. Bunun için, gaflete düşenleri kendi
hallerine bırakmak kadar isabetli bir düşünce olamaz. YALANI YANLIŞI
SÖYLÜYORUZDA, NEREYE KADAR! Yarın yağmurlar yağacak, boyalar akınca
ne olacak? Yani, yalanın, yalancının, şiddetin sahibi, HERKÜL OLSA NE
YAZAR? Bırakalım her şeyi bir tarafa, bir gün gelecek, Cenabı hakkın
adaleti, kötülerin şah damarını, Allah korusun, bir ustura gibi
kesecektir. Hırslı, yalancı insanlar, aslında topaldan daha kolay
tutulurlar. Cihan, aranıp taranmıştır. Güzel huydan daha güzeli
görülmemiştir. İçinde kötülükleri öldürenler, her zaman muratlarına
ermişlerdir. İyi huy sahipleri, daima kurtulmuş, kötü kalbin
sahipleri ise, bir şişe gibi kırılmışlardır. İnsan, her türlü gücüyle
göklere de çıksa, alnında bir nur, göğsünde bir niyaz ışığı,
düşüncede, mükemmel bir ahlak yoksa, bu kişinin her sözü molozdur ve
takındığı bütün mücevherat da, bir gübreden farksızdır. ?Ayıbı?
İNSANLIK, SEVGİ, VEFA VE DOĞRULUK olana ne mutlu. Keşke, bende dahil,
bütün insanlar (Sevgi, vefa, doğruluk ve güzel ahlak karesine
girebilsek.)
Sayın
Okurlar;
Altın, nasıl her yere
sürülmezse, düşünmedikten sonrada, laf söylenemez. Söz söylemenin
?Yetkilisi, Yetkisizi, Cahili, Cühalası, Zengini, Fakiri, Kuvvetlisi,
Zayıfı? olur mu? Beden bir gün gider, geride sözler kalır. Yalan ve
sert sözlere, ?Susunuz? emri vardır. Hırsı, Yalanı, kendisine şiar
edinen kimse, akibetini göremediği için, halkını, kendi aklına
güldürür. Aklımız, hissimize mağlup olursa, o akıl, artık nefis olur.
Sert dilde ve eksik bilgide, iyiyi kötüden ayırma özelliği yoktur.
Kötü ve sert söz sahiplerinin, her şimşeği güneş, her gündüzü,
gecedir. Aslında (Serseriye cevap verilmez. Bunlara en güzel cevap
susmaktır. Cevap verirsen, bu takdirde kendisini muhatap kabul
eder.)
Sayın
Okurlar;
OLGUN BAŞAKLARIN BOYNU, NASIL
DA EĞİKDİR. BUNLARA ALTIN BAŞAKLAR DENİR. NİYE? NİYESİMİ VAR? KELLE
DOLU. Birde, toprağı, yağmuru, gübresi olmayan yerlerin, başaklarına
bakalım. Uzar gider. Olgun olmadığı için, tırpanda kesmez, tırpan
kesmediği gibi, saman dahi olamadığından, eşek de yemez. Hem kelle
boş, hem de olgunlaşma kabiliyeti yok. Tabiat yapısı böyle. Ne
diyelim. Cenabı Hak, hepimizi güzel huylu, güzel sözlü insanlar
yapsın.