• resmi ilanlar
Kemal Bilsel Sarısözen [email protected]

SON PİŞMANLIK

17.04.2009 00:17:43

   Sayın okurlar;

   Genelde insanlar başarısız oldukları zamanlarda, çok yakınırlar, çok şikâyetçi olurlar, netice itibariyle son pişmanlık da pek tabi fayda vermez. Bu işler, çoğu zamanlarda böyle olmuştur. Aslında, kurdun başını, kuzuyu yemeden kesmek gerekir. Aksi halde zararı telafi edemeyiz.

   Sayın okurlar;

   Akıllı adamalar, meselenin başını değil sonunu görürlermiş. Gerçekten de benim bildiğim ve anladığım kadarıyla akıllı insan da budur. İnsanlık tarihinin birçok devresinde, böyle mükemmel insanlara rastlanmıştır. Bunun en yakın ve en gerçek örneği, Cumhuriyetimizin kurucusu Aziz Atatürk. Tahsilini, terbiyesini, genel kültürünü içine sindirerek yerine getiren doktorun, teşhis ve tedavi de yanıldığı nerede görülmüştür? Bu nedenle, yarım doktor veba gibidir. Teşhisini yapamayan doktorun doktorluğu, sadece ve sadece diplomasında, tabelasında kalır. Hamami Zade İhsan, bakın son pişmanlık konusunda şu dörtlüğü ne güzel söylemiş:

   ?Anlamazken bahsi, sallarsın başın

   Her sözünde nağme-i hay hay çıkar

   Son pişmanlık müfid olmaz beğim

   Hay hayın ardınca çok vay vay çıkar?

   Gerçekten gafil ve gaflet içerisindeki nadanlığın sonu, behamal pişmanlığa gidecektir. Bu nedenle zaman ve mekân içerisinde ihmal edilen, dikkate alınmayan, görülemeyen ve maslahatını tez bitiremeyen (dona) kalacaktır, dona kalan da sona kalacaktır. İnsanlık dünyasında usul bilenler, dinleyenler, görebilenler, umarlarında yorulmamışlardır. Böylece son gelen pişmanlığında fayda getirmeyeceğini inceden inceye akıllarına yazmışlardır.

   Sayın okurlar;

   Siyasette, ticarette velhasıl hangi meslek alanında olursa olsun, düşüncem o dur ki BAŞARISIZLIĞIN NEDENLERİNİ, KİŞİ EVVELA KENDİSİNDE ARAYACAK, KENDİSİNE SORACAK. Neden başarısız oldum, yanlış ve arızalar nereden kaynaklandı gibi?

   Akıllı başlar, baş başa vermeyince, ağır taşları yerinden kaldıramazlar. Teşbih de hata olmaz esprisinden hareketle ? merkepte yüz türlü yüzme bilirim demiş, ırmağın kenarına gelince, akabinde hepsini unuttum demiş.? Bundan böyle iş anlayanda değildir, iş başarandadır. Nitekim işini bilmeyen kasabın, ?masat(bıçağı bileyen demir çubuk) elinde kalmıştır.?

   Sayın okurlar;

   Bazı düşünceler, gerçekten çok yanlış oluyor. Örneğin, işin düşünce arayacağız, aşlar pişince kovacağız, olur mu? Yani bilmiyorsak, çekemiyorsak (BU YAYI, BU OKU ) dönerler adama (GİT MEKTEBİNDE OKU) derler. Kâr, takdirindir, onarmak ise hüdanındır. Her kim olursa olsun, ben veya bir başkası, plansız, mesnetsiz, metotsuz yürürsek, elin oğlu da iğnenin deliğinde Hindistan?ı seyreder. Gelir, koltuğu alır. Ondan sonra (at martini debreli Hasan dağlar inlesin. ) Netice ortada. Çok içen insan, lavaboyu elbette kucaklayacaktır, şaşı da biri, iki görecektir. Pusulayı yanlış okuyorsak, bunda pusulanın ne kabahati var, kusuru kaptandadır. İnsan o dur ki, başkasının sözünden evvel kendi gözüne inanır.

   İyi bir kuşbaz, kafesin büyüklüğüne bakmaz, içindeki kuşa bakar. Suyun derinliğini bilmiyoruz, dönen girdabı da kurdele zannediyoruz. Ve suya atlıyoruz. ONDAN SONRA, VAY GÖZÜM VAY KAFAM akıl nerdeydi? Göz nerdeydi?

   Sayın okurlar;

   Dünyamızda şer ve şeytan güçler bitmez. İnsan o dur ki konusunda hatayı, her şeyi bırakıp evvela kendisine soracaktır. Bu kafa tavuk, horoz kafası mı yoksa, DÜŞÜNEN insan kafası mı?
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: