ÖNCE ÂR İDİ, ŞİMDİ KÂR OLDU
24.04.2009 00:32:12
Sayın
okurlar;
Televizyonlardan, gazetelerden,
basın hayatımızdan hemen hemen her gün, insanın midesini bulatan çok
adi ve çok çirkin olaylara rastlıyoruz. Beton kafanın, bu nedenle
utanması olmuyor. Gerçekten ?önce âr yani utanma dediğimiz mefhum,
günümüzde kâr oldu.? Eskiden dedesi, babası, anası önde giderdi,
şimdi danası önde gidiyor. Nitekim, bazı kaldırım serserilerinin,
göbeği açık moda kabul ettiği yırtık pantolonlarıyla, anasına moruk,
babasına koruk diyen bir kafa da efendiliği veya hanım efendiliği
aramak gerçekten hiç olmamış ve olmayacak bir şeyi aramaktır. Önce
hocayı arayan kafa, espri de hata olmazsa zamanımızda kocayı arıyorsa
olacağı da budur. Yani önce pazarlığa girişiyor, bundan sonra keseye
danışıyor.
Sayın okurlar;
Her zaman söylemişimdir. Herkes kendi
ayıbıyla meşgul olursa başkalarının ayıbını aramaya zaten zaman
bulamaz. Ancak, milletin çoluğu, çocuğu, evladı var. Dolayısıyla
bunların bir de geleceği var. Bazen öyle görüntülerle baş başa
kalıyoruz ki, utanmamak elde değil. Ayrıca, seviyesiz, usul ve
erkândan uzak bir sürü konuşma yetmiyormuş gibi, BİLMEDİĞİNİ BİLMEYEN
bu kimselerde özentiler, gerilmeler, kasılmalar
neyine?
Sayın
okurlar;
Bilmediğini bilmeyen kafa,
iyiyi, güzeli, doğruyu görebilseydi, hiç böyle soytarılıklara düşer
miydi? Tanzimat?ın o devirdeki bazı zamparaları gibi, öyle ortaya
çıkıyorlar ki; gören de zannedersiz adam. Hiç bilmiyoruz ki, önce
sunarlar, sonra kınarlar. İşte bunun için, utanmaz Pazar, mideyi
bozar derler. Taşın yerinde ağır olmasının sebebi de budur.
Şeytanlar, yolunu kaybedenlere musallat olurlarmış. Onu hile mağlup
eder, netice de de bir gün gelir sonunda başını da yer. Bir yandan
okumadan dem vuruyor. Ancak derç etmemiş, sindirememiş ama elinde
kalem, dilinde kelamla uydurukçu nutuklarla neredeyse YESARİ ZADEYE
taş çıkartacak. Burnunu silmekten aciz zavallının burnu, gel gör ki
kaf dağından su içiyor. İlgili, anlayışlı, terbiyeli köpekler bile
yaban eşekleri avlarken uyuz sokak köpekleri gidip köre saldırırlar.
Netice itibariyle demek ki bir yerde insanın hilkati, mayası
değişmiyor. Her şeyin hayırlısını Allah? tan
dileyelim.
Özetle, güzellikler diyarı
varken, çirkinlikler diyarına gidilmesinin sebebi nedir?