SEN HERKESİ
KÖR ALEMİ SERSEM Mİ SANIRSIN
17.07.2009 00:40:57
Sayın
Okurlar:
Ziya Paşa, bir beytin de şöyle
diyor
En ummadığın keşif eder, esra-rı
derunun
Sen herkesi kör, alemi sersem mi
sanırsın
Sayın
Okurlar:
Siyasette, ticarette, ziraat
da, sanatta, kültürde velhasıl birçok konuda, dikkat edilirse (geçen
yazılarımda da değinmiştim) ülkemizde sebepler değil, daha çok
sonuçlar tedavi edilmeye çalışılıyor. Örneğin, CHP yasa çıkarılırken,
her nasılsa gündemi takip edememiş, mecliste bulunmamış, ancak, yasa
gece yarısı meclisten çıkıyor. Şöyleymiş, böyleymiş, bunları
bırakalım bir yana. Bir halk aşığımızın dediği gibi (BİRAZ SENDEN
OLDU AMA BİRAZ DA BENDEN) diyelim. Biz gelelim, geneldeki düşüncemize
yorumumuza ve yazımıza.
Sayın
Okurlar:
Elin oğlu, selin önünden kütüğü
öyle bir kapar ki, akıl da ermez, bir kısmımız da seyir edip dururuz.
Bu devirde selam akça, kelam akça. Selamet gözleyenler, evvel emirde,
işini, gücünü, planını bilir, sonradan savaşı davet edip, savaşa
girmez. Seksen de doksan da varsın ama bir anda yoksun işte. Önemli
olanda o zaman. Yüz bende ise, doksan dokuza kadar olan bütün
rakamlar bendedir örneğin, ilgilenmedik, araştırmadık, sormadık, yani
sen efendi ben efendi (BU ATA KİM EĞER VURACAK? ) yani sen ben, bir
tane, iki tane bilirken, elin oğlu on iki tane biliyor. İnsanlar
zamanında doğru planlarla ve sistemlerle yola çıksalardı, eğriler
belasını bulurdu. Biz dost kazanalım da, düşman ocağın başından zaten
çıkar. Aklın hası neticeyi düşünmektir. Uyuyan akıl, akibeti nereden
görebilir? Ya işaret edelim, doğruyu gösterelim, değilse, efendi
gibi, dinleyelim, düşünelim ve de takip edelim. Eski ağaç kapılarda
bulunan ve tokmak yerine geçen halka, NE KADAR EĞRİ OLURSA OLSUN,
KAPIDA BAĞLIDIR. Kapı çalınmasa bu kapıyı kim açacak? O zaman kapıda
bekle bekle dur. Konunun raporları sağlam yazılırsa, insanoğlu
selameti bulur ve genişler. Sarrafın akçası kime yar olmuştur?
Unutmayalım ki sabit olanlar da bir gün gelir Nabit olur. İşte bunun
için işine bak yoluna devam et derler. Başı, çoğu kez boş bırakmaya
da gelmez. Başlar büyükse bey olur, ayaklar küçükse çoban olur. Bu
nedenle, aklı olan nadanlara kesinlikle sır verilmez. İnsanoğlu aklı
ile görür kalbi ile işitir.
Sayın
Okurlar:
İkili yarışta, kendisine çok
güvenen tavşan, kaplumbağa yetişene kadar şu ağacın gölgesinde
uyuyayım derse, kaplumbağanın kazanmasına kimse şaşmasın. İşini
bilmeyen kasap, elinde kalmış masat. Önemli olan muzaffer olmak değil
mi? Öyle ise dikkati, görevi, sorumluluğu ve yetkiyi hiçbir zaman
akıldan çıkarmamak ve yerinde kullanmak gerektiği inancındayım.