ANİ KARARLAR
04.09.2009 00:36:55
Sayın
Okurlar;
Siyasette, Ticarette, Eğitimde,
Öğretimde, sivilinde, resmiyetinde, zaman zaman verilen ? ANİ
KARARLAR? ileride, telafisi mümkün olmayan yaralar açıyor. Bunu
genelde yapıyoruz ve sonuçlarına da katlanmak zorunda
kalıyoruz.
Mecliste Arif ol, Kelamı
dinle,
El iki söylerse, sen bir
söyle.
Elinden geldikçe sen iyilik
eyle,
Kötülerle konup, göçücü
olma
Diyen, halk ozanımızda, aynı konuyu
halk diliyle ne güzel ifade etmiş.
Düşünmek, konuşmak ve karar vermek,
insana ait bir özelliktir. Ancak, akıl, ihtirasın bir karış
yukarısında olursa, o akıl, çengele takılmıştır ve artık çakıl
olmuştur. Birçok konularda, bunun ötesinde, fevkalade hadiselerde
ciddi kararlar vermek, önemli bir konudur. Bu işler, bakkaldan bir
kilo pırasa almaya benzemez. Yanlış teşhis, yanlış karar, adama gün
gelir KARALAR GİYDİRİR. İşte bunun içindir ki, iş daima başarana
verilir. ? Gitme, çolukla çocukla yola, başına gelir bin türlü bela?
diyen atalarımızda, yıllarca aynı konuyu vurgulamışlardır. Her kim
olursa olsun, kendi başına, kendi isteğine ve kendine göre
yürüyenlerin, bütün edep ve terbiyesi doğruluk yolundan çıkmıştır.
Hissi, fevri, aceleci ile oturup kalkanlar, neticede (KÜSTÜRÜR),
ağzını burnunu kırık camla silenlerde elini yüzünü kestirir. Altın
yere düşmekle sakıt olmuyor, kadri kıymetten (Ziya Paşa). Elmas
kömürün içinde de elmastır. Altının kaynatılmasının nedeni tortusunun
üstüne çıkması içindir. Ülkemizdeki çalkantıların, huzursuzlukların,
azgınlıkların, ayrıcalıkların çoğu, bu tür ani kararlardan
kaynaklanmıştır. Girmeden evvel çıkmayı düşünmeyen kafa, BOSTANDA
BİTMİŞTİR. Böyle bir kafanın, korkuluktan ne farkı vardır? Allah?ın,
insanlara en büyük lûtfu, aziz akıl olmuştur. Önemli olanda,
düşünmesini, idrak edebilmesini hazırlayan (akli küldür)
Sayın
Okurlar;
Yayı çekemiyorsak ve
atamıyorsak bu oku, o zaman bir Molla Kasım çıkar, ( git mektebinde
oku) der. Cenabı hak, bir adama bela verirken, evvela aklını alırmış.
Bana göre ( BİLİYORUM) kelimesi kadar, dünyada ikinci bir muhteşem
bir kelime yoktur. Şimdi; damın üstündeki deveyi göremeyeceğiz, ondan
sonrada kalkıp iğnenin deliğinden iplik geçirmeye çalışacağız.
Akıllı, insanlar yıllar boyu çalışıyor, çabalıyor bir konu
sorulduğunda (YİNEDE DENİZİN ORTASINDA BİR SAMAN ÇÖPÜ KADARIM DİYOR)
İŞTE MÜKEMMEL AKLIN CEVABI. Yüz türlü yüzme bildiğimizi söylüyoruz,
ırmağın kenarına gelince ?hepsini unuttum diyoruz? yüz tane ok
atacağız hepside boşa, karavana OLDUMU? Akıllı bir tane atıyor, on
ikiden vuruyor.
Düşünerek, danışarak,
konuşarak ve meseleleri de biraz da zamana bırakarak, azda özü aramak
en güzeli ve doğrusu değil mi?