İNSANIN BEYNİ VE DİLİ
13.01.2010 00:52:19
Sayın
Okurlar;
Dikkat ederseniz, hatalarım
veya ?varsa- sevaplarımla, yılların getirdiği tecrübemle, fikirlerimi
sizlere iletirken, bütün bunları bir sohbet havasıyla yaşamak
istiyorum. Bizim de kim bilir, kırk yıllık hizmetimizde neler neler
olmuştur? Bütün bunların en doğrusunu, en gerçeğini Cenabı Hak bilir.
Bugünkü yazımda, sizlere, insan beyni ve dilinden hareketle bazı
düşüncelerimi aktarmak
istiyorum.
Sayın Okurlar;
Makam, mevki ve de unvan sahibi
kişilere, kötü söz, bilhassa küfür, hiç mi hiç yakışmıyor. Aslında,
bu tarz konuşmalar, daha çok avam tayfasının işidir. Bunun
örneklerini zaman zaman görüyoruz. Bazen öyle kelimeler telaffuz
ediliyor ki, insan, bırakın ağzına almayı, düşünmek dahi istemiyor.
Sayın
Okurlar;
ÖRNEĞİN, HAYVAN HAYVAN İKEN VE
KONUŞAMAZKEN, KENDİSİNE AİT OLAN SES KARAKTERİNİ HİÇ DEĞİŞTİRMEZ.
MESELA, ? EŞEK ANIRIR, AT KİŞNER, ASLAN KÜKRER, KEDİ MİYAVLAR, KUŞLAR
ÖTER, ÇAKALLAR DA SABAHA KADAR ULUR, DURURLAR.? Aslında bu sesler,
hayvanın doğal yapısından kaynaklanır. Yani, birisi kalkar da ? Bizim
fino, aslanlar gibi kükredi.? derse, bu düşüncede mutlaka ve mutlaka
çok ciddi bir arıza vardır. Dil ile düğümlenenleri, dişler asla
çözemez. Aklı, kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin, milyonlarca dili
olsa, bu insan, hayatı boyunca dilsizdir. Bir gerçek de odur ki,
DİZGİNSİZ, PERDESİZ, ASTARSIZ AĞZIN DİLLERİ, DÜNYA KURULDUĞUNDAN
BERİ, İNSANIN BAŞINA ÇOK BELA GETİRMİŞTİR. Bir insan ki, az bilir,
çok konuşur ve her soruya da, sinek gibi vızlayarak cevap verirse, bu
gevezeliğinden dolayı, beyni bitlerden, saçı sirkeden kurtulmaz. İşte
bu nedenle, akıllı beyinle, akılsız beynin arasında bir tane fark
vardır. Birisini dizginlersin, diğeri başı boş ve
yularsızdır.
Sayın
Okurlar;
İki kulak, çok dinlemek, bir
ağız ve bir dil ise, az ve öz konuşmak için yaratılmıştır. Konuşmak,
her ne kadar yaratılıştan gelse de, susmak, aklın işidir. GÜZEL SÖZ
SÖYLEMEK, AĞZIN, DİLİN, DİŞİN İŞİ DEĞİLDİR. AKLINI KULLANMA SANATININ
İŞİDİR. Burada ağız, dil sadece ve sadece beynin emrindedir. İnsanın,
ayakları, elleri, gözleri, dilleri, velhasıl uzuvları her defasında
ciddi yanlış yapıyorsa, bu, İNSAN BEYNİNDEKİ DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN
YANLIŞLIĞINDANDIR. Akıllılar, bir işi yapacağı zaman, onun manasını
ne güzel düşünüyor. Serseri ve ukala tayfası ise, ne yaparsa yapsın,
sapıklık yaratıyor, bundan böyle de kendisine çok günah yüklüyor.
Neticede, utanç duymak istemeyen insan, biraz da başkalarının
ayıplarını yüzüne vurmaz. Zaman zaman, sohbet yazılarımda ifade
etmişimdir. Gerçekten de herkes kendi ayıbıyla meşgul olsaydı,
başkalarının ayıplarını yüzüne vurmaya zaman bulamazdı. ?Şaptan şeker
olmaz, kuşburnundan gül toplanmaz, boş kafadan veciz sözler çıkmaz,
bundan böyle kurbağanın sesiyle de derya bulanmaz.? Dil süpürgesi
kirli ise, ağızdan çıkacak her laf da kirli olacaktır. BENİM BİLDİĞİM
ODUR Kİ, AĞIZDA DİL, HÜNERLİ, FAZİLETLİ, OLGUN VE DOLGUN İNSANA BİR
NEVİ HAZİNE ANAHTARI OLMUŞTUR. CENABI HAK AKLIMIZI, FİKRİMİZİ HER
ZAMAN, MÜSPET VE HAYIRLI DÜŞÜNCELERLE DOLDURSUN.