SAYIN MUHALEFET;
03.03.2010 00:28:26
Sayın
Okurlar;
Muhalefet derken, akıllara daha
çok, CHP ve MHP gelir. Ben, şahsen yıllarca düşünmüşümdür. Her
nedense, gerek CHP, gerekse MHP bugüne kadar tek başına iktidar
olamadı. Aslında bu iki parti, kuruluş statüsüyle, parti plan ve
programıyla, çalışmalarıyla ve hizmet alanlarında, gerçektende
ülkemize çok faydalı ve verimli olmuşlardır. Kaldı ki CHP, aziz
Atatürk?ün bir partisidir. Yani, altı okuyla yılların tek partisidir.
Bugüne kadar, bu partiler içerisinde, çok kuvvetli, çok nezih, çok
tecrübeli devlet adamları ve siyasetçiler görev yapmışlardır. Şimdi,
buradan hareketle, düşüncemi, samimi duygularımı ve fikirlerimi sayın
okurlarımla paylaşmak
istiyorum.
Normalde, akılcı düşünce, bir
mağlubiyet olduğu zaman, genel anlamda soruyu evvela kendisine
sormalıdır. ARIZA NEDİR. Örneğin, parti politikasında eksikler veya
hatalar mı var? Sevk ve idare kademesinde, az veya çok bir
basiretsizlik mi mevcut? Partinin, ileri gelen kurmayları, başta
genel başkan ve yardımcıları olmak üzere, halkın üzerinde etkin
olabilecek bir siyasi kültürü ve dayanışmayı göstermekte etkisiz mi
kalıyorlar? Öte yandan, üst düzey sorumluları, bu sorumlulukları ve
yetkileri, layiki vechile, gerek ülkenin, gerekse halkın, saniyen,
mensubu bulunduğu partinin, yüksek menfaatleri açısından kullanırken
veya uygularken az veya çok hatalara mı düşülüyor. Yoksa bu güzel
partiler, bazılarının tekeli altında şartlı bir şekilde mi gidiyor,
bunlardan böyle ortak görüş ve kararlara itibar mı ediliyor vs. Bütün
bunarlı partinin ileri gelenleri elbette düşünüyor. Benim ki sadece
küçük bir düşünce.
Sayın
Okurlar;
Ben devlet adamı değilim, ben
siyasi de değilim. Ben, kendi hizmetinde ve branşında yürüyen bir
insanım. Ancak, bütün bunlar, siyaseti ve politikayı bilmiyor
anlamına gelmez. Herhalde, okuma yazmamız var. İnsanlar, fikirlerini
doğru ve dürüst dile getirilerse bazı güzellikleri de beraberinde
getirebilirler. Ne olduğu belirsiz bazı insanlar, siyasetin (S)?sini
bilmezken ve yirmi beş kuruşluk gazeteyi okumazken, ben fakülte
mezunu olarak beş bin kitabım arasından herhalde bir şeyler söylerim.
Sayın
Okurlar;
Muhalefet, kırk beş yıldır
iktidara gelemiyor. Bunu, bir vatandaş olarak, bir seçmen olarak
yukarıda, bazı görüşlerimle açıkladım. Olay, kısaca şu. Şimdi,
sebeplerimi göremiyoruz, olayları mı teşhis edemiyoruz, kısacası, bu
arıza nerden kaynaklanıyor? Her zaman sonuçların üzerinden konuşur,
sebebi ikinci plana bırakırsak, doğruyu bulmak mümkün değildir. SON
NEFESTE BUZLU HOŞAF NEYE YARAYACAK? YİNE, SON NEFESTE İMAN SELAMAETİ
NEYE YARAR? OLUR MU? Neticede, işleri anlatıncaya kadar baş elden
gider derler. İşin selameti, anlatanda ve anlamasını bilende görülür.
Bunun içindir ki, iş başarana vurulur. ÇOĞU KEZ, BAŞKALARINA BEL
BAĞLAYANLAR, BEL AĞRILARINDAN KURTULAMAZLAR. Yani, ?Mevlam sizi, hep
muhalefet için mi yarattı?)? Güzel sonuçlara bir türlü gidemiyorsak,
sebep ve sonuç ilişkilerini evvela kendimizde aramak gerekmiyor mu?
Biraz evvel ifade ettiğim gibi, gönül
bir yerde de SİZİN, İKTİDAR OLMANIZI ÖZLÜYOR VEDE İSTİYOR. Ne derler
(tebdili mekânda ferahlık vardır) yani, bir vatandaş olarak insan
bazı değişiklikleri gönülden arzu edebilir. Başarılarınız gerek
ülkede, gerekse bizim için onur verici olur. Özetle, sorumluluğu,
görevi, yetkiyi, bizatihi elinde tutan iktidar, elbette ki
kuvvetlidir. Yani, mühür kimdeyse Süleyman o olur. Bu duygu ve
düşüncelerle, sizleri de bu güzel vatanda iktidar olarak görmek
isteriz. Sizlere, sağlıklar, başarılar ve engin mutluluklar
diliyorum.