İŞE ADAM MI ? ADAMA
İŞ Mİ?
15.03.2010 00:17:35
SAYIN
OKURLAR;
Ülkemizde, her kurum ve
kuruluşta atamalar yapılır. Bunlar, kendi statüsü ve mevzuatlarında
yasalarına uygunluk taşır, ayrıca adalet ilkelerinde yapılırsa,
görevin sorumluluk ve yetki unsurları da o kadar sağlam olur. Bundan
dolayıdır ki, sevk ve idare kademesinde işler aksamaz, güzel ve doğru
yolda yürür.
Gel gör ki, bazen durum hiç
de böyle olmuyor. Bu işler, bir de siyaset potasında ve siyasi
çıkarlara dayanarak ele alınıyorsa, bilhassa kadrolaşma mevzuunda
(sen ben davası) her zaman görülecektir. Yanlış olan da budur.
USTALARIN, ÜST TARAFINDA DÜKKÂN TUTULMAZ. YAĞIZ ATLAR KENDİSİNE KAMÇI
VURDURMAZ. NİTEKİM ÖKÜZ OLMADAN, DANALAR, ZELVEYE KOŞULMAZ. ÇÜNKÜ O
BOYUNDURUK, O MUKAVEMETSİZ BOYNU KIRAR. Bu cümlelerin özü nedir?
Uzağa gitmeye hiç gerek yok. Özetle, işimizin ehli olacağız. İşimizi
seveceğiz, kendimizi işimize
adayacağız.
Kırk yıllık hizmet
hayatımda, bulunduğum idari görevler de zaman zaman, bu tür örneklere
çok rastladım ve yaşadım. Bundan dolayıdır ki, insanlarda geçmişten
gelen bazı tecrübeler geleceğe ait güzel ışıklar tutuyor. Örneğin bir
genellemede olsa, ( 5 dakika ders, 40 dakika istirahat, aylarca,
hatta yıllarca süren rapor alışkanlıkları, öte yandan varlığı ile
yokluğu arasında, hiçbir fark olmayan bir sürü parazit ruhlu
insanların parazit düşünceleri, dolayısıyla, meydana gelen birçok
yanlışlıklar.) Dikkat etmişimdir, bir yerde MAKAM, SIFAT, UNVAN
OLDUMU BİR KISIM İNSANLAR OLAYA BALIKLAMA ATLIYORLAR. Bununla da
kalmıyor, yemi burada yiyor, gel gör ki gidip başka yere yumurtluyor.
Durum böyle olunca daha neyi konuşacağız, neyi tartışacağız? Benim
bildiğim adamın hası, iş başında belli olur. Sonsuz eğrilik ve yamuk
düşüncelerle, hayatta hiçbir iş yürümemiştir. (HEP BANA, HEP BANA)
diyen nefsin, bu zamana kadar aşağılıkla kazandıkları yetmiyor sanki.
Böyle parazitlere sorsak gerçekten de yetmiyor der. El insaf. Görevi,
sorumluluğu, dikkati, beceriyi ve de yetkiyi hiçe sayanların,
BÖREKLERİNDEN, ÇÖREKLERİNDEN, MALLARINDAN AÇ GEZMEK DAHA FAZİLETLİ
DEĞİLMİ. Hiç olmazsa, böyle bir düşünce de, ikbal, seni de, beni de
makbul eder. Akıllılarla ve ileriyi görenlerle, ayrıca sonunu
düşünebilenlerle yapılan HER SOHBET AKLA KUVVET
VERMİŞTİR.
Sayın
okurlar;
Gıldır gıcık, ne olduğu
belirsiz, aklını ve ihtirasını daima kendi menfaatine, paraya,
makama, saltanata, unvana bağlamış bir kafada, fakirin, mazlumun,
masumun GÖNLÜ, KALBİ YER ALIR MI? Aslında işi gücü yatmak, gezmek,
tozmak, gün boyu hizmetini izinlerle geçirmek bundan böyle, ense
kulak yaşamayı kendisine şiar edinen kimseye, bırakın görev
teklifini, görevden alınması daha da anlamlı ve adaletli olmaz mı?
Her nasılsa, bu işler bir yerde adaletini koruyamıyor. Ne demişler?
Keçinin uyuzu gider kaynak suyun gözesinden su içermiş. Hiç bilmeyiz
ki, bu uyuz keçi ormanın fidanını, filizini, yeşilini silip
süpürecektir. Bırakın her şeyi, hünersizlerden, faziletli çalışma
beklemek, bu güne kadar, hiç olmamış ve olmayacak şeyi beklemektir.
Günümüzde bu türden ( EKMEK ELDEN, SU GÖLDEN. BAŞKA BİR DEYİMLE,
EKMEK HIDIR, SU HIDIR, YE YE KUDUR) diye boşuna dememişler. Fazilet
erbabı insanın, kendisine söz söylettiği nerde görülmüştür? Ancak
gününü gün etmek isteyen, en kısa zamanda, çalışmadan, yorulmadan ve
üretmeden köşeyi dönmek isteyenlerin, nasıl oluyorsa dilleri de bir
karış oluyor. Yazılarımda zaman zaman söylemişimdir. Benim yaptığım,
düşüncelerimi, hizmet alanlarında yetindiğim, tecrübelerimi sayın
okurlarımla paylaşmaktan başka bir şey değildir. Gene o düşüncedeyim
ki, insanlar güzel gördükleri, doğru öğrendikleri konuları hem
cinsleriyle paylaşırlar. İnsanlara, faydalı ve verimli olmak hadisesi
burada yatar. Biz, bu güne kadar edindiğimiz bilgileri ve becerileri
herhalde, paylaşmak için varız. MEZARA GÖTÜRECEK HALİMİZ YOK
HERHALDE. Bugün olmuştur, hala bu cümle kafamda rayına oturmamıştır.
İŞE ADAM MI ? ADAMA İŞ Mİ?