BU
DOKUNULMAZLIK KALKMAZ
24.03.2010 00:20:30
Sayın
Okurlar;
Her nasılsa, yıllarca, bu
dokunulmazlık denilen mevzuu, gündeme gelir, ancak, her defasında
kaldırılmasını isteyenler (ŞÖYLEYDİ BÖYLEYDİ) derken, bir türlü
kaldırılmaz. Burada önemli olan asıl konu, dokunulmazlığın kaldırılıp
kaldırılmamasından ziyade, böyle geniş bir imtiyaz, bazılarına neden
uygun görülmüştür, neden verilmiştir? Yani kısaca (BEN, BİLEREK VEYA
BİLMEYEREK BİR SUÇ İŞLEYECEĞİM, ANCAK, AMAN HA, DOKUNULMAZLIĞI VAR
DİYECEKSİNİZ VE DOKUNMAYACAKSINIZ)
Böyle
bir hak, böyle bir hukuk ve adalet ayırımı insan düşüncesiyle ne
dereceye kadar bağlaşır. Biz gelelim saadete; ( eden bulur, inileyen
ölür, hainler ve suçlular her kim olursa olsun, haif olur) Hiçbir
suçlu dünyanın kuruluşundan bu tarafa, berhudar olmamıştır. Hak
deyince, akan sular dahi durmuştur. Bu nedenle hak bellediğin bir
yolda, yalnız gideceksin. Hak gelince batıl gitmiştir. Hak her zaman
hakka yardım etmiştir ve hak, daima kavinindir. Hak sözler zehirden
daha acıdır. Dünyanın her yerinde adalet er geç yerini bulur.
Sayın
Okurlar;
Dokunulmazlık konusunun
kaldırılmasında, her defa bunu ısrarla savunanlar neden kaldırmazlar,
bilinmez ama, burada birazda (tecahülü arifane) yani bildiği halde
bilmemelikten gelme sanatı vardır. Benim bildiğim insanda, iki unsur
vardır, ya ister ya istemez. Hem kaldıracağım diye defaatle söyle,
ancak her defasında da kaldırma. İşte bu nokta çok
düşündürür.
AL GÖZÜM, SEYİR EYLE,
DENİZLİ PAZARINI
HALEP?DE BURADA
ARŞINDA
Bedri Rahmi
Eyüpoğlu
Davasını bilmeyenlere şahit
olunmaz. Serçeden korkan, darı ekemez. Akıllı düşünce sahiplerinin
ZELİLİ dahi, can için bal olmuştur. Düşünce sisteminde haksızlık,
körün halinden daha da karanlıktır. Milyonlarca insan, tek taraflı
bir düşünce ile sadece ve sadece kendisini ve menfaatini hesap
ediyorsa, bilinmelidir ki, Cenabı Hakkın şahitliğinin yanında,
bunların hiçbir kıymeti olamaz. Şeytanlar yolunu bilmezlere ve
kaybedenlere daima musallat olmuşlardır. Netice itibariyle bir gün
onu hileyle mağlup eder ve başını da yer. (Allah
korusun)
Aklın yolu birdir. Gaflet
içinde olan ve gerçekleri hakkaniyetle göremeyen öte yandan susan bir
aklın sahibi ateş gedeye düşecektir. SONSUZ CELAL VE KEMAL İNSANA
AİTTİR.
Ancak, sonsuz eğrilik ve
gerçekleri görmeyenlerde gaflete düşenlerdir. Ben doğruyu söyleyim
de, o beğenmezse beğenmesin. Bütün insanlar hakkın ve hukukun içinde
adalet karşısına çıkarlar, çünkü hadisenin özelliğini adalet çözer.
Kaldı ki, dürüst insanın zaten kendisi bir kanundur. Böyle bir
dokunulmazlığa neden ihtiyaç duyulur. Her neyse ( şeriatın kestiği
parmak acımaz diye yıllarca boşuna dememişler)