• resmi ilanlar
Kemal Bilsel Sarısözen [email protected]

BAŞ, BAŞKAN, LİDER

09.04.2010 00:40:14

   Sayın Okurlar;

   Yazımızın başlığı ( baş, başkan ve liderlerin) akıl hocalığı yapmak değil. Biz haddimizi biliriz. Ben, sadece bu konudaki bilgilerimi ve düşüncelerimi aktarmak istiyorum. 13. yüzyıldan günümüze kadar, baş, başkan, lider gibi sözcükler, tüm yetkileri, sorumlulukları ve de görevleri üzerlerinde taşıyanlar hakkında kullanılmıştır. Bu konuda bildiğim o dur ki, evvela, baş ağır gerekir, kulak ise bazen sağır olmak durumundadır. Ayrıca, baş başa vermeyince işlerin sürüncemede kalması kaçınılmaz olur. Nitekim, baş başa verildiği zamanlarda, el birliği, düşünce birliği oluşur, böylece, ağır taşlar dahi yerinden kaldırılır.

   Baş baştadır ve her başta iki avuç arasındadır. Sonunda, hüsrana uğramak istemeyen akıllı bir baş, hop oturup hop kalkmaz, her lafa iltifat etmez, en önemlisi, aziz akıl da, aziz düşünceler, meselenin sonunu görür, başına bakmaz. Baş büyük devlet, ayak ise büyük Mihnettir. Bundan böyle, her baş, dil ile tartılmıştır. Öte yandan, baş eğmekle başta ağrımaz. Bu başlar herhalde bostanda bitmiyor. Bir gerçek de odur ki, AKILLI BAŞ BOŞ OLMAZ. Ayrıca, her söze de baş üstüne denilmez. Ayakaltına da alınabilir, ancak yeri gelir, zamanı gelir, hukuka uygunluğu gelir, o zaman da pek tabi işi görülür. Herkesin bir başı vardır. Bizim de bir başımız vardır. Bu başların ne dereceye kadar faydalı olup olmadığını Allah bilir. Çünkü Cenabı Hak şah damarımızdan bize daha yakındır. Her başın bir yastığı vardır ama gel gör ki o yastıklar, başların hiçbir derdini bilmez. Birçok başın burnu göklere çıksa da bilinmelidir ki, o yine aciz kalacaktır. Asıl önemli olan o başın aziz akılda ki olgun ve dolgun düşünceleridir.

   Sayın Okurlar;

   Başını acemi berbere teslim edenin cebinden pamuğu eksik olmaz. Bundan böyle, başını, dolayısıyla aklını evde unutan, kalabalıkta kalpağını da kaybedecektir. Akıllı ve fikirli her baş, yük olmaktansa yükünü kendi taşır. Dışı kalaylı, içi alaylı baş kaptanın, kendisi de tayfası da batar.

   Sayın okurlar;

   İdare edenler ve idare edilenler ülkesinde, her kurum ve kuruluşun bir başı ve kurmayları vardır. Ancak, aklı ihtirası, yani hırsı bir karış havadaki başlar, netice itibariyle kendini de kurumunu da rezil ve rüsva etmişlerdir. DAVULDAN GELEN ZURNAYA GİDER. ÇÜRÜK BAŞIN ÇÜRÜK İPİNE, ÇÜRÜK BİNANIN ÇÜRÜK MERDİVENİNE BUNUN İÇİN GÜVENİLMEZ. Akıllı fikirli başlar, yüz ok atıp yüzünü de boşa göndermez. PEKİ, NE YAPAR? BİR TANE ATAR ON İKİDEN VURUR. Yine o inançtayım ki, iyi bir lider, dünya nimetlerine pek gönül bağlamaz. Yıllarca, Dicle Nehri, halifeden bu zamana kadar Bağdat?tan çok geçmiştir. Yani idareci, yetkili kişi, hurma gibi yumuşak değilse, selviler gibi azade kalacaktır. Akıllı bir liderin iki yüz tane de günahı da olsa, kusurlarını Kerem?i örter. Acımasız ve şeytan ruhlu lider, zayıfın gönlüne keder getirirse, bir gün olur o da, bir zorlunun zulmüyle aciz kalır. Hayat böyledir. Bu dünya kısaca, etme bulma dünyasıdır. Amelsiz baş neye yarar? Yarasa yarasa, balsız arıya. Mevkii devleti varken yaralı, bir gönlü yoklamayan lider, öteki dünyada da devlet ve mevkii bulamayacaktır. AZ, ÖZ, FAKAT, İYİYE, GÜZELE VE DOĞRUYA SARILAN HERKESİN ZATEN KENDİSİ BİR DEVLETTİR.
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: