BEYNİMİZDE İNTİKAL
YOKSA
31.05.2010 00:45:15
Sayın
Okurlar;
Daha dün, Antalya?dan yola
çıkan yolcu otobüsü, şoförün uyuması sonucu, 15 metrelik uçurama
yuvarlanıyor ve bazı turistlerde dahil, 16 kişi bu kazada hayatını
kaybediyor. Yani, ?Dilimizde her nasılsa alışmış? hemen akabinde,
kaza lafını yapıştırıyoruz. Ancak, bu bir ihmal mi, beceriksizlik mi,
ehliyetsizlik mi, dikkatsizlik mi, vurdumduymazlık mı veya en az
maliyetle sorumsuzca şoför transferlerindeki menfaat cambazlıkları
mı? Bu tarafa her nasılsa girmiyoruz. Nitekim hep böyle olmuyor mu?
Benim gördüğüm kadarıyla, vahim bir olayın sonucunda, sebeplerden
ziyade sonuçlar tedavi edilmeye çalışılıyor. Örneğin, ?ÖLEN ÖLMÜŞ,
KALAN KALMIŞ, AĞLAYAN AĞLIYOR, BAĞIRAN BAĞIRIYOR. EN VAHİMİ DE BİRÇOK
ŞEY TELAFİ EDİLİYORDA, ÖLENLER GERİ GELMİYOR? Şu cümleler ne kadar da
sıradan haber olarak geçiyor. ?ŞOFÖR UYUDU, ŞOFÖR SARHOŞTU, ŞOFÖR
HATALI SOLLADI, YAYALAR DENGESİZDİ? vs. Bütün bunlar yaşanana kadar,
meseleler baştan ciddiye alınsa, konularla, mevzuatlarla ilgili
yasalar kuvvetle caydırıcı olsa, yani, bu işlerin müsebbipleri netice
itibariyle başına geleceğini bilse ve korksa, imkânlar mı böyle
dengesizliklere yer versin.
Sayın
Okurlar;
Hayvanlar aleminde, hayvan
hayvan iken bazılarında intikal saniyede harekete geçerken,
bazılarında bu intikal dakikaları alır. Çünkü BEYİN KALIN, BEYİN
ODUN. Bir İngiliz yarış atına, ani bir üzengi hareketi, onu akabinde
suretle koşturmaya yeter de artar bile. Aynı şeyi öküze, eşeğe
yapalım hatta iğne batıralım, sopayla vuralım, uzun bir müddet kılını
dahi kıpırdatmaz. Nedeni açık. Öküz beyni, eşek beyni.
Sayın okurlar;
Dikkati, sorumluluğu, görevi, yetkiyi
bilmeyen veya benimsemeyen, intikali zayıf böyle kafalara her kim
olursa olsun, genel anlamda söylüyorum, görev verilirse, sonuç
bellidir. Bu türlü kafalarda utanma, sıkılma, islahı mümkün olmayan
bir düşünce, tövbe ve anlayış zaten olmaz. Eşek kafalar, Tahran
sokaklarında gezerken, nerede karpuz kabuğu varsa oraya bakar. Kalkıp
da, gözünü Firdevs Üniversitesine dikecek hali yok herhalde.
Vurdumduymazların intikalleri, bundan böyle zayıftır ve bu kafaların
düşünce sisteminde akıl eksikliği de bir gerçektir. Akıl gelir, geri
zekâyı yaratır ve nefse mağlup olursa, gaflette pusudan çıkar, oraya
bir güzel çöreklenir. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını. Böyle
gaflete düşenler ?Sizin evde yalanır, Kirkor?nun bağında güler. Boş
fıçı, boş teneke, davul ne kadar çok ses çıkarır. Nedeni belli. İçi
boş. CİDDİYETTEN UZAK, AKLI ŞEBEK, DİLİ KÜREK, GÖZÜ SİNEK GİBİ PETEK
GÖZ OLAN BİR KAFANIN SAHİBİ, EVVELA KENDİSİNE DÜŞMANDIR. KALDI Kİ,
BAŞKALARINA NASIL DOST OLABİLİR? Bunların dostluğundan ariflerin
düşmanlığı daha iyi değil mi? Deliler devran sürerken, akıllı vakit
bekler. Geri zekâlının, vurdumduymazın, mankafasının, düz kontak
beynin her düşüncesinde ve halinden elbette ki büyük isabetsizlikler
olacaktır. DELİNİN DÜŞÜNMESİNE, TAVUĞUN EŞİNMESİNE DERMAN OLMAZ. Bu
türlü yaratıkların, bu yöndeki geri zekâlıların intikali, bundan
böyle zayıf, işkembesi de bir o kadar geniş olur.
Sayın
Okurlar;
Halk arasındaki şu cümlelere
bir bakın. (Başımıza ne geliyorsa hep bu düşüncelerden geliyor. İşler
ehline teslim edilmezse, işler ustanın üst tarafındaki geri zekâlı
dükkân sahibine verilirse olacağı bu olur. Örnekler;
Bunlar da ne var ki? Ne olmuş bir defa
olduysa? Yazı var, kışı var, görülmedik ne işi var? Elin aptalı sen
misin? Devletin malı deniz, yemeyen domuz. Gözlerimi kaparım vazifemi
yaparım. El adamının eşeği sen misin? Düşün, düşün boştur işin.
Doğruluk sadece sana mı kaldı? NELER NELER NELER. İşte böyle
düşünürsek geri zekalılarda gelir, akıllının üst tarafında işini
tutar.
Anladığınıza, anladığımıza,
anlayacağımıza inanarak. HEY GİDİ GÜNLER HEY?