• resmi ilanlar
Kemal Bilsel Sarısözen [email protected]

ÇIKTIĞIN KAPIYI SERT KAPATMA

21.06.2010 00:51:23

   Sayın Okurlar;

   Bir gün gelir, adam, adama gerek olurken, hiç bilinmez, teşbih bu ya, iki serçeden de bir börek olabilir diye de düşünülür. Gerçi, serçenin eti budu ney ki, şahin, doğan, kartal, bunun sırrını bilsin. Adam, adama yük olmadığı gibi, can da gövdeye mülk değildir. Yani, güzellikler diyarı varken, çirkinlikler diyarına gitmenin bilmem ne anlamı var? Sevilirken, severken, her türlü imkan güzelken, saltanatın içerisinde yenilip, içilip, yurt edinilirken güzelde, insanlar düştüğü zaman mı kötü oluyor. İşte, ana konu da bu

   Sayın Okurlar;

   Rahmetli babam, Numan Sarısözen, temel eğitimde, eski yıllar da başöğretmendi.

    Babamın zamanın da, ilkokullar da başöğretmen?lik makamı vardı. Bir defasın da rahmetli babamın, değerli öğretmen arkadaşlarına söylediği şu cümleyi hiç unutmam (ÇIKTIĞIN KAPIYI SERT KAPATMA) gerçekten de, bir gün gelir, o kapıdan, bir daha o kapıdan içeriye girmek zarureti olabilir. Ne de olsa, insanlar bir müddet sonra bir birleriyle tekrar karşılaşabilirler. Nitekim, konuşmak, görüşmek ve tekrar yüz yüze gelebilmek için, bir karışta olsa araya saygı mesafesi bırakması gerekir. Bizim de uzun yıllarımız geçti, ancak bu kurala ne dereceye kadar uyup uymadığımızı ben de bilmiyorum. Ama doğrusu bu olsa gerek.

   Sayın Okurlar;

   Konduğu dalın rengini alan BUKALEMUN gibi (atı görüp aksamak, suyu görünce susamak, alaca kiraz, yenice heves gibi çocukça ve hissi düşüncelere sarılmak, bugüne kadar nerede asaletli bir hareket olarak görülmüştür. Gün olur devran olur, DÜŞERİZ DE KALKARIZ DA. Nankörlükler niye? Köpek dahi, yediği bir kemik parçasının sahibine, hayvan iken ses çıkarmıyor. Günümüz de televizyonlar başta olmak üzere birçok basın ve yayın organlarından, bu türlü hadiselerin yüzlercesine rastlıyoruz. Yani aynı çatının altın da, aylarca, yıllarca, beraber olalım, ancak, menfaatlerimiz biraz zedelenince orayı terk edelim ve de kapıyı sert kapatalım HİÇ OLDU MU? HİÇ YAKIŞI KALDI MI? HİÇ İNSANLIK ADABINA YAKIŞTI MI? Defaatle söylemişimdir. Olgun başakların boyunları eğiktir. NADANA, NANKÖRE, RİYAKARA, NASİHAT ETMEK, ÇİĞ ET GİBİDİR. Bu işlerin, cahili, cühelası, okumuşu, yazmışı olmuyor. Özetle, asalet ön plana çıkmadı mı bu tür nahoş olaylara rastlanılmıyor. Nitekim nankörle, riyakarla, konuşmaktan, ehl-i irfan ile taş taşımak daha güzeldir. Bilinmelidir ki NE GELİRSE KULA HAKTAN GELİR.

   Gel gönül, gel hoş görelim bu demi,

   Bu da böyle kalmaya bir gün ola

   Kişi, çekmek gerek, gussayı gamı

   Haktan gelir, her ne gelirse kula (şair HATAYİ)

   Hakkın, hukukun, adaletin, insanlık düşüncesinin kaybolduğu bir nokta da, mantıklı düşünceden bahsetmek mümkün değildir. NANKÖR HER DÜŞÜNCENİN BUNDAN BÖYLE KURBAN BAYRAMIN DA ÇOK KARNI AĞRIMIŞTIR. Keçiler, yavru oğlakları, dağların, ormanların, vadilerin, yeşilini, filizini, fidanını, yerken iyi. Biraz karnı acıktı mı o keçi sesiyle ortalığı nasıl da yıkar. Tavuk, tavuk iken, tavuk kafasıyla suyu içtiği zaman, başını, boynunu yukarıya kaldırıyor, bir başka anlamda, şükürle, yüce Allah?ı tesbih ediyor. KILICI KESTİREN ASLINDA SUYUDUR BUNDAN BÖYLE, HER KİM OLURSA OLSUN, ADAMI ADAM EDENDE, ASALETLİ, FAZİLETLİ, İNANÇLI VE İMANLI HUYUDUR. KALDI Kİ, İLAHİ ADALET ZATEN TECELLİ EDECEK. HEPSİNDEN KAÇTIK DA, BU YÜCE ADALETTEN NASIL KAÇACAĞIZ.

   Not: Gussa(tasa, kaygı)
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: