• resmi ilanlar
Kemal Bilsel Sarısözen [email protected]

DÜŞ DE GÖRELİM

07.07.2010 00:34:45

   Sayın Okurlar;

   Nasrettin Hoca misali ( YE KÜRKÜM YE ) saltanatı bitince, yani, menfaatler azalıp, akan sular kesilince, Allah aşkına, ahde defa kalıyor mu? Elbette ki, ekmekten bilen çok insan var. Büyükler, ( düş de görelim, dalına basta göreyim ) diye, 13.Yüzyıldan, bu güne kadar az laf etmemişler. Nerede, o can ciğer sarmaş dolaş dostluklar, konuşan dudu diller? BİTER YA? Daldan dala konan bukalemun, konduğu her dalın rengini alırmış. Para, makam, menfaat, unvan, velhasıl hayat tatlıyken, her şey iyi. Ayağın biraz kayıp da düştün mü, senden kötüsü yok. İşte insanoğlunun, en belirgin, en hissi ve en fevri menfaatinden kaynaklanan düşünce tarzı. Anlayan, düşünebilen, işiten ve görebilenler için, bütün kâinat sözdür. Yani, işimize geldi mi evet, işimize gelmedi mi hayır. Bunun için insan düşünür, insan konuşur, insan utanır ve insan ekmekten bilir. Küçük bir sesi duyana, Ramazan davulu çalmasına ne anlamı var? Anadan doğma sağıra, kulağının dibinde yüz sene değil, bin sene zurna çalsan boşunadır. Sağır sağırdır, riyakâr riyakârdır.

   Sayın Okurlar;

   Zamanla, örneğin, yerken, içerken, gezerken, cepler ve mideler dolarken, kandiline yağ damlarken güzel, bunlar kesilince kötü. İşte, bundan böyle, birinci hakareti kabul etmek, vefasıza, hokkabaza, cambaza, ikinci davetiyeyi çıkartır. Yüce Allah, sebatlı, vefalı, ekmekten bilenleri, bazılarından ayırt etmek için, rüzgâr göndermiş. Böylece, sivrisinekleri, haşarat tayfasını, bağdan bahçeden uzaklaştırmak istemiş. Neticede ne kadar sivrisinek ve haşarat takımı varsa kaçmış sabit olanlar kalmış. Söz bu ya. ? Deveye, nereden geliyorsun diye sormuşlar. Devede ?HAMAMDAN GELİYORUM DEMİŞ. Bunun üzerine, karşıdan cevap gelmiş. ÖKÇELERİNDEN, NASIL DA BELLİ OLUYOR. Hayatta, ? ne oldum delisi, bir düşünce, hiçbir zaman iflah olmamıştır. Ekilen, biçilen, kökü bilinen, nohut, kabak, leblebide olsa, mezeden öteye gidemez. ( Altın, yere düşmekle, sakıt olmaz, kadri kıymetten ) ( Z. Paşa)

   Bundan böyle, her sıkıntı bir günahın cezası, her ferahlık, bir ibadetin karşılığı olmuştur. Her ceviz yuvarlaktır ama her yuvarlak ceviz değildir. Müstağni olan tanrı?dır, muhtaç olan bizleriz. İnsanlık tarihi boyunca, bir vefasıza, bir hayırsıza, bir onursuza, para, mal, mülk, saltanat verildi mi, evvela kendi rezilliğini ortaya koyarmış. Kendini, aslını, neslini, bilmeyenden güzellikler beklemek, hiç olmamış ve olmamış şeyi beklemek demektir. Örneğin Anayı unut, babayı rafa kaldır, kardeşleri arayıp sorma, ekmek verene, su verene, riyakârlık yap, ondan sonrada el arkada dolaş. Rahmetli, bestekârımız, Tamburi Selahattin Pınar?ın ( USLANMADI, YAŞLANMADI HAYRET diye, nefis bir şarkısı vardır. Nede güzel söylemiş. RAHMETLİ AŞIK VEYSEL?İNDE ( DAVA, İNSANLIK DAVASI ) ŞİİRİNİDE ÇOK SEVERİM.

   Sayın Okurlar;

   Şu kalem, kimin elinde ve kimin parmağının arasında olduğunu görseydi ve bilseydi, kırılır, yine yazmazdı. İşte bunun için ( cahilden kalemi, deliden silahı alacaksın ) Allah, hiç kimseyi, faziletinden, asaletinden ve onurlu yaşantısından etmesin, ayrıca, herkes aklıyla bin yaşasın.
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: