İŞSİZ ? AŞSIZ VE DE
GÜÇSÜZ
19.07.2010 00:15:17
Sayın
Okurlar;
Türkiye?de, açlık ve yoksulluk
sınırı oldukça yüksek. Bir insan düşününüz ki işsiz-aşsız ve de
güçsüz. Üstelik birkaç çocuk ile hane halkı içerisinde, zoraki bir
yaşam mücadelesi veriyor. Böyle bir insanın düşünce sistemi makul
olabilir mi ve bu konumda olan bir beyin, makulü düşünebilir mi? AÇ
İT, FIRIN YIKAR DERLER. Bundan böyle tok insanlar, ekmeğin dışını
görürken, aç insanlar ekmeğin içini görürler. Birde, madalyonun diğer
tarafına bakalım. Açlık ve işsizlik sınırı, hat safhada da, tokluk
sınırı ne alemde? Maşallah, belirli bir grup toplum, katlı otopark
gibi saltanatını sürüyor. Yani kat üstüne kat, yat üstüne yat, araba
üstüne arabanın haddi hesabı yok. Allah daha çok versin. Birileri tam
gaz LÜKS HAYAT YAŞARKEN, GEL KEYFİM GEL DERKEN, BAZILARIDA BUGÜN
OLMUŞ, NEREDEYSE ÇARŞI EKMEĞİNİ EV EKMEĞİNE KATIK EDECEK.
Düşüncelerimin, duygularımın ne zengin edebiyatı, nede fakir
edebiyatıyla bir ilgisi yok. Nitekim alın teriyle, helal paralarla,
bu noktalarda, maddiyatını düzgün hale getirmişlere ne mutlu. Allah
daha çok versin. Ben, çaresizlikler içerisinde kalan, işsiz, güçsüz,
aşsız, aç insanlardan bahsediyorum. Bu mevzuda az laf edilmemiştir.
AÇ AYI OYNAMAZ, AÇ DOMUZLAR MISIR TARLALARINDAN ÇIKMAZ, NETİCE
İTİBARİYLE, AÇ OLANLAR KİMİNLE OLSA GÖZÜ KAPALI SAVAŞACAKTIR. Yaşamak
içinde, karnını doyurmak mecburiyeti vardır. Her aç, elinin
kesileceğini bile bile, kılıca sarılacaktır. (komşun aç iken sen
uyuyamazsın sözünü biliriz.) Bundan böyle, insanlar düşünce ve
duyguları itibariyle, bir yardımda bulunamamanın acısını, aç
insanların yanında çok düşünmüştür. Ancak, bu güzel düşünce, yardım
severlik, bazılarının umurunda değildir. Tek düşüncesi, benden sonra
tufan felsefesidir. Aç insan, açlığını yaşadıkça, zaruret hali
sürdükçe ve bunu yaşadıkça, kendinden başka kimseyi düşünmeyen (tok),
malı, mülkü, velhasıl menfaatlerini, YEL GİBİ, YILDIRIM GİBİ
GÖTÜRMEYE DEVAM EDECEKTİR. Ancak, ekmeksizim, açım diye bağırdıkça,
bütün bunlara rağmen, hala başına nergis bağlamaya devam ediyorsa,
buna da pek şefkatli bakmayacaksın. Karnı açken, midesi guruldarken,
lirayı bozuyor, keyfi bozmuyorsa, bu kadar meşakkatin içerisinde,
gönlü hala KEKLİK ETİ İSTİYORSA, O İNSAN, TABİİ Kİ, NE ÇALIŞIR, NE
SÖZ DİNLER, NE DE ZEVKİNDEN GERİ KALIR. İşini bilmeyen kasabın, masat
elinde kalacaktır. Yemeğe bir dilim ekmeği bulamayan bir kafanın, 5
çocuk 6 çocuk bilmem ki neyine? Zevke, eğlenceye, saltanat sürmeye,
aklı eren ve ondan sonrada açım diyen bir düşüncenin bu kadar çocuk,
YİNE SÖYLÜYORUM, NEYİNE? SÖZLERİMİ Hamamı Zade İhsan?ın bir şiiri ile
bitiriyorum.
Evliya-yı ni-metin, ahvali
daim böyledir.
Akil derler, lübbe-i
adem ölse atmazlar kabuk.
Bahsi
ciddiyetle tut, kafi- kati, hayali küllü
kal.
Salma kendini buğday ambarında, ey
aç tavuk.
Lüb: öz iç söz anlamında
Kal: dedikodu