SONUNU DÜŞÜNMEYEN KAFA
13.10.2010 00:29:24
Sayın
Okurlar;
Sonunu düşünmeyen kafa, tabiri
amiyane ile, bostandan biten kafa değildir de nedir? Böyle bir kafayı
karpuz keser gibi üstten kesersek, içinden AKIL DEĞİL ÇAKIL ÇIKAR.
Bir konunun, aslı ve özü varken
teferruatı ile uğraşmak ve konunun içeriğini görememek elbette ki
büyük bir gaflettir. Nitekim aç olanlar ekmeğinin içini görürken, tok
olanlar ekmeğin dışını görürler. Düzgün akıl, düşünen müspet akıl,
hangi konu olursa olsun, bildiğim kadarıyla olayların başını değil,
sonunu düşünür. İşte televizyonlardan, gazetelerden çeşitli haber
ajanslarından ülkemizde cereyan eden birçok nahoş, sıkıntılı, üzücü
ve de garip olaylar. Tedbirsizlik, dikkatsizlik, sorumsuzluk, ayrıca,
şahsi, gizli ve şeytani yöne dönen bir kafa, elbette ki müspeti
yakalamada hiç olmamış ve olmayacak şeyi arar. Böyle bir kafa ve
böyle bir düşünce, yaşa, başa ve saltanata bakmaz. Eskilerin dediği
gibi akıl yaşta değil baştadır.
Sayın
okurlar;
Siyaset hayatımızda, ticaret
hayatımızda ve muhtelif birçok olaylarda, ipe kadar gidenleri, geriye
dönmeyenleri içeriye girenleri ve çıkanları çok gördük. Yani yetkiler
ve sorumluluklar, görev anlayışı içerisinde yasalarından ve
mevzuatından saparsa, zararın geleceği muhakkaktır. Her şeyi bir
tarafa bırakalım. Bir gün ilahi adalet çıkar ve insanın yakasına
yapışır. Bütün bu işlerin beni seni olmaz. Yine inandığım o dur ki,
hak ve hukukun olmadığı yerde, meseleyi zaten çözmek mümkün değildir.
Bugüne kadar insanoğlu, tecrübelerden nasibini alsaydı, büyük
gafletler içerisinde aynı hatalara düşer miydi? ZAMANLA BİZDE ÇOK
DÜŞTÜK. Geçen yazımda da ifade ettim. Aynı hatayı, iki defa yapmak
sepet kafa değildir de nedir? Doğru söz ve doğru görüş, mermerden,
demirden daha dayanıklıdır. İnsaflı olmak hali ise dinin yarısıdır.
İSMİN GÜZELLİĞİNDEN ZİYADE, İSMİ YAŞATMAK ÖNEMLİDİR. Bunun içindir
ki, büyük isimler layık olmayanları yükselteceği yerde, tam tersine
alçaltmışlardır. İsmine, cismine, sözüne, özüne ve işine muaffak
olamayan bitmiştir. Çünkü tükenmeye mahkumdur. İşte bunun içindir ki,
Yüce Allah, hak ve adaletle yaşayanları, hak ve adaletle yönetenleri
sever. Güzel düşünce, güzel ahlak, güzel düşünmek bu bakımdan hem
pahalıdır, hem de lükstür. Fazilet, rezalet gibi hemen yayılmaz,
herkesin üstüne de herkesin omzuna da konmaz. Fazilet bir insanın
omzuna konduğu zaman da kolay kolay kalkmaz. Gerçek aklın üç büyük
düşmanı KÖTÜLÜK, BİLGİSİZLİK VE TEMBELLİKTİR. DİKKATE GELİNCE, DİKKAT
AZİZ AKLIN EN BÜYÜK ÇOCUĞUDUR. HAM DÜŞÜNCELERİ AKIL PİŞİRİR.
TEMENNİMİZ O DUR Kİ, YÜCE ALLAH BİR İNSANIN AKLINI NOKSAN ETMESİN.
YANLIŞ DÜŞÜNCELERİN, YANLIŞ HESAPLARIN, YANLIŞ HAREKETLERİN SONUCUNDA
İNSANLAR AZ MI SIKINTI ÇEKİYOR. ÖRNEKLERİNİ VERMEYE KALKARSAK,
RAHMETLİ, TAMBURİ SELAHATTİN PINAR?IN DEDİĞİ GİBİ, ?YAZSAYDIM BEN
DERTLERİMİ, CİLTLERE SIĞMAYAN BİR KİTAP OLUR?