ARABA
DEVRİLDİKTEN SONRA
03.11.2010 00:37:52
Sayın
okurlar;
Daha dün, Taksim Meydanı kana
bulandı. Polislerimiz, güvenlik güçlerimiz ve bazı vatandaşlarımız da
yaralandı. Hepsine de acil şifalar diliyorum. Bu, münferit bir olay
da olsa, sebep ve sonuç ilişkileri açısından elbette ki
düşündürücüdür. Rahmetli İsmet İnönü (Eşkıyanın bu gece ne yapacağı
belli olmaz) sözünü gel de hatırlama. Düş, uykudan sonra gelir. Bu
şartlanmış beyinleri yıkanmış caniler, düşman misali her yerde
bitebilirler. İşte bu arada, akla bir soru geliyor. Önemli olan,
sonuçları mı tedavi etmek, yoksa sebepleri mi tedavi etmek?
Olan olmuş, ölen ölmüş, kalan
kalmış. Ancak, manevi zararları nasıl telafi edeceğiz? Giden geri
gelmiyor. Bu arada, birçok aileler perişan oluyorlar. Acılarına ortak
olmamak mümkün mü?
Sayın
okurlar;
Tıp dünyasının bir güzel sözü
vardır. (Teşhisten tedaviye gidilir) Bundan böyle, işler de ehline
teslim edilir. Gerçekten düşünüyorum da, (Zalime zulüm, adaletin ta
kendisidir) sözü ne kadar da isabetlidir. Örneğin; arsızı, hırsızı,
canisi, velhasıl utanmazı bugüne kadar nerede ıslah olmuş ki, bundan
sonra ıslah olsun? Alışmış kudurmuştan beterdir derler.
Dikkat, görev, sorumluluk ve yetki
kavramlarının tüm anlamıyla uygulandığı yerlerde, dikkat edilirse,
evvela sebepler tedavi ediliyor. Bundan böyle, araba devrildikten
sonra akıl veren de ne kadar çok maşallah. İşte bunun içindir ki,
birlik ve beraberliğimize eskisinden daha çok ihtiyacımız vardır.