• resmi ilanlar
Kemal Bilsel Sarısözen [email protected]

SEVİYOR-SEVMİYOR

12.11.2010 00:56:55

   Sayın Okurlar;

   Gençlik yıllarımızda, genç kızlarımız ve genç delikanlılar, yeşil alanlarında piknik gezintisi yaparken, papatya falına bakarlardı. Bu bir şans denemesidir. Sevmek, özle olur. Sevmek de, sevilmek de, saymak da, sayılmak da, anlamak da, her şeyden evvel özveri ve ilkeli olmak gerekir. Öz ağlamazsa, göz ağlamaz derler. Bu nedenle GÖZÜNE TÜKRÜK SÜRMEK, AĞLAMAK DEĞİLDİR. SAĞ BAŞTA YASTIK İSTEMEZ. GERÇEK SEVGİ DE VE SAYGI DA YALAKA, YALAMA, ÇIKAR, VELHASIL, EL ETEK ÖPMEK DEĞİLDİR. Gerçek sevgilerde, avami, saniyen, kaldırım sokak çocukları serseriliği, köprü altı kültürü yatmaz. Özetle, adam gibi adam olan da, iki unsur vardır. Ya ister, ya istemez. (öyle KEM-KÜM, MİŞ-MIŞ) olmaz. Bundan böyle gerçeklilikte, işine geldiği gibi bir kıvırtma yoktur. Atı görüp aksamak, suyu görüp susamak, alaca kiraz, yenice heves misali çocukların işidir. Bazen her nasıl oluyorsa, hizmette kusur etmemiş ve herkes tarafından sevilen büyük insanlara saygı dahi duyulmuyor. Pek tabi bu bir düşüncedir. Herkesin herkesi sevmesi gibi öyle kesin bir kural da yoktur. Seven de sağolsun, sevmeyen de sağolsun. Devlet de bunu düşündüğü için olacak ki, teşbihte hata olmaz, kaldırımları çift yapmış. Beğenen yanına gelir, beğenmeyen öbür kaldırımdan gider. Bunun için kalkıp da bağırıp, çağırmaya, hiddete, şiddete ne gerek var. Ancak, çoğunluğu sevdiği ve takdir ettiği kişilere karşı bir benimsememe olayı varsa, bunun altındaki gerçekleri de çok iyi görmek gerekir. Yani, üç kuruşluk, yarım yamalık arızalı kafa, bu konu da büyüğünü bilse ne olacak, bilmese ne olacak. Bunlar bilmedi diye, büyüklerinde kahrından ölecek halleri yok herhalde. Nitekim, tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış. Gerçekten, sevmemeye ve saymamaya ait bariz bir konu varsa, o ayrı bir şey. Düşünülür, taşınılır, sorulduğu zamanda cevabı verilir. Köpek dahi küçük bir kemik parçasını yedikten sonra sahibine sadakat gösterirken, büyüğünü küçüğünü tanımayan riyakarın, aklında, mutlaka ve mutlaka şahsi gizli bir düşünce vardır. Kötü iyi bilse, zaten iyisini yapar. Kimsesin sevgisi ve saygısı bir başkasını ilgilendirmez. Ancak, istismarcı, çıkarcı her türlü gerçekten uzak şarlatan kafalardan nahoş hadiselerin görülmesi, hiç de yadırganacak bir ola değildir. Örneğin, bildiği halde (işine, gücüne, menfaatine, çıkarcılığına öyle geldiği için) bilmemezlikten gelme veya benimsememe halk edebiyatında (TECAHÜL-Ü ARİFANE), yani yalandan eşek olma sanatıdır. Herkes aklıyla bin yaşasın. Ortada gerçekler varken bunların üstünü kapatmak veya saptırmak aziz aklın işi değildir. Benim bildiğim kadarıyla büyüklere saygı duyulur, küçükler sevilir.
İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: