SANATKÂR OLMAK, SANATI BİLMEK AYRI ŞEY (Beğenmek veya beğenmemek ayrı şeydir)

21.02.2011 00:58:39

Sayın Okurlar;

Tekniği, sanatı, bunların tahsilini, inceliğini bilmek, saniyen sanatkâr olmak ayrı şey, bir insanın, eseri beğenip beğenmemesi ise daha farklı şeylerdir. Örneğin, mimar mimarisinde, ressam resimlerinde, yazar yazılarında, şair şiirlerinde, heykeltıraş heykellerinde, KENDİSİNE GÖRE HARİKALAR YARATABİLİR. ANCAK, BÜTÜN BUNLAR İNSANLARIN MUTLAKA BEĞENMESİ VEYA MUTLAKA BEĞENMEMESİ ANLAMINDA MÜTALAA EDİLEMEZ. Zevkler, renkler, incelikler içerisinde, bana cazip gelen bir eser, bir başkasına hiçte cazip gelmeyebilir. Bu bir görüş, bir zevk, bir duygu velhasıl bir beğeni meselesidir. Örneğin, köydeki, yayladaki insana, kuzunun, horozun ve kağnının sesi çok hoş gelir. Bu köylü, kalkıpta, sabahın şafak vaktinde, Mozart’ın eserini veya Secaeddin Tanyeli’nden PAPATYAM TANGOSUNU DİNLEMEZ. Pek tabi, bunların da çalınacak ve dinlenecek yeri vardır. Eserlerdeki teknik, bu tekniği bilenleri bağlar. Ama insanoğlunun zevklerini bağlayamaz. Bundan böyle, vatandaş, eserlerin değerlendirmelerini yaparken, ESERİN SAHİBİNE, GÖBEĞİNDEN BAĞLI DEĞİLDİR. Bir sanatkârın tekniği, kendisi için ne kadar önemli ise, insanların zevkleri de, insanoğlu için bir o kadar önemlidir. Modern resim, modern mimari, velhasıl, güzel sanatlar dalında bir eser, bunu yapana, güzel görünebilir. Ancak her insan, tahsil ve yaşantısı ne olursa olsun, o tekniği, o bilgiyi bilmek zorunda mı? Bilse de, sevmek veya beğenmek gibi bir mecburiyeti mi var? Örneğin, BAŞININ ÜSTÜNDE ÇEKİRGE, BAŞPARMAĞINDA BOMBA, AĞZINDAN ALEVLER ÇIKAN BİR RESİMDE, BU TABLODAKİ ANLAMI, ONU YAPAN BİLİR. ONDAN ANLAYANI, BEĞENENİ DE BULUNABİLİR. BUNLAR TÜM VATANDAŞLARIN BEĞENİSİNİ ETKİLEMEZ. Birisi alı severken, bir başkası moru sever.

Sayın Okurlar;

Lafı uzatmayalım. Marifetler, iltifata tabidir. MÜŞTERİSİZ META ZAYİDİR (Meta-ı marifet geldi. Revacım, bulduğu demler diyor Şair Baki). HÜNER ERBABI PABUÇLUKTA KALMAZ. GEL GELELİM, HÜNER MAKBULDÜR. AMA MUTEBER OLANI, HÜSN-İ EDEPTİR. Kuzgun kuşuna yavrusu, Anka kuşu görünürmüş. Başka kuşlar beğenmese de, bu kuzguna göre böyledir. Her beeeee diye gelen sesler, keçi sesi olsaydı, dağlar, taşlar keçi sürüsü kesilirdi.

İnsanların, edepli, seviyeli olan düşüncelerine saygı duyulur. Her neyse, güzel bürünür, çirkin görünür. (Beğenmek zevki, tercihte göz için, akıllılık gönül içindir). Özellikle Türk Halk Musikisinde, benim birçok kitabım, derlemelerim ve yazılarım var. ALLAHA ŞÜKÜR, GEÇEN SENE, DÜNYA ANSİKLOPEDİSİNE DE GİRDİM. ÖZETLE, TÜRK HALKININ SESİNİ, SÖZÜNÜ, SAZINI, TANITMAYA ÇALIŞTIM. ŞİMDİ BUNLARIN HEPSİ BEĞENİLECEK DİYE BİR KAYIT MI VAR? BEĞENEN BEĞENECEKTİR, BEĞENMEYEN BEĞENMEYECEKTİR. İnsanlar, zevklerinde, duygularında, seçimlerinde, isteklerinde, beğenilerinde, şartlandırılamaz. Bu bakımdan, insanları rahat bırakalım. Bir insanın, yaşı, başı, işi, gücü, ünvanı ne olursa olsun, zevklerinde, beğenilerinde elbette ki kendisine göre bir farklılık olacaktır. Bu aslında insanın doğasında vardır. Yazımızı, Karadeniz’in güzel bir türküsüyle bitirelim:

Kovayı koydum suya

Su akmayınca dolmaz

Ben seni sevemedum

Zorla güzellik olmaz.

YORUMLAR (Toplam 1 yorum)

Semra Kocabaş (22.02.2011 08:15:27)

Hocam elinize yüreğinize sağlık. Herkesin sanattan ve edebiyattan anlamasını beklemenin doğru olmadığını bildiğimiz gibi, yapılan eserlere de zorunlu bir beğeni beklemek anlamsız. İnsanın aslında doğasında olması gereken şey hoşgörü ve mutlaka saygı-sevgi