HERKES NE YAPTIĞINI BİLMEZ Mİ?

09.05.2011 00:37:29

Sayın Okurlar;

Hani, halkımızda (manda yıktığı yeri bilir derler.) İnsanların HASIDA, ŞERRİDE, İŞ BAŞINDA BELLİ OLUR. Seçimler yaklaştıkça, ithamlar, tenkitler, taltifler, velhasıl tüm yapılan konuşmaları, yazışmaları, dinliyoruz, okuyoruz.
Sayın Okurlar;

Söylediklerimizi saklayamayız ama söylemediklerimizi, yeri geldiği zaman söyleriz, icap etmiyorsa söylemeyiz. Aslında, önemli olan, ortaya atılan konunun, ne dereceye kadar ithamı ve ithama veya taltife değdiği noktasıdır. Bir meselenin, aslı ne ise, nesli de o olur. Asılsız her söz, özüne uymayan her iş, söz sahibine yüz karası getirir. Asiler yara ile adilerde para ile avlanır. Bunun için, hiç bir aslan, köpek havlamasına iltifat etmez. Kaldı ki, yüce Allah’ın ilahi adaleti, nasıl olsa bir gün, er veya geç tecelli edecektir. Gerçekten inananlar, gerçekten mümin olanlar, bu tür konuları çok iyi bilirler, bundan dolayı da, yalandan, yanlıştan, ithamdan, haramdan korkarlar. Kişi zadeler satın alınmaz, asiller azmaz, şaddan da şeker olmaz. Bunun içindir ki, bir konu ele alınırken, bazı sözler söylenirken, bunların, başına da, ortasına da, sonuna da bakılır. Sonunda pişman olacağına düşen, ayıkken zaten sarhoştur. İŞTE BUNUN İÇİNDİRKİ, YÜZ GÜZELLİĞİ HAMAMDAN EVE, HUY GÜZELLİĞİ İSE MISIRDAN ŞAMA KADARDIR. SONUNDA, HER YÜZ KARASI, GÖZYAŞI İLE YIKANIR. (Yıkamakla gitmez yüzün karası, onun için metanı satan yok) diyor şair Ruhsati. Bilinmelidir ki, zerre kadar iman, dünya kadar günaha değer. ZIRVALAR TEVİL GÖTÜRMEZ, ZOR İLE MENZİL ALINMAZ, ZULÜM İLE YAPILANLAR VE AYAĞA KALKANLAR ÇABUK YIKILIRLAR. Yalanla, riya ile, zorla, fesatlıkla, ABAD OLANIN AKİBETİ DAİMA BERBAT OLMUŞTUR. Doğru söyleyen de, yalan söyleyende, yeri geldiği zaman bunları savunamazsa, belgelerini ortaya koyamazsa, neticede tuzlaya çakılan eşeğe döner. Her yol, doğrulukla, dürüstlükle alınır. Yalanla, yanlışla giden daima duvara toslamıştır. Keremsizlerden kerem beklemek, hiç olmamış ve olmayacak şeyi beklemektir. Bu güne kadar, herkes, kendi ayıplarıyla uğraşsaydı inanıyorum ki, başkalarının ayıplarını aramaya zaten zaman bulamazdı. CİNLİĞE, ŞEYTANLIĞA, KURNAZLIĞA KARŞI, KURNAZLIK DÜŞÜNMEK İSE, ( DEĞİL SENİN BENİM) DÜNYANIN EN BÜYÜK APTALLIĞIDIR. NİTEKİN, KENARIN DİLBER İ, NAZİK OLSA DA, NAZENİN OLAMAZ. BEN DEMEK, ŞEYTAN DEMEKTİR, İŞTE BUNUN İÇİNDİR Kİ BENLİK ŞEYTANA YAKIŞIR. Masum olanlar, mazlumlar bir gün nasıl olsa gülecektir. Ancak, bilinmelidir ki, kısas kıyamete kalmayacağı için, zaliminde nasıl olsa dişi sökülecektir. Şeytanla kabak ekenin, kabak başında patlayacaktır. Netice itibariyle, düşünen insan olarak, güzellikler diyarı varken, çirkinlikler diyarına gitmenin ne anlamı var? Dünyada hangi feilsiz, hangi riyakâr, hangi düzenbaz, hangi şarlatan, iflah olmuştur? BİLEN, GÖREN VARMI ALLAH AŞKINA? Sonuç: Nerden bakılırsa bakılsın, DOĞRULARIN YARDIMCISIDIR HZ. ALLAH. Bir insan, hayatında hüsrana uğruyorsa, mutlu ve mesut olamıyorsa, sıhhatini kaybediyorsa, velhasıl üzüntüler içerisinde yüzüyorsa, bunu oturacak, düşünecek EVVELA KENDİNE SORACAKTIR. NEDEN?