
Kemal Bilsel Sarısözen
kbsarisozen@boluekspres.com
Sayın okurlar;
Doğru, dürüst, bir o kadar da masum huylu insanlar, hayatlarında, bir kere olsun, terslik, şeytanlık ve cinlik düşünmedikleri için, birçok konuda, kendilerine anlatılanları dinlemişler, bir müddet sonra da arkalarından gitmişlerdir. Dolayısı ile açık gözlülük, pratik zeka, düşünebilme keyfiyeti, geri zekalılık, karar verebilme gibi kavramlar birbirlerinden çok farklı şeylerdir. İstismarcılar ve istismarcılık hemen hemen birçok kişide ve konuda yerini bulabilir. Örneğin, insanoğlu, gerçekten dindar değildir ama dinci olur, öte yandan din görevlisi değildir, din adamı gibi konuşur veya aziz Atatürk’ü üç buçuk bilgisiyle öğrenmiştir, kalkar Atatürk gardoropculuğu yapar. Babasının malıymış gibi hepsini sinesine basar, bir nevi tabu yapar. Ancak, ne gerçek dindarda, ne de gerçek Atatürkçülükte, böyle şekli, afaki, yüzeysel, basit, çıkarcı düşünceler yoktur. Bu konuda, KÜLTÜRÜN, EĞİTİMİN, DENEYİMLİ OLMANIN VE TECRÜBELERDEN NASİBİNİ ALAMAMANIN ZAAFİYETLERİ GÖRÜLÜYOR. Bu istismarcı tayfanın birinci hedefi; kendisini tanıtmak, potalarını ve koltuklarını genişletmek, dolayısı ile bir başka anlamda taraftar toplamak. İkinci önemli hedef; kanaati acizem o dur ki EKONOMİK BOYUTLAR yani, parasal imkanları nerelerden ne şekilde elde ederiz. Bu yönde çeşitli çalışmalar ve sürekli gayretler. Üçüncü boyut ise kuvveti yakalamak, yani, 360 derecelik bir dairenin tüm iplerini avucunda toplamak. Yani, 100 rakamı bende ise 99’a kadar olan bütün rakamlar benimdir. Olayın aslı bu. Tarihte, bu türlü vakalar çok görüldü, çok yaşandı. Ancak, Musa’nın asası gibi doğru olmak varken, istismara yönelen istismarcıları, neticede, ilahi adaletin tecellisi mahvetmiştir. Bu nedenle yalanla iman bir arada durmaz. Örneğin, NEMRUT, ŞEDDAT, DECCAL HEPSİ BU YOLDA HÜSRANA UĞRADILAR. HEM KENDİLERİNİ HEM DE TARAFTARLARININ HAZİN SONLARINI HAZIRLADILAR. Bunun içindir ki Ahmet’in Mehmet’in kaldırdığını, bir gün yere vurabilirler ama Cenab-ı Hakkın kaldırdığını hiç kimse yere vuramaz. Bunun için (beni afiften mahrum etme denilir). Bir mazlumun, bir masumun, bir kocakarının ahı, kaleyi deler, öte yana geçer, o kaleyi de başlarına mezar eder. Tilki de karganın ağzından kandırarak peyniri aldı ama sonunda kendisini kürkçü dükkanında buldu. Gelelim öze. Kurnaza karşı kurnazlık düşünmek ne kadar büyük aptallık ise, eğri yolda giden adama da doğrusun demek dünyanın en büyük alçaklığıdır. Bu nedenle, aziz aklımız Allah’a emanet olunmuştur. Yeni yılda, güzel ülkeme, sevgili okurlarıma, bir kere daha, sağlıklar, başarılar ve de engin mutluluklar dilerim.






























Fuat Bayramoğlu
LİDERİ YENMEK, GALİBİYETLERİN EN GÜZELİ
Fatma Marmara
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI KUTLU OLSUN
Mehmet İşgörücü
YÜZÜNCÜ YILDA BOLU’DA TİYATRO
Ayşe KUDU
BİLİNÇALTIMIZIN TRAFİK HALİ
Duygu Güler
HOŞGELDİN ATAM
Hikmet Baydar
DÖVİZDE SON DURUM..
Tahir Semih Özçelik
VİZYON VE İNOVASYON
Rahmi Tamer Özçelik
PİŞMANLIK
Genc-i Nihan
GLOBALLEŞEN DÜNYADA NORMALLEŞEN TERİM ‘FAİZ’
Ekrem Çetinkaya
YATA YATA
Fevzi Saçlı
ÇÖPE ATILMA KORKUSU SARDI BENİ
Kemal Bilsel Sarısözen
MAKULU GÖREMEYEN DÜŞÜNCENİN,NE ÖNÜNDEN, NE DE ARKASINDAN GİDİLİR
Mehmet Korkusuz
KORKUSUZ YORUM
Fatma Kubilay
TÜRKMENLER’İ YALNIZ BIRAKMAYALIM….
M. Cengiz Poyraz
MİRAP MI, SAHNE Mİ? CÜBBE Mİ, KOSTÜM MÜ ?
Ebru Eyvazoğlu
AK PARTİ, CEMAAT VE BİZ
Dr.Ahsen SAÇLI
ENERJİDE TOPLUMSAL MALİYET
Murat Çelik
Bolu’nun şovmen vekilleri!