• resmi ilanlar
Kemal Bilsel Sarısözen [email protected]

TEŞHİSTEN TEDAVİYE GİDİLİR

11.01.2012 21:11:33

 

 Sayın okurlar;

Bildiğim kadarı ile, işinin ehli bir doktor, evvela teşhisini yapar, bu doğru teşhisten sonra tedavisine başlar. Dolayısı ile, teşhisi bilinmeyen, bilinemeyen, veya, teşhisi yanlış yapılan hasta, tedavisinde, asla sıhhate kavuşamaz, bundan böyle derman da bulamaz. Her konunun bir uzmanı, her işin bir ustası, bir ehli vardır. BU NEDENLE, USTALARIN ÜST TARAFINDA DÜKKAN TUTULMAZ. Siyasette de, politikalar yanlış düşünülür, yanlış uygulanır, bundan böyle, zamanında da yasal bir gidişle müdahale edilmezse, karşı taraf elbette kuvvet kazanır, güçlü olur. Bu saatten sonra da, laflar gidip gelmeye başlar. Netice itibariyle, sebebi göremeyen akıl, bundan sonra sonucu tedavi etmeye çalışır. İş işten geçtikten sonra, bu türden yapılan konuşmalar, ne zaman gündemi etkilemiş veya değiştirmiş ki, bundan sonra değiştirsin. KONUŞ, KONUŞ, KONUŞ. SONUÇ? Yani, sıfıra sıfır, elde var sıfır.

 Sayın okurlar;

Bu işler böyledir. Söyledikçe söz, estikçe ve savurdukça toprak ürer. (Söyleye söyleye dilimde tüy bitti derler. Tüy biter de sonucu etkileyen hiçbir şey bitmez. Gidemediğim, göremediğim, gezemediğim ülke benim değildir) Tahta çürük olunca, çivi tutmaz. Yazıma, Hamam-i Zade İhsan’ın bir şiiriyle devam ediyorum.

 Anlamazken bahsi, sallarsın başın,

Her sözünden, name-i hay hay çıkar.

Son pişmanlık Müfid olmaz, beyim,

Hay hayın ardınca, çok vay vay çıkar.

Her taş, yerinde ağırdır. Özetle, sonradan pişman olmak, dövünmek, laf üretmekle hiçbir şey elde edilemez. Yani, sen söyledikçe, ben söyledikçe, şayet, bizde yoksa fikr-i ala sadece, konuşuruz ama sonucu etkilememiz mümkün olmaz. Bundan böyle, ba-di heva (leyleğin ömrü lak lakla geçer). Ne konuşulursa konuşulsun, sonuçta galip gelen insan, işini yapar, bazen de karşı tarafı dinlemek lüzumunu bile hissetmez. Kuru dil, çeneyi yorar, kuru kaşık da ağzı yırtar. Geçerse güzellik çağı, bir gün elbette kırılır uçkurun bağı.

 Ne çıkar, öğrenmişsin mesahası pi diye,

Geçti Bolu pazarı, sür eşeğini Niğde’ye.

Namdar Rahmi Karatay

 Sayın okurlar;

Sular akarken testiler doldurulur ve bu doldurma sırasında, bir insanın eli işte, gözü oynaşta olmaz. Gafil başlar terkide olur, gaflete düşen başlar da düşmana yaraşır. Bin tane atmak bir vurmaya bile eşit değildir. Gelelim sadete; Zamanında düşünmeyeceğim, görmeyeceğim, haklı konuşma, tenkit ve müdahil durumda bulunmayacağım, daha sonra yenilgiye uğradığımda konuşmaya devam edeceğim. Allah yolumuzu açık etsin. Demir tavında dövülür. ELİN OĞLU, YOKLAR SENİN BENDİNİ, DAĞITIRLAR TUZAĞINI, FENDİNİ. Kapısını, penceresini unutup, açık bırakıp, hizmetçisini çalan hırsız, ( yolda, hizmetçisinin sahibi olan, gök bilimcisi için, şu cümleyi kullanıyor: O, hala yıldızlarını saysın dursun, demekte haksız mı? Sonuçta iki şeyi kabul edeceğiz: 1)Yapılanlar doğrudur.2) Yapılanlar yanlıştır ama ben görememişim, uyumuşum) Haydi hayırlısı. 

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: