YALAKA-YALAMAYALAKA-YALAMA

23.05.2012 00:40:43

Sayın Okurlar;

Yalaka ve yalama kelimeleri, yerel anlamda birer halk deyimidir. Yalaka, “menfaatlenme, şirin görünme, el etek öpme, bir nevi uşaklık”. “Yalama ise, yivli ve karşılıklı gelen erkek dişi civataların, birbirini tutmaması hali. Yani boşa dönmesi”

Sayın Okurlar;

Dün de, bugün de bu türden davranan az mı insan var?. Herkes kendisinin ne olduğunu bilmiyor mu? Burada önemli olan, yalakalığı ve yalamalığı kendisine prensip etmesi. Bizim bildiğimiz, “Mert dayanır, namert kaçar” Dolayısıyla, er kişide hüner bir olur, tam olur. Dürüst, inançlı insan, döner dolaplar gibi, iki yüzlü olmaz. Bundan böyle, yalaka ve yalamaların, yani dört paralık akılların, sekiz paralık uyduruk zevki olur. HEPSİ BU KADAR.

Sayın Okurlar;

Kirli ellerin parası yenmez, bundan böyle dostlukları olmaz, yaptıkları iş de ürküttüğü kurbağaya değmez. Örneğin, ekiciye borçlu olursan, yarın düğünde ve bayramda isteyeceğini aklına getir. Dünyada hiçbir yalakanın ve yalamanın, yaşı başı da olmaz. Böyle bir kimse HER KİM OLURSA OLSUN HAYATINDA SADECE YALAKALIĞI VE YALAMAYI DÜŞÜNÜR. Çünkü, tutmuyor. Zira, vücudunda aziz akıl ve düşünce sistemi gevşek olduğu kadar da sağlam karakterli değil. Arife tarif ne gerek. Bayatlamış, katılaşmış, zamk tutar mı? Dikkat ederseniz, nar ağacı meyvesini başına taç eder, kolay kolay koparamazsınız. Dut ağacının dalına bir tekme atarsan bir sürü dut, yağmur gibi dökülür. Çünkü bağlantısı gevşek. Bundan böyle, mert insanın mukavemeti, yalaka insanların ise illeti olur. Her nasılsa ucuz etin çorbasını da ite dökerler. Bu türden insanlar bukalemun gibi konduğu dalın rengini alır, dolayısıyla bir yandan EĞRİ KAPININ EĞRİSİ OLURKEN, MAHALLERİNİN DOĞRUSU OLMAYI DA HİÇ İHMAL ETMEZLER. ARIZALI KAFALARA KELAM NAFİLEDİR.

Sayın Okurlar;

İşte televizyonlar, işte basın. Görüyoruz, okuyoruz, duyuyoruz. Herkeste de eğriyi, doğruyu bulabilecek bir akıl var. Bu türden şerleri, şeytanları, yalakaları saymakla biter mi ve bunlar deftere sığar mı? Bu şeytanlar ve cinler sularını tutarlar, canları çıksa huylarını da değiştirmezler. NEREDE O GÜZÜNÜ SEVDİĞİMİZ, ARİFLİK, BİLGELİK, OLGUN, DOLGUN VE ASALETLİ İNSAN “Şaptan olmaz şeker, cinsi bilinenler cinsine çeker. Asıl azmaz, bal kokmaz vesselam” Dolayısıyla uzun lafın kısası, benimde seninde onunda ne olduğunu, ne olacağını Yüce Allah çok iyi bilir.