MADONNA İSTANBUL’A GELİYORMUŞ (Biletleri de karaborsaymış)

04.06.2012 00:53:40

Sayın Okurlar;

Kendisini bile bir insan, hiçbir zaman kişilerin, zevkleri, renkleri, fiziği ve müziği ile uğraşmaz. Biz de, aynı görüşteyiz. Ancak, her meselenin bir konumu, bir yorumu vardır ve de seviyeli olarak yapılır. Bu türden davranışlar ve beyanlar aşırı olursa, orada, elbette ki bir arıza vardır. ANA KONUMUZ AŞIRILIK, YABANCILARA FAZLA ÖZENTİ, ABARTI. Şimdi, Madonna denilen sanatçıya bir köşeye bırakalım. Seveni vardır, hayranları çok olabilir. Benim o tarafla işim yok.

Sayın okurlar;

Hani, deseler ki, Türk Sanat Müsikisinin, büyük hocalarından Hacı Arif bey, Saadettin Kaynak, Hüseyin Sadettin Arel, Türk Halk Müziğimizin büyük hocası Muzaffer Sarısözen İstanbul’da bir konser verecek deseler, ACABA KAÇ KİŞİ GELİRDİ? Bu, sadece meseleyi bir konumda odaklama anlamına da alınmaz. Örneğin, büyük bir maç sonrası, fanatik bir seyirciye (Beni arabanla hastaneye yetiştir, desen götürür mü derseniz?)

Sayın Okurlar;

Genelde, kendisini sahneye stada atmak, müzikle kendinden geçip, kollarını jiletle kesmek, karşısındaki sanatçıya sarılmak veya ağlamak varken HANIMEFENDİ, BEYEFENDİ OLMAK, AĞIR OLMAK NEDEN AKILLARA GELMEZ ACABA. Allah korusun, batının Conisi, karga denilen kuşun tüyünü, göğsünü moda diye taksa herhalde bu türden özenti kafalar, hiç düşünmeden bunu aynı tatbik edecek. KENDİ TARİHİNİ, KENDİ ECDADINI, SANATINI, KÜLTÜRÜNÜ HİÇ Mİ AKILLARA GETİRMEZ? Getirmez; çünkü, bu önemli konular, onun ilgi alanında değil ki. Bilinmelidir ki, sinemizde tevhidin emaneti vardır. Silinmesi de öyle kolay değildir.

Sayın Okurlar;

Biz gelelim konumuzda genel yorumumuza.

(Allah’ın sevmediğini, Peygamber sopa ile kovalarmış) hiç demeyin ki,

ÜFDADEM ODLARA YANDI

HAKDAN HAYA KILMAZ,

KULDAN UTANMAZ

Her aklımıza geleni işler, her ağacı taşlarsak, başımız bitten, saçımız pireden kurtulmaz. Dünya kurulduğundan beri bugüne kadar, arlanan, utanan tek bir deli olmamıştır. Bu güzel vasıflar soylularda, olgunlarda ve dolgunlarda vardır. Deliye, saz işittirmek helaldir de, deli Dumrulsuz’da oynar. Dengeli tabip insan, delinin düşünmesine, tavuğun eşinmesine, derman bulunamadığını bilir. Bundan böyle çocukların, delilerin ve dengesizlerin yürekleri ağzındadır. Akıllıların dili de yüreğindedir. GÜNEŞİN PERDEYE İHTİYACI YOKTUR. ALİMLERİN ELİNDEN VÜCUD SIHHAT KAZANIRKEN, SERSERİ CAHİLİN ELİNDEN İÇİLEN HER İLAÇ ZEHİRDİR. HİSSİ, FEVRİ, KİMSELERİN BULUNDUĞU YÖRELERDE, SİYAH DAİMA BEYAZDIR. KÖR DE KESKİN GÖZLÜ OLUR. EŞEK GİBİ GAFİL OLMAMAK, GAFLETE DÜŞMEMEK LAZIMDIR. İŞTE EŞEK, BU GAFLETİ YÜZÜNDEN VE KAFASINDAKİ O AKLI, O GÖZÜ, O KULAĞI SATMADIĞI İÇİN CİĞERİNİ TİLKİ YEDİ. Petek gözlü sinek, dolu tencereyle, boş tencereyi ne bilecek? Onun gözünde bir avuç pislik su DERYADIR. KUVVETSİZ FİKİRLER HİLEDİR. AKIL VE TEDBİRSİZ KUVVET İSE CEHALETTİR, DELİLİKTİR. Ne diyelim, Allah büyüktür.