• resmi ilanlar
Kemal Bilsel Sarısözen [email protected]

MÜHİM OLAN NETİCEDİR

13.06.2012 00:12:58

Sayın Okurlar;

İktidarı muhalefeti, 85 yıldır devamlı konuşuyor. Bu arada, vaat edilen işler bitiyor mu, bitmiyor mu onları zaman gösterir. Ancak, çoğu zamanda, sadece konuşmak neyi değiştiriyor? Sandığın başına gidildi mi ve sonuçlar belli oldu mu, bazılarını elbetteki bir düşünce alıyor. Kısaca BİR TARAFTA ZAFER, BİR TARAFTA MAĞLUBİYET. Demek ki, örneğin; alanlarımız çok kalabalıktı, çok güzel karşılandık gibi konuşmalar bir yerde, netice vermiyor. Özetle; (Sen salla başını, ben bilirim işimi) Zaten, geleceğin en doğru sözü kahini de geçmiştir. Yükselmek, öyle her baba yiğidin kârı değildir. Gerçek yükselmek ve başarı hayatın sırrını öğrenmektir. Genel olarak, hayatımızda konuşmuş olmak için konuşmak, Allah aşkına neyi değiştiriyor ki. 85 yıl süredir siyasilerin, ciltlere sığmayan konuşmaları oldu. Sonuç itibari ile ne oldu? El elde, baş başta. Unutmayalım ki, millet iğnenin deliğinden Hindistan’ı seyrediyor. BU HALK, FAYDASINA, VERİMİNE, GÜVENİNE, HUZURUNA, EKONOMİSİNE VE İTİMATINA ŞAYAN OLMAYAN HİÇBİR KONUŞMAYA İTİBAR ETMEZ.

Kuru kalabalıklar, bolca şakşaklar, kimseleri kandırmaz. İnanç, yaşamanın gücüdür ve huzura da başarıya da eşitlik sağlar. BAŞARANIN, ZAFERLERİN BABALARI ÇOKTUR. YENİLGİNİN İSE HEMEN HEMEN HİÇ YOKTUR. Şeker şeker kamışından olur, hasır kamışından değil. Meselenin boyutlarını, inceliklerini, sorumluluklarını görebilenlerin lügatinde başarısızlık diye bir şey yoktur. Bir de bu meselelerin içerisine bencillik girerse, bu da dostluğun zehiri olur. (Zaman zaman, sadece ben yaparım, sadece ben düzenlerim, sadece ben bilirimin sözleri neyi değiştiriyor?) Bilinmelidir ki hakikatin ömrü sonsuzdur. Gerçekleri bilmek başka, başarmak ise daha farklı şeylerdir.

 

Sayın Okurlar;

Siyaset, evvela ilim değil sanattır. Sırtı yere geldikten sonra kazanmış olmak ise, yalnız siyaset alanlarında görülür. Şahsen, elim, ayağımın çalışmasından hoşnut değilse, sorumlusu başımdır. Başta, siyasiler olmak üzere insanlar her bildiğini söylemeseydi ancak, her söylediğini bilseydi, belki de daha faziletli olurlardı. Hayatımızda tek bir kelime dahi karşımızdakinin akıllı mı, deli mi olduğunu gösterir. Canın, şeref ve itibar mayası hikmetli ve inandırıcı sözlerdir. BOŞ LAKIRTI KARIN DOYURMAZ. BOŞ KAŞIK AĞZA UYMAZ. BOŞ TORBA İLE AT TUTULMAZ. GENEL TEAMÜL BUDUR. Kaldı ki, bostancıya kelek satılmaz. Kısaca ve özetle, Safiye’yi, Hatice’yi kafiyeyi bırakalım da neticeyi görelim.

Hani meydan da eser, lafla değirmen mi döner,

Dereden kurbağalar ses çıkarır vak vak ile,

Biz de yok fikr-i ala laf atarız subh-u mesa,

Leyleğin bad-i heva ömrü geçer lak lak ile

(Hamami Zade İhsan)

 

KÖŞEMDEN GÜNCELLEME

(Kararı siz verin)

 

Efendim;

Geçen hafta üniversiteden geliyorum. Hastane durağından yaşlı ve hasta bir bayan, Karaköy dolmuşlarına bindi. Oturan gençlerden en küçük bir yer gösterme ve tık yok. Netice de, nezaketli ve saygın bir kızımız, bu yaşlı ve hasta bayana yerini verdi. Yani, o vermeseydi ben hazırdım.

Düşünüyorum da, hey gözünü sevdiğim SEVGİ, SAYGI, USUL, ERKAN. (DALAYAN ISIRGANDAN GÜL OLUR MU?) Böyle işte. Ne söylesek boş. Sonradan görmüş iki dilli çocuğa dönmüş.

Kendini bilmeze pek olma yakın,

Sonradan görmüşe de borç etme sonra.

(Kadri)

 

İlk yorum yapan siz olun!
 1250 karakter yazabilirsiniz

Yazarın son yazıları

Yazarın TÜM YAZILARI

Tabaklar Mah. Cumhuriyet Cad. İnci İş Merkezi No: 32 / 32 Bolu   Tel:   Faks: